Artvin'de atılan sloganlar, Şam'da, Bağdat'ta Tahran'da, Moskova'da, Washington'da ve
Gerçekten bütün mesele samimi olarak tabiatın korunması ve insan sağlığını tehdit eden girişimlere karşı çıkmak olsaydı, inanız ki bu ülkenin en az üçte ikisi ayağa kalkar, hatta hiç tereddüt etmeden Artvin'e de koşardı.
Fakat artık sağır sultan da biliyor ki, (bir avuç samimi itirazcıyı tenzih ediyorum) bu kesimlerin ne tabiatı koruma diye bir dertleri var, ne de ülkenin geleceği umurlarında...
Onlar tıpkı Gezi'de olduğu gibi dış mihraklardan aldıkları talimatlar üzerine, ülkenin kalbine ha bire mikser sokup duruyorlar. Türkiye karışsın yeter; sebebi ne olursa olsun. Çevre, bahanelerden yalnızca biri...
Sur'da, Silopi'de, Cizre'de yahut da Ankara'nın göbeğinde bu devlete kurşun sıkıp bomba patlatan anlayış, gün geliyor Taksim'de "çevreci" kılığında yakıp yıkıyor, gün de geliyor, HES eylemlerinde ya da maden ocaklarının civarında ülkenin temellerine dinamit yerleştiriyor.
Hatırlarsanız eğer, zaten kendileri de itiraf etmişti. Demiştiler ki, "Hâlâ anlamadınız mı mesele, üç beş ağaç değil!"
Başka bir ifadeyle malumu ilâm etmişlerdi. Böylelikle bilmeyenler de bu çevrelerin en hakiki niyetlerini öğrenmiş oldu.
Yahu şu garabete bakar mısınız, ülkemiz neredeyse yangın yerine dönmüş. Güneydoğu'dan artık her gün birden çok şehit cenazesi geliyor. Beri yanda ise, içinde İran'dan tutunuz da, Rusya'ya ve tâ Amerika'sına kadar bir çok ülkenin, istihbarat biriminin ve en nihayetinde de terör örgütünün yer aldığı kanlı bir şer cephesi var.
Devlet, milletiyle el ele verip bu asrın en büyük belâsının üstesinden gelmeye çalışırken, diğer tarafta CHP'li, HDP'li el el vermiş, Artvin'de sözüm ona "çevreyi korumak" için askere-polise saldırıp duruyor!
Artvin, sanki de terör ve bölücü örgütlerin gösteri yaptığı bir arenaya döndü. Hakiki Artvinliler bu işin neresinde doğrusu merak ediyorum. Bölücüler, Artvin'de resmi geçit yapıyorlar. En önde de PKK'lılar!
Nasıl ki, " Hâlâ anlamadınız mı mesele, üç beş ağaç değil!" demişlerdi ya, şimdi de Artvin'de aynı nakaratı haykırıp duruyorlar.
Merak etmeyin, artık bilmeyen de öğrenmiş oldu: Sizin nihai hesabınızın hülâsası, dize düşürülmüş bir Türkiye ve hitamında da bu ülkeyi parçalayıp böldürmektir.
Ati'ye dair tüm plan ve programlarınızı çözdük. Zirâ, bu millet sizin cemaziyelevvelinizi biliyor. Nasıl bilmesin ki, sizin ata babalarınız da bu milleti en müşkül durumunda arkadan vurmuştu.
Ah keşke Milli Mücadele'nin dili olsa da anlatsa...
O yolun yolcuları olarak gayet tabiidir ki siz de, bulduğunuz her fırsatta kanlı hançerinizi sırtımıza saplamak isteyeceksiniz.
Tiyniyetinizde bu var...
