ZAVENDIKLI MUSTAFA YILDIZ HOCAEFENDi

ZAVENDIKLI MUSTAFA YILDIZ HOCAEFENDININ HAYATI (1932-2009)

Alimin ölümü alemin ölümü gibidir.


Hocamiz 1932 yilinda Rize ili Güneysu ilçesi Adacami köyü Anca mahallesinde dogdu. Sofuogullarindan Kadir beyin ogludur. Küçük yasta Adacami köyü Anca camisinde hifzini ikmal edip , Külünkoglu Mehmed Efendiden Arapça okumaya basladi. Icazetini Arpikli Maksut Hocaefendiden talebe arkadaslari meshur Iba hoca lakapli Mustafa yazici ve Mustafa Topal ile beraber aldi. O dönemde medresede üç Mustafalar diye anilirlar. 1949 yilinda sirasiyla anca camisi ve zavendik camisine imam oldu. Burada eski camiyi bozarak zavendiklilerinde destegiyle yeni bir cami ve kuran kursu insa etti. Bu imamligi sirasinda hem talebe okuttu hem de yörenin meshur alimlerinden Kambozlu haci Hüseyin Avni hocaefendi , Potomya imami Civelekzade Mustafa Efendiden , Misonali Ramazan Efendiden , Civelekzade Sabit Efendi , Batumlu Muhacir Hocaefendi , haci Peyhan Efendi , Of Çalekli büyük alim haci Dursun Efendi , Çifaroksali Mehmet Asik Kutlu hocaefendi ve Setozlu hafiz Yusuf Efendinin sohbet ve ilim meclislerinden istifade etmistir. Bu istifade ettigi ilim ve sohbetleri her daim göz yaslariyla rahmet verdigi yörenin meshur müderrisi merhum gönüldasi Muhsin hocaefendi ile müzakere etmistir. Anca mahallesinden olmasina ragmen bu genç yasinda henüz askere gitmeden göstermis oldugu bu manevi hizmetlerden dolayi imami oldugu Zavendik köyünün ismiyle anilmistir. Zavendik köyü ve tüm Rizeliler bu genç müderrisi bagirlarina basmis ve artik ona ömrünün sonuna kadar iftiharla tasiyacagi Zavendikli Hoca mahlasini vermislerdir.

Her daim okudugu vatan sevgisi imandandir hadisinin sirrina mazhar olmak üzere her Müslüman Türk genci gibi kutsal vazifesini yapmak üzere Ankara Mamak muhabere merkezine 1954 yilinda teslim olmustur. Artik tüm Zavendikliler hocalarinin bir an evvel tezkere alip gelmesini ve sohbetlerinden istifade ettigi alimler bir an evvel bu istiyakli hevesli genç müderrisin hizmetlerinin basina dönmesi için dua etmektedirler.
Bu genç müderrisde bunun farkinda olsa gerek ki izine geldigi ilk saatlerde yukarida isimlerini zikretmis oldugumuz bu alimleri her daim ziyaret eder, ellerini öper hal ve hatirlarini sorar dualarini alir ayni zamanda askere gitmeden evvel okuttugu ögrencilerine ders verir ; izinlerini de okumak ve okutmakla geçirirdi.

Ilahi mukadderat onu acemi birliginden sonra ‘’binbir hatim nuru arsi doldurmus , bela musibeti yerden kaldirmis, düsmanlari kahreylemis , öldürmüs, Mevlaya emanet olsun Erzurum’ beyitiyle meshur anadolunun efesi evliyalar diyari dadaslara usta birligini yapmak üzere Erzurum kars kapi kislasina teslim olmustur. Hocaefendiyi bu kislada mülakata tabi tutan binbasi komutani ona ne is yaparsin lazoglu diye sormus ve hocaefendi ona imam hatibim efendim diyerek cevap vermistir. Binbasi ona hafiz misin hoca misin Mustafa dediginde hocaefendi komutanina Karadeniz usagi olmanin verdigi güvenle ben hem hafizim hem hocayim demis. Binbasi genç askere öyle mi ? o zaman su ayete bir mana verebilirmisin diyerek ; bismillahirrahmanirrahim : ela yalemu men halek ve huvel latiful habir sadakallahul azim ayetini okur. Hocaefendi genç yasinda almis oldugu doyurucu ilimle bu ayetin mealini komutanina izah etmistir. karsiliginda komutani ona tesekkür ederek onu hizmet eri olarak himayesine almistir.

Artik hocaefendinin hayatinda maddi ve manevi büyük zenginliklere vesile olacak Erzurum günleri baslamistir. Çok titizlikle yerine getirdigi kutsal askerlik vazifesiyle beraber hiç ayrilmadigi kitaplarida onunladir. Hocamiz Erzurumdaki anilarinda o günlerini sözlü ve yazili olarak söyle nakletmistir. Rabbim o binbasi komutanimdan razi olsun , Erzurum merkezde 25 medrese hizmet vermekteydi. Biz o medreselerden nasibimiz olan Zeynel medresesini , Seyhler medresesini tercih ettik. Bu medreselerde o dönemin büyük alim ve mutasavviflari var idi. Sirasiyla Erzurum müftüsü haci Sakip Danismen hocaefendi , Erzurum müftüsü Solakzade haci Sadik Efendi , Divrikli Haci Faruk hoca bey , hafiz Ahmet Efendilerden istifade etmek nasip oldu . hasseten merhum Karabekir Pasaninda mürsidi olan Erzurum meshur evliyalarindan hasan kalenin alvar imami Alvarli Muhammed Lütfi Efe hazretlerinden istifade etmis onun iltifatina mazhar olmustur.

Askerlikteki izin günlerinde onu yalniz birakmayan Erzurumlu kadim dost ve gönüldaslari merhum Naim hoca , merhum hafiz Osman Demirci , merhum Tayyar Baba , merhum Cemal Efendi , merhum Nusret bey ve Konya emekli vaazi , Efe hazretlerinin halifesi Abdurrahman Öksüz hocaefendilerle beraber bir çok cami , türbe ve kümbet ziyaretlerinde bulunmustur.
Hocaefendi askerlik esnasinda bes iftari taburda digerlerini medresede yaptim komutanimin izniyle kislanin ortasinda 190 kisiye teravih kildirdim. Gurbette oldugum halde ömür boyu zevkini unutamayacagim bayram namazini lala pasa camiinde kildim diyerek o günlerini sitayisle anmistir. Hocaefendi ahde vefa göstererek birkaç kez Erzuruma hayatinda iz birakan bu dostlarini ziyaret ederek kadir sinasligini göstermistir.

1956 yilinda aldigi terhisle tekrar zavendikteki cami ve kuran kursu görevine geri dönmüstür. Hocaefendi ilim tedrisatina bu sefer Rize müftüsü hocalarin hocasi meshur Fatih dersiamlarindan edebiyatçi,belagatçi Pilihozlu haci hafiz Yusuf Karali Hocaefendiden çesitli kitaplar okuyarak ilim dagarcigini genisletmistir. Müftü Yusuf Efendiyle arasinda gizli derin manevi bir bag olusmustur. O kadar ki her gün okuttugu derslerde ona rahmet vermeyi bir vazife ahdetmistir. Ve ona olan hayranligini onun ardindan okuttugu ögrencilerine ‘’ bu dünyaya bir müftü Yusuf Karali daha gelmez , size ne ögretebildimse ne duydumsa hep ondandir aman ha ona rahmet vermeyi onu yad etmeyi unutmayiniz o çok büyük bir alimdi kabrini ziyaret edin müftü efendinin notlarini dikkatli okuyun diyerek izhar ederdi. Bu muhabbet ‘’ Yusuf Efendininde sik sik okudugu ve Mustafa Efendininde onun gibi çok tekrar ettigi su beyitte gizliydi :
Muhabbetten sual olsa halila , minel kalbi ilel kalbi sebila .
Su anda zikretmemizde sakinca olmayacagindan burada sunu hatirlatmayida bir vazife biliyoruz. 3 subat 1969 da asik oldugu bu büyük alim Müftü Yusuf efendinin cenazesini kildiran ; ama gönlündeki , gözündeki yas dinmeyen merhum Mustafa Efendi hocamizin ardinda da Müftü Yusuf Efendi sagliginda Yildiz Hamidiye Camii Imam Hatibi meshur kurra hafiz Abdullah Hatipoglu Hocaefendiye bizzat söyle söyledigi nakledilir . ‘’ Mustafa Hoca Nil’e benzer , O gizli ve derinden akar’’ diyerek hocaefendinin bugünlerini haber vermistir.

Hocaefendi bir taraftan zahiri süslerken diger taraftanda batinini da ihmal etmiyerek , 1963 yilinda Naksibendi geleneginin Ismailaga Cemaati seyhi olan ayni zamanda da komsumuz Of’un büyük alimi Çalekli Haci Dursun Efendinin de kayinbiraderi ve en güzide talebesi olan son devrin büyük alim ve mutasavviflarindan gönüller sultani Haci Mahmud Ustaosmanoglu Hocaefendiye intisap etmistir. Bu muhabbet sik sik karsilikli ziyaretlerle birbirlerine olan sinirsiz saygi ve sevgiyle hocaefendinin ölümüne kadar devam etmistir. Mustafa efendi bir gün Efendi hazretlerini ziyaretinde Efendi hazretleri O’na ; Mustafa efendi sen ne kadar tatlisin , sen ne kadar sevilmeye layiksin bu dünyada seni sevmeye doyamadim Rabbim ahirette bizi beraber eylesin diyerek ona olan muhabbetini izhar etmistir. Hayatinda kibre ucuba gurura yer birakmayan 50 yil boynunu kamburlastiracak kadar bükük gezen merhum hocamiz bu medhiyyeyi sik sik tahdisi nimet babindan yanindaki ögrencilerine anlattirirdi. Mahmud efendi hazretleri sik sik mektuplastigi her daim selam yollayip hal ve hatir sordugu yanina gelindigi zaman ben Rize’den geliyorum diyenlere Ooo Zavendikli hocanin yanindan mi diyerek asiri bir ilgi ve alaka gösterdigi , hele Mustafa efendinin talebesiyim diyenlere ayakta karsilayarak ; sakin onu birakmayin o bir deryadir kiymetini bilin , okuyun , ondan ayrilmayin diyerek ikramlarda bulunurdu. Iste bu öyle gizli bir muhabbetti ki hocaefendi ilerleyen hastaligina ragmen tekerlekli sandalyesiyle kalbindeki derin hüzünle ama inna lillahi ve inna ileyhi raciun sirrini idrakle kiymetli dostu ve halifesi Zavendikli Mustafa hocayi 20 ekim 2009 günü o mahseri kalabaligin içerisinde ezilme tehlikesine ragmen yalniz birakmamis , cenazesini kilarak aradan bir yil geçmesine ragmen halen daha sohbetlerinde talebelerine onu örnek göstererek ‘’ Zavendikli Mustafa efendi meleklere benzerdi , tek farki melekler görünmez Mustafa efendi hocamiz görünürdü’’ diyerek aralarindaki muhabbetti izhar etmistir

1965 yilinda girdigi vaizlik sinavini kazanarak sirasiyla Erzincan iliç , Çayeli , Kalkandere , Pazar ve rize merkez vaziliklerinde bulunmus , bu arada yine talebe okutma ve halki irsad vazifelerinide ihmal etmemistir. Evi bir ilim ve irfan yuvasi olmus , her gün 10 larca insan evine camiye gider gibi gelerek fetvalar sormus ve nasihatler almislardir. Hocamiz yapmis oldugu gerek zavendik köyündeki kiz ve erkek kurslari ve gerekse merkez Mehmet mataraci kiz kursu ve diger hizmetlerini bir çati altinda toplamak ihtiyaci hissetmis , ve hayirsever Rizeli vatandaslarimizin katkilariyla 1990 yilinda Irsad Vakfinin kurulmasina öncülük etmistir. hocaefendi vefatina kadar 19 yil süreyle vakfin mütevelli heyet baskanligini diger üyelerin teveccühü ile devam etmistir. hocamiz resmi vaiz görevini yürütürken bir yandanda rizemizin bir çok kuran kursu bulunmasina ragmen 1991 yilinda bugün bile en büyük ihtiyaci olan ögrenci barinma sorununu ta o zamanlar hissederek eski müftülük sitesi üzerinde imamhatip ,ilahiyat ve diger okullar olmak üzere 150 kisilik irsad vakfi talebe yurdunu hizmete açmistir. Bu yurtta bizzat kendisi yavrularimiza 4 yil araliksiz iman , vatan , millet , bayrak ve kuran sevgisi asilamistir. Bu yillar içerisinde yetistirdigi ögrenciler içerisinde birçok meslek grubundan insanlar oldugu gibi halen ilimizde görev yapmakta olan birçok imam talebeside bulunmaktadir.

Merhum hocamiz merkezde hasil olan ihtiyaç dolayisiyla yine Irsad Vakfinin bünyesinde hayirsever Rizeli gönüldaslariyla istisare ederek onlarin sinirsiz maddi ve manevi katkilariyla ilerleyen yasina ragmen yorulmadan 1997 yilindan müftü mahallesindeki cami karsisindaki binayi erkek kursu olarak rize müftülügünün denetimde resmi olarak hizmete açmistir. Bu kursta hiçbir karsilik beklemeden ömrünün sonuna kadar talebe yetistirmistir. Hocamiz büyük bir olgunlukla rize merkezde devam ettigi vaizligi Trabzon ili sürmene ilçesi vaizliginde sürdürmüstür. Merhum sürmene vaizliginden arta kalan zaman diliminde yorulmadan bikmadan dolmuslarla gidip gelerek kimseye yük olmadan hizmetlerinde merkez olarak arandigi zaman çok rahat bulundugu müftü mahallesindeki kurs odasinda talebe yetistirmeye son nefesine kadar devam etmistir.

Hocaefendi suan ilimizde eksikligi hissedilen yeri doldurulamayan nevi sahsina münhasir kisiligi , takvasi , güven veren yasantisi ile ilimizde sikça vuku bulan arazi anlasmazligi , sinir davalari , akraba tartismalari , hasimlik , siddetli aile geçimsizlikleri , bozulan is ortakliklari v.b. sosyal ve ictimai olaylarda her zaman akla gelen , kadiniyla erkegi ile genciyle yaslisiyla herkesin sözünü dinledigi kabul ettigi en önemli sahsiyetdi.

Tüm hemserilerimizin davetlerini kirmaz cenazelerine dügünlerine nikahlarina sünnet merasimlerine istirak ederdi. Hocamiz az uyur az konusur çok dinler gönül kirmaz hep dua eder hep dua isterdi. Derslerini vaazlarini yaparken çok candan samimi içten anlatir , adeta dinleyenin gönlüne ruhuna naksederdi. Talebelerini medh eder yer yer sakalasir bir suale cevap verdikleri zamanda onlari asiri medh eder boynuz kulagi geçti bunlar bizi geçti diyerek tesvik eder tüm misafirlerine bu ölü ziyareti olmasin der akabinde ikramlarda bulunurdu.

Bu minval üzereyken 15 yil araliksiz ders verdigi müftü mahallesindeki rahlesinden 6 ekim 2009 pazartesi günü akciger yetmezligine bagli nefes darligi sikayeti ile önce ssk hastanesine ardindan da Rize egitim ve arastirma hastanesine kaldirildi. Burada tüm hastane personelinin öz verili çabalarina ve tüm sevenlerinin dualarina ragmen yakinlarina dünya beni sevmedi bize küstü zaten bende onu hiç sevmemistim diyerek gelen tüm ziyaretçileriyle bizzat helalleserek gelmeyenlerede selam ve dualarini ileterek biz hakkimizi helal eyledik onlarda bize haklarini helal etsinler dua etsinler söyleriyle bir taraftan saglikli bir insan gibi ibadetlerine devam ederken bir taraftanda okutacagi dersler için günler veren ama dilinde hak tecelli eyleyince her isi asan eder halk eder esbabini bir lahzada ihsan eder ihsan eder ihsan eder beytini okuyarak girmis oldugu yogun bakim ünitesinde 5 gün kalarak 19 ekim pazartesi gecesi 01:45 te hakkin rahmetine kavusmustur. Cenazesi 20 ekim Sali günü ögle namazini müteakiben cumhuriyet meydaninda tüm hemserilerimizin katilimi , binlerce hafizin dualari , yanik sesli müezzinlerin hos selalariyla , uzaktan ve yakindan tesrif eden onbinlerin katilimiyla emsali rizede görülmemis bir cenaze namaziyla cenaze namazi kilinmis , sevenlerinin hakkimiz hocamiza helal olsun nidalariyla zavendik köyündeki aile kabristanligina defn edilmistir. Ve cenazeye katilanlar her yil 20 ekim gününü merhum hocamizi hatirlama ve yad etme günü olarak ilan etmistir. bizleri sevindiren hocamizin ölümünün hemen ertesi haftasinda rize il müftülügü tarafindan kadir sinaslik gösterilerek kabrininde bulundugu zavendik köyündeki cami ve kursa ve müftü mahallesindeki son nefesine kadar hizmet ettigi erkek kuran kursuna ‘’ Zavendikli Mustafa hoca ‘’ ismini resmen vermisler , ve Rizelilerin taktirlerini kazanmislardir. Ayrica bu kisa zamanda Haydar Ali Yildiz , Mehmet Erdogan ve Naim Özgen tarafindan da hocamizin hayati bir kitapçik haline getirilmistir. Ayrica hocamizin ölümüyle bosalan tüm hizmetlerini yürüttügü irsad vakfi mütevelli heyet baskanligina damadi ilahiyatçi ögretmen Ahmet Ali Saruhan hocamiz oy birligi ile getirilmistir. Saruhan hocamizda hocaefendinin zavendik köyü cami ve kursu , müftü mahallesindeki mataraci kiz kuran kursu , müftü mahallesi camii karsisindaki zavendikli Mustafa hoca erkek kuran kursundaki tüm ögrencilerin iase ve ibatelerini karsilamaktadir. Ve merhum hocaefendinin hayatinda Irsad Vakfina katircioglu Mustafa beyefendi tarafindan bagislanan 2,5 dönüm arazi üzerinde 7 katli kuran kursu insaatina baslanmis ve kurs insaati hizla devam etmektedir. Hocamizin hizmetleri vasiyeti üzere hayatinda oldugu gibi ayni güven ve titizlikle irsad vakfi ve degerli yönetimi tarafindan yürütülmektedir.
Merhum hocamiz evli ve dördü erkek altisi kiz olmak üzere on çocuk babasiydi.

Hulasa 64 yillik Allaha islama kurana adanan bir ömür yine Allah Allah nidalariyla son bulmustur. Hocamizin merhum hocalarindan avlarli Muhammed Lütfi efe ks. Hazretlerinden naklederek büyük bir istahla okudugu beyit vuku bulmustur.

ALANDA SATANI GÖZET,
SATANDA ALANI GÖZET,
KARINDA KALANI GÖZET,
MEVLADAN AL ,MEVLAYA VER !

Merhum zavendikli Mustafa efendi hocamizda bu beyti hayatina düstür ederek mevladan alip mevlaya vermeyi tercih eden iz birakan unutulmayan rahmetlerle hatirlanan o büyük silsileye dahil olmustur. Allah rahmet eylesin. Amin. 


19.08.2011 03:38:00