milletvekili adayıydı.
Faruk Terzioğlunun o köylüye verdiği cevabı aktarmayacağım, ama bu hikayenin öznesi şudur:
İspirde köylü bir insanımızın belki hiç görmediği yahut da
gidip namaz kılamayacağı Ayasofyayı camii olarak görme
arzusu, ümidi ve beklentisidir.
Bu, bütün Türk halkının ve ümmetin samimi bir talebiydi.
Fatihin fethettiği İstanbulda Hristiyanlar açısından marka
değeri taşıyan Ayasofya, bir Müslüman mabedi olmuştu ve
asırlar boyunca da bu minval üzere hizmet etti.
Seksen küsur yıl sonra, o mabet yani Ayasofya Camii
yeniden ibadete açılıyor.
Başka bir ifadeyle özlem bitiyor
Ama bu şu demek değil asla
Bundan böyle Müslüman olmayan hiç kimse Ayasofyaya
giremeyecek.
Şimdiye kadar kim nasıl gidiyorduysa bundan böyle de
gidecek, üstelik bu kez para bile ödemeyecek.
Ayasofyanın yeniden camii olarak düzenlenmesi kararı,
aslında bu ülkenin bağımsızlığını tüm dünyaya deklare eden bir tarihi hükümdür.
İspirli köylü amca belki bunu gördü ya da göremedi, bilmiyorum.
Lakin bu milletin beklentisini ve özlemini gören
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, üstelik şu sıkışık ve
karışık dönemde o tarihi adımı attı, bir asra dayanan hasreti nihayete erdirdi.
Cuma günü Erzurumda da bu güzel gelişmeden ötürü,
ikindi namazından sonra şükür namazları kılındı, dualar edildi.
Mesele, İstanbulda bir camide namaz kılınıp
kılınmaması değil ki
Mesele, bir milletin kendi hür iradesi ile karar vermesi ve
bağımsız adım atmasıdır. En önemlisi de bu milletin emperyalizme itibar etmemesidir.
Hani Gezi Vandalları, Anlamadınız mı mesele üç beş
ağaç değil demişlerdi.
Bugün de Müslüman Türk milleti tüm emperyalistlere diyor
ki, Koçum hala anlamadın mı İstanbulda namaz kılınacak
camii kalmadı diye Ayasofyayı ibadete açıyoruz. Biz Ayasofyayı İslamın bir mührü olduğu için asli vasfına çevirdik o kadar.
Haşim NURGAZİ - Palandöken