Münir Alpağut dedem’di.
1892 yılında Erzurum da doğmuş 1328-29 öğretim yılında İstanbul Darulfünun Hukuk Fakültesini bitirmiş,1915-1919 yıllarında
İzmir,Kığı ve Gavur dağlarında yedek subaylık ve yedek teğmenlik yapmış,1919 ve 1929 yıllarında Erzurum Bidayet mahkemesi, 1929-1921 yıllarında ise Erzurum İstinaf mahkemesi üyeliği yapmış, 1924 yılında Ardahan hakimliği görevine getirilmiş, Ardahan’daki görevinde İbrahim Kadimof’un çetesini çökertmiş ve Hamsizade Celal Bey’in katillerini açığa çıkarmış.
1924-1934 yılları arasında avukatlık ve baro başkanlığı ,1946-1950 yıllarında ise Erzurum ticaret ve sanayi odası başkanlığı yapmış, müdafaa-i hukuk cemiyetinin kurulmasında ve Erzurum kongresinde emekleri geçmiş, daha sonraları serbest hayata geçerek, ticaretle uğraşmış. 1952 yılında tedavi gördüğü Ankara da vefat etmiş mezarı Cebeci kabristanında bulunmaktadır.
Doç .Dr. Murat Küçükuğurlu, Erzurum belediye tarihi II adlı eserinde Münir Alpağut’dan meclisin bilge üyesi diye bahsetmektedir.
Kazım Yuradalan, onu “ O yalnız resmi vazife sahibi değildi,aynı zamanda harp ve istilaların işgal ve katliamların husule getirdiği memleketteki boşluğun doldurulması ve milli birliğin vücuda getirilmesi için bu mücadelenin ilk saflarında kendisine mahsus ve metin ruhile ahzi mevki etti.
Birinci Cihan Harbinde İzmir’ de ve Kığı cephesinde, Gavur dağlarının kar dalgaları arasında her türlü mahrumiyete katlanarak yedek subaylık vazife-i vataniyesini cephelerde ifa eden şuurlu,münevver evlatlarımızdan biriydi” cümleleriyle tanımlamaktadır.
Şair yönü de bulunan dedem Münir Alpağut’un 1323 senesinde 55 yaşında vefat eden babası Mustafa Efendi için kaleme aldığı .
Dari fani bakimidir? Bu alemi ulviyete.
Mavlüy olan rahlet eder,kalmaz bu darı mihnete.
Malum değil vakti ecel,her biri bir sinde gider.
Kimi şebip kimi tuvan,hakusteri mahfiyete.
Gelmiş ise vakti ecel,en son olur bir şey sebep.
Kimi giderse fücceten,düşer kimi bir illete.
Layus halidir hasıli,kimse karışmaz hikmete.
Esbabini eden sual,terkeyler aklı hiffete.
Rahmetmedi zalim ecel, Hakişre defnoldu peder
Cismini verdim makbere, ruhunu rabbi izzete
İlmi ile amil idi, etmişti hasru meram
Şeri şerife rağbeti, nesi mübini ayete
Alemden edince cüzar, ağladı çeşmüm zaruzar
Fahreyle ey haki mezar, bu cismü beytü mefrete
Meyletmezdi aleme, destini etmişti diriğ
Meşugidi her süpişan ta ati rebbi izzete
Canından olmuştu bizar, derdi anın zalımidi
Bu dert ile ahırı kar, gargoldu nuri rahmete
İrcii emrini heman, cuş eyleyip etti sefer
Elli beşinde şadugam, ulaştı canı cennete
Baki değil hiç kimseye, encamımız mahvü harap
Mersiyede derceyledim, bu misreyi tesliyede
Tarihini yazdım Münir, pervazi illiyiniken
Bin üç yüz yirmi üçün, uğradı Salı hicrete
Namiyle tarihi diyar, derceyledim divanıma
Etti pederim müstefa, dünyayı tebdil cennete “
Şiiri, onun şairlik yönünü çok güzel ifade etmektedir.
Ayaz Paşa camisinin karşısındaki İsmail Bey sokağın sağ tarafında ise Erzurum un meşhur müftülerinden Sakıp Danışman hocanın evi ve bitişiğinde ise Tahsin Şerifsoy’ların evleri bulunmaktaydı.
Sakıp Danışman Hoca ile bizim ailenin uzun yıllara dayanan bir komşulukları bulunmaktadır.
Eski ulaştırma ve Kültür bakanlarından Rıfkı Danışman’ın babası olan Sakıp Danışman hoca 1893 yılında Erzurum’ da doğmuş olup, babası Zeynal camii hatiplerinden Ali Efendinin oğludur.
Yetim hoca’nın (Mustafa Zihni Efendi) rahle-i tedrisatından geçen Sakıp hoca, Kurra hafız Muhammed Rıza Efendi’den ders almış ve hafızlığını tamamlamıştır.
Erzurum müftü Müsevvitliği ile Erzurum bölge vaazlığı görevlerinde bulunan Sakıp Hoca bir müddet Erzincan müftü vekilliği görevinde bulunmuş, meşhur Solakzade müftü efendinin, 1960 yılında vefat etmesinden sonra Erzurum müftülüğü görevine getirilmiş ,bu ulvi görevdeyken 1968 yılında vefat etmiş, mezarı asri kabristanda bulunmaktadır
Ayaz Paşa camisinde 48 yıl boyunca hatimle sabah namazı ve teravih namazlarını kıldıran hoca,elli yıl gibi bir sürede Zeynal Caminin, hatipliğini yapmıştır.
Binlerce talebe yetiştiren hocanın talebeleri arasında, eski diyanet işleri başkanı M.Nuri Yılmaz’da bulunmaktadır.
Sakıp danışman hocanın yazı,makale,konferans,fetva ve hutbelerinin kapsayan ”Sohbetler” isimli kendi el yazması kitabı ile “Kuran-ı Kerim ve Meal Tefsiri” isimli eserleri bulunmaktadır.
Ayaz Paşa camiinde hatimle teravi namazı kılma geleneği, Sakıp hocadan sonrada uzun zaman devam etmiş,en son Mehmet Aydın hoca bu görevi sürdürmüştü.
Hatimle teravi namazı kılmak isteyen cemaatin bir hayli olduğu o günlerde bizde bir grup arkadaşla birlikte bu güzel geleneği sürdüren cemaat arasındaydık.
Camiye devam ettiğimiz arkadaşlarımız arasında, Eski devlet bakanı Avk. Lütfü Esengün,Avk.Türker Kaya,Naci Narmanlı hoca bulunuyordu.