Her türlü kahpeliği deneyerek Türkiye'ye diz çökertmek isteyen Amerika ve kuyrukçuları, terör ve darbe girişimiyle elde edemediği sonuca, şimdi de ekonomi üstünden ulaşmaya çalışıyor!
Evet, canımızı yakmasına yaktılar hatta yakmaya da devam ediyorlar. Önce terör örgütleri üzerinden hamle üstüne hamle yaptılar. PKK ile yola çıktılar, ardandan DEAŞ kartını oynadılar bu da kesmeyince, koynumuzda büyüttüğümüz FETÖ ihaneti ile vurdular! Baktılar ki, her türlü alçak tuzağa ve kalleş saldırıya karşı Türkiye'de binlerce şehide rağmen ne millet-devlet bütünlüğü bozuluyor, ne de bu ülke emperyalist güçlere boyun eğiyor.
Son üç asırdan beri devam eden bu alçak saldırılar sonunda, tamam koskoca bir
imparatorluk dağıldı. Fakat ne Türk milleti baskılar karşısında "pes" dedi, ne de bu millet devletsiz kaldı.
Allah'ın lütfü, milletin cesareti ve feraseti sayesinde 1923'te düştüğü yerden kalkarak, devlet yapısında makas değiştirip yoluna devam eden Türkiye, bugün de adına "ekonomi" denilen acımasız bir silahla teslim alınmak isteniyor.
İki yıl önce 15 Temmuz'da tank ve bombalarlar korkutup sindiremedikleri Türkiye'yi, ambargolar ve çeşitli dayatmalarla köşeye sıkıştırmanın peşinde koşan Amerika ve kuyrukçuluk yapan işbirlikçileri, açıkça ülkemizi tehdit ederek diyorlar ki, "Ya kayıtsız şartsız emrimize girecek ve biz sizin için neyi münasip görürsek ona boyun eğeceksiniz ya da
paramız ve tekellerimizle sizi mecalsiz bırakırız!"
Son bir haftadır olup bitenlerin özeti budur. Türkiye, devleti ve milletiyle bu şerefsizce hazırlanan tertip karşısında, elbette korkup teslim bayrağı çekecek değil. Çoktan çok
azdan az misali, bu ilkesiz ve hudutsuz savaşa karşı ölümüne direneceğiz. Millet-devlet olarak
maddi kayıplara uğrayabiliriz, canımız biraz daha yanabilir. Lakin bu mücadelenin sonunda Allah'ın izniyle yine Türkiye ve bu millet kazanacaktır. Felaket tellallarının ajitasyonlarına
kapılmadan ve de paniklemeden dik durup, oynanan tüm oyunları bir kez daha boşa çıkaracak çıkışlar yapmalıyız.