Başka oyunlar oynanmazsa eğer...

Terörsüz Türkiye, kimlerin rüyalarını kabusa çevirir?

Başka oyunlar oynanmazsa eğer...

Terörist başı APO ve terör yuvası Kandil, hesapta yokken terörden beslenenleri boşa mı çıkaracak?

Yıllar önceydi.

Gündemde, (şimdikine benzemese de) yine PKK’nın silah bırakması meselesi vardı.

Türkiye’de çok geniş bir kesim, o tarihte de uç veren terörsüz Türkiye umuduna destek veriyordu.

Ve birden bire…

Nereden emir aldıkları bilinen birkaç sözde aydın ve gazeteci soluğu Kandil’de aldı.

Büyük bir telaş içerisindeydiler:

PKK, gerçekten ya silah bırakırsa…

Kimliklerinde “Türk” yazan ve bu toprağın suyunu içip ekmeğini yiyen o kanı bozuklar adeta yalvardı:

“Sizin elinizdeki en büyük koz silahlarınız ve Batı’nın sınırsız desteğidir. Siz eğer silah bırakırsanız, önce Batının desteğini tümüyle kaybedersiniz, sonra da TC’ye karşı savunmasız kalırsınız. Bu sebeple kesinlikle silah bırakmayın, yakında TC sizin şartlarınızı kabul etmek zorunda kalacak.”

Bu cümleleri kuran o hainlerin aralarında hele biri vardı ki sormayın.

Dedesi de koskoca Osmanlı’nın yıkılmasında başat rol üstlenmişti.

Siz zannediyor musunuz ki Terörsüz Türkiye, yalnızca Amerika’yı, İsrail’i, İngiltere’yi, Almanya’yı ya da İran’ı rahatsız eder.

Hayır…

Bu ülkelerle beraber terörsüz Türkiye, içimizdeki hainleri daha çok korkutuyor.

Düşünebiliyor musunuz Türkiye, kırk yılı aşkın süredir amansız ve kesintisiz biçimde terörle mücadele ediyor.

Asker-polis-sivil on binlerce canımız yitip gitti.

Öte yandan…

Devlet, ülkenin kalkınması ve milletin refahı için harcaması gereken yüzlerce milyar doları bu yolda tüketti.

Sanayi ve teknolojinin gelişmesi için sarf edilecek zaman, terörle mücadele yolunda harcandı.

Özellikle PKK ve FETÖ yerel yahut da bölgesel bir terör örgütü değil.

Her ikisi de, küresel güçlere dayanan ve mevcudiyetlerini buradan aldıkları destekle sürdürmektedir.

Yani her şeye rağmen mücadele edip kolunu kanadını kırdığımız bu terör örgütleri, yalnızca birer aparattır, figürandır…

Asla mazruf değillerdir.

Gelelim günümüze…

Malum; MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla bir süreç başladı.

O çağrıda; ama, fakat, lakin kelimeleri geçmedi.

“Kayıtsız şartsız silah bırakma”

Bu davete icabet edilmezse, Türkiye Cumhuriyeti’nin nelere kadir olduğunu biliyorlardı.

Gelinen noktayı ve Türkiye’nin dünya ölçeğinde elde ettiği seviyeyi görüyorlardı.

Meseleyi hiç de uzatmadan, makul bir sürede hem İmralı’daki hükümlü terörist başı hem de Kandil’deki militanlar müspet cevap verdiler:

“PKK feshedilsin, örgüt şartsız silah bıraksın.”

Bu iklim, Türkü de Kürdü de heyecanlandırdı, yeniden engin bir umuda daldırdı.

Ve fakat geçen dönemlerde de olduğu gibi kılıç kalkan kuşananlar çıktı!

Varlıklarını Türkiye düşmanlığına adamış bu hainler, kuzu postuna bürünen sırtlan kalleşliğiyle saldırıya geçtiler yeniden.

Bazıları alenen  “Hayır… Terör bitmesin, PKK da silah bırakmasın” diyor.

Bazıları da, suret-i haktan gözükerek, süreci iğdiş etmek için türlü hilelere başvuruyor.

Çünkü bunların ağababaları da enikleri de çok iyi biliyor ki:

Terörden arınmış bir Türkiye, çok değil üç beş yıl sonra dünyanın en güçlü birkaç ülkesinden biri olacak.

Ülke kalkınacak, halkın refah düzeyi daha da büyüyecek.

Ekonomik krizler tarih olacak, kişi başı milli gelirle rekordan rekora koşacak.

Bugün olduğu gibi Türkiye tüm mazlum milletlerin hamisi olmayı sürdürecek.

Kimi at gözlüğüyle dolaşan solcular var.

Onlar da itiraz ediyor, ama PKK muhipleri kadar ileri gidemiyorlar.

PKK’ya sempati filan da duymuyorlar.

Yegane korkuları şu:

Terörsüz Türkiye gerçekleşirse, kimse artık Tayyip’i durduramaz!

Siyasi saik güdüyorlar anlayacağınız…

Adları gibi biliyorlar ki terörsüz Türkiye demek; halkın huzuru, zenginliği ve ülkenin kalkınması demektir.

Hal böyle olunca, buradan muhalefete ekmek çıkmayacak.

Daha kaliteli bir demokrasinin ve hakiki anlamda hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bir Türkiye’de, çözüm yerine yalnızca kaos üreten bir muhalefete yer olabilir mi?

Bahçeli fitili ateşledi, devlet de en küçük bir tartışmaya mahal vermeksizin bu çıkışı yaptı ya…

En çok terör baronlarının etekleri tutuştu.

Öyle ya, ortada terör sayesinde kirli paralarına tonlarcasını katıyorlardı.

Şimdi değirmenin suyu kesilecek.

Uyuşturucu kartelleri de derin bir korku içinde:

Bizim ürettiğimiz bu uyuşturucuyu peki kim dünyaya satacak?

Terörden beslenen kimi feodal yapılar bile çok rahatsız:

Terör biterse, biz yöre halkını neyle korkutup üzerlerinde hakimiyet kuracağız?

Geride kalan kırk yılda çok ayaklı, çok amaçlı, çok yapılı bir sistem oluştu.

Duvardan tuğlayı çektiğiniz an o kirli ve kanlı yapı çökecek.

Türkiye’ye diş bileyen İsrail terörsüz Türkiye’de, kendine yeni işbirlikçi bulmakta zorlanacak.

Tamam… Hain her daim vardı, bundan böyle de olacak, ama kıymet-i harbiye ifade etmeyecek.

Türkiye kararını verdi ve bu yoldan da dönüş yok artık:

Ya silahlar bırakılıp terör örgütü kendini feshedecek edecek ya da silah tutan eller koparılacak.

Bu kadar basit…

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.