Haber Girişi : 07 Şubat 2017 13:50

AYDINLARIN KARANLIĞINDA KALMAK

AYDINLARIN KARANLIĞINDA KALMAK

Aydın İnsan" kimliğiyle toplumlarda kanaat önderi görevi edinmiş kişiler "ay misali" aydınlatacağı toplumdan aldığı verileri derleyip toparladıktan sonra onlara geri yansıtırlar. Aydın insan yansıtacağı bu bilgi ışığını tabiattan, sosyal yaşamdaki ikili ilişkilerden ya da toplumun varlığından haberdar olmadığı kıymetlerinden alır. Bunu akıl, mantık süzgecinden geçirdikten sonra geride kalanları başta felsefe ve psikoloji olmak üzere bilimin çeşitli dallarıyla harmanlayıp en yalın ve anlaşılır (şu an benim yazdığım gibi karmaşık değil) bir halde aydınlatacağı insanların üzerine yansıtır. Ay gibi? Yoksa güneş gibi sonsuz bir enerji kaynağı değildir. Işığını kendisi üretemez. Bir noktada, ölü bir gezegene yaşam bahşedemez.  Aydın İnsanın önce kendisi aydınlanmalı ki, başkalarını da aydınlata bilsin. Aksi takdirde "Ben Aydınım" demekle Aydın İnsan olunmuyor(!)  Bizde olduğuna bakmayın!

AYDIN İNSAN

Bizdeki şekliyle anlatacak olursam, sık sık Tv programlarında boy gösteren, magazin sayfalarında kendinden çok genç insanla aşk haberleri çıkan, kaptıkları gazete köşelerinde ona buna sataşarak ağırlığını satır aralarında hissettiren, genel çoğunluğun ortak kabulüne şiddetle muhalefet olan, haklıdan çok, güçlünün yanında olan, Allah için kitabın ortasından konuşmak yerine, menfaatinin muhafazası hesabında olan, iktidara şirin görünmenin sefasını son model cipiyle çıkaran tipler diye tarif ederim. Kabul, haklısınız; bunların tersi zaten sıradan bir vatandaş profili olur ki bu da aydın insana asla yakışmaz. Öylesi olmaz böylesi olmaz! Peki, nasıl olmalı aydın insan? Nasıl anlaşılır? Karanlık gecede yolumuzu aydınlatan ay gibidir,  Yukarı bakmazsak ay'ın varlığından haberdar olamayız ama onun ışığında yol buluruz. Gayri ihtiyari başımızı kaldırdığımızda da ay'ı görürüz ama ışığını unutur sadece güzelliğine bakarız.  Hakikatte ay karanlıktır! Aydın insanda öyle! (?) Toplumu aydınlatmak için bilgiyle görgüyle aydınlanan insan, aydınlandıkça kararır! Bu kararma ise ona yansıtma özelliği kazandırır. Kısaca aydın insan kimliğiyle değil yansıttığı ışıltısıyla vardır. Bu ışıltı öyle göz kamaştırıcıdır ki, kendisi asla fark edilemez ile. Konu daha fazla felsefi bir hal almadan toparlayayım. Toplumsal sorunlarımızın en başında "aydın insan" enflasyonu yaşanıyor olması gelmektedir. Ki bu ekonomik enflasyondan çok daha ciddi bir sorundur. Işıltısıyla değil, kimliğiyle ön planda olan ve en ücra kahvehaneden tutun da en yüksek tirajlı gazete sayfalarında rastladığımız bu beyinler ciddi bir hükümranlık peşinde olmak ya da olamaya çalışmaktan öte bir gayret içinde değillerdir. Günümüzdeki sosyal bölünmüşlüğü ve bu bölümler arasındaki çatışmaları sadece ama sadece siyasi ve ekonomik nedenlere bağlamak çok büyük hata ve yanılgı olur. Gerçek manada "Aydın İnsan"ımız yok değil, var elbet. Ama bunlar o kadar az ki, asli görevleri olan ışığı yansıtma işini yaparken önlerinde bir perde misali set çekmiş sahtelerinin arasında cılız parıltılarıyla can çekişir haldeler. Ne bileyim belki Rahmetli Eşref'te (Eşo) bunlardan biriydi!(?) Ya da değildi! Ama kararmıştı, karanlıktı! Bunu biliyorum işte?

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.