Demir, 'Nevruz Bayramını kutladığımız bugünlerde, doğa ile birlikte Anadolu da uyandı. Meyvelerimiz çiçek açarken, meralarımız tüm biyo çeşitliliği ile hayvanlarımızı cezbederken, tohumlarımız ve fidelerimiz toprak ile buluşmayı beklerken, vatandaşlarımız Covid-19 salgını karşısında sağlığını koruma, yeterli ve dengeli beslenme telaşında. Çiftçilerimiz ise bir yandan sağlık tehdidiyle uğraşırken, bir yandan da geçimi için üretim telaşında. Öncelikle, tüm dünyada ve ülkemizde vatandaş olarak alkışlarla destek verebildiğimiz özveriyle çalışan sağlık çalışanlarını yürekten kutluyor, özlük hakları dahil tüm mesleki ve insani haklarına kavuşmalarını diliyoruz.' Dedi.
Tarım sektörümüzde, ülkemizi de yoğun olarak etkileyen koronavirüs salgınının sektöre yıkıcı etkilerinin olacağının açık olacağını dile getiren Ziraat Mühendisleri Odası Erzurum Şube Başkanı Okan Demir, 'Bölgemizde Mart ve Nisan ayları; özellikle sebze tohumu ve fidesi ile ayçiçeği, mısır gibi ürünler için ekim, dikim, gübreleme ve ilaçlama zamanları. Üreticilerimiz, çiftçilerimiz ise bugün maalesef önlerini görememekte.Unutmayalım ki, bir aylık ekim sezonunu kaçırırsak, bir yıllık mahsulü kaybederiz.
Üretmezsek beslenemeyiz. Üretemezsek tüketemeyiz. Üretemezsek kıtlık ve açlık yaşarız.Dışalım, normal zamanlarla birlikte, özellikle salgının dünyayı tehdit ettiği günümüzde de çözüm değil.Çözüm; çiftçilerimizin tarım ürünlerini üretebileceği olanakların güçlendirilmesi ve tüketicilerimizin de bu gıdalara uygun fiyatta sürdürülebilir bir şekilde ulaşmasının sağlanmasıdır.'' Diye konuştu.
Ziraat Mühendisleri Odası Erzurum Şube Başkanı Okan Demir, Covid-19 salgını karşısında ortaya çıkan sorunlara yönelik çözüm önerilerimiz ve tarımsal politikalar konusunda yapılması gerekenlere ilişkin somut önerilerini şöyle aktardı;
' 2019 yılı destekleme ödemeleri tüm illerimiz için derhal ödenmeli, 2020 destekleme ödemeleri ise 2021 yılına sarkmadan ödenmelidir Bitkisel ve hayvansal ürünlerin destekleme kapsamı genişletilmeli, iyi tarım uygulamaları ve organik tarım destekleri sürdürülmeli, girdiler dahil ek ekonomik destek paketi açıklanmalıdır.
Çiftçilerin Ziraat Bankası, özel bankalar ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan kredi borçları yapılandırılmalı, 2020 yılı için faiz alınmamalıdır. Borç ertelemesi, düşük faizli kredi yanında, çiftçi borçlarının silinmesi de gündeme gelmelidir. Çiftçilerin BAĞKUR ve SSK borçları, 2020 yılı hasat sezonu sonuna ertelenmelidir. Kredi Garanti Fonu (KGF) kredileri tarım işletmelerini de kapsamalıdır.
TMO, buğday başta olmak üzere 2020 yılı için alım garantisi vermeli, piyasa spekülasyonlarına karşı üretim aliyetlerinin üzerinde alım fiyatı açıklamalıdır. Üretim için gübre, tohum, ilaç, yem, mazot, elektrik gibi temel girdilerin maliyetleri düşürülmeli, tarımsal girdilere destek verilmeli, KDV indirimi dahil üreticiyi ve üretimi rahatlatıcı önlemler ivedilikle alınmalıdır.
Covid-19 salgını sürecinde tüm yurttaşlarımızın içme suyu ve çiftçilerimizin tarımsal su kullanım borçlarırtelenmeli, mümkünse su hizmetleri ücretsiz verilmelidir. İçişleri Bakanlığı Genelgesi ile getirilen 65 yaş üstü insanlarımızın sokağa çıkma yasağı; özellikle Mart-Nisan aylarının bitkisel ürünler için ekim, dikim ve bakım dönemi olması, süt gibi hayvansal ürünlerin günlük olarak alıcılara teslimi gerçeği göz önüne alınarak, tarım nüfusunun yaşadığı yerlerde kontrollü olarak kaldırılmalıdır. ÇKS`ye kayıtlı çiftçilere izin belgesi verilerek ekim, dikim, üretim bölgesinde seyahat etme ve üretim alanına ulaşma yasağı kaldırılmalıdır.
Bitki koruma, gübre, tohum, tarım alet ve makinası gibi girdileri satan Tarımsal Bayilere yönelik halk sağlığının korunması ve haksız rekabet ortamı oluşmaması için Tarım ve Orman Bakanlığı`nca ülke düzeyinde ortak uygulama başlatılmalı ve süreç sıkı bir şekilde denetlemelidir. Sağlık Bakanlığı`nca yürürlüğe konulan Biyosidal Ürünler Yönetmeliği değişikliği yeniden değerlendirilmeli, biyosidal ürün veya aktif maddelerin imalinden sorumlu olacak meslek grupları içerisinde eskiden olduğu gibi yine Ziraat Mühendisleri de olmalı, halk sağlığı açısından biyosidal uygulaması yeterli eğitim almamış her meslek grubuna açılmamalıdır.
Gıda egemenliği, gıda güvenliği ve gıda güvencesi ülke gündemindeki yerini almalı, olumlu resmi açıklamalara karşın, merdiven altı üretim, stokçuluk ve fahiş fiyatlar boyutu dahil uygulamalar doğru, etkin ve hızlı şekilde denetlenmelidir. Yaş sebze ve meyve pazarları ile Hallerde aracılık sistemi devreden çıkarılmalı, ürün sunumunda hijyenden ödün verilmemeli, etkin denetimler yapılmalıdır.Öncelikle tarımsal ilaç, gübre, tohum olmak üzere yerli girdi üretimine ve ıslah çalışmalarına yönelik gerekli ar-ge çalışmaları hızlandırılmalı ve süreç koşulsuz desteklenmelidir.
Hayvancılığın gelişmesi sağlanarak, üreticinin gelir artışı yanında, vatandaşın sağlıklı et, süt ve süt ürünleri tüketmesi için kalıcı özel önlemler alınmalıdır. Beyaz et ve yumurta sektörü salgın boyunca desteklenmelidir. Kırmızı et sorununun giderilmesi için dönemsel olarak açılan tarife kontenjanlarıyla dışalım yolu tercih edilmemeli, devlet üretim çiftlikleri yoluyla üreticiye teknik destek sağlanmalı, yem, ilaç, aşı desteği verilmeli, meraların amaç dışı kullanımı önlenmelidir. Endüstriyel hayvancılık çok boyutlu değerlendirilmeli, agroekolojik hayvancılığa geçiş özendirilmelidir.
Tarımsal Yayım ve Danışmanlık hizmetleri yaygın ve etkin olarak hızlı bir şekilde verilmelidir.
Ülkemizin en büyük gücü her türlü olumsuzluğa karşın hâlâ tarımsal üretim potansiyelimizdir. Unutmayalım, boş rafları gıda maddeleri ile doldurmanın tek yolu, her koşulda tarımsal üretime devam etmektir. Her koşulda üretmeye devam etmek, üretimi ve üretenleri desteklemek hepimizin temel amacımız olmalıdır. Tarımın ve gıdanın önemini daha iyi anlamamız, anlatmamız ve buna uygun şekilde üretim politikaları geliştirmemiz, üreticiden tüketiciye kadar hepimizin sorumluluğudur. Yaşadığımız ekonomik, siyasal, yönetim ve de sağlık krizi ortamında tarım sektörümüzün tüm bileşenlerinin ortak mücadele etmesi bir zorunluluktur.
Çiftçilerimizin, üreticilerimizin, tüketicilerimizin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için, bilimle tarımsal üretimi buluşturabilmek için, ülke olarak kendimize yetebilmemiz için, gıda güvenliği ve gıda güvencesi için, gecikmeden, derhal, yerli üretime ve istihdama dayalı bir seferberlik başlatma zamanıdır.
Ziraat Mühendisleri Odası olarak; ülkemizde derhal "Tarımsal Üretim Seferberliği" ilan edilmesini talep ediyoruz.
Virüs insanı, açlık insanlığı öldürür.
Pazarlarda, marketlerde, manavlarda hızla tükettiğimiz ve hatta stoklamaya çalıştığımız gıda maddelerini tüm zorluk ve risklere karşın fedakârca üreten çiftçilerimize hak ettikleri değeri verelim, koruyalım, destekleyelim. Tarımsal üretimimizi planlı bir şekilde artıralım, yeterli ve dengeli beslenelim.
Ziraat Mühendisleri Odası Erzurum Şubesi olarak, halen üretmek için direnen çiftçilerimiz ile birlikte, her koşulda üretimi ve verimliliği artırmak için üretim alanlarında her türlü riski alarak kamuda ve özel sektörde çalışan meslektaşlarımıza yürekten teşekkür ediyoruz. Üretenin hakkını aldığı, insanlarımızın aç, susuz ve yoksul yaşamadığı bir ülke özlemi ile hep birlikte sağlıklı ve güzel günlere.''
28.03.2020 16:04:00