Her şeyin daha sesli; ama daha manasız olduğu bir çağdayız. Tıpkı iki binli yılların insanı gibi etrafımızdaki her şey karışık ve üst perdeden. Ruhumuzu dinlendiren seslere hasret kaldık. Ne yazık ki ilahi kültürümüz de bu akıma ayak uydurmuş. Etraf, Allah ve Resulullah aşkını bağıra çağıra çığıran sanatçılarla (!) dolu. Klasik musikimizi özler olduk. Bizim Yunuslarımızı, Seyranilerimizi, Muhibbilerimizi dillendirecek, yitik musikimizle yeniden kulaklarımızı şenlendirecek insanlar nerede acaba diye soruyordum ki Rize Müftülüğünün düzenlemiş olduğu Ezanı Güzel Okuma Hizmet İçi Eğitim Kursuna katılan görevlilerin Tasavvuf ve Cami Musikisi Konseri vereceklerinin haberini aldım.
İmamlardan musiki korosu kurmak Diyanetin gerçekleştirdiği bir uygulama, özellikle kandil gecelerinde büyük şehirlerden yapılan yayınlarda onları seyrediyorduk; fakat Rize gibi taşra kenti için bu bir ilk.
Aslında ?imamlar ve tasavvuf musikisi? birbirine çok da uzak kavramlar değil! Biz onları zihnimizde sala ile ezan arasında sıkıştırdığımız için bu kadar şaşırdık. Zaten bu adamlar gerek kendi başlarına kaldıklarında gerek eş dost arasında gerekse de umre ya da hacca görevli gittiklerinde ilahi söyleyip etraflarındakileri coşturuyorlar. Tüm sorun onlara biçtiğimiz gömlekte.
Toplum olarak Kurtuluş savaşından bu yana kaypak, düzenbaz, korkak imam tipleriyle yetiştirildik. Milli Mücadele döneminde yazılan (özellikle Halide Edip Adıvar?ın yazdığı) romanların da bu konuda etkisi çok fazla. İlerleyen yıllarda hep silik, bastırılmış, camiye sıkıştırılmış imam tipleri çıktı ortaya. Günümüze gelinceye kadar ikinci plana atılmış bir teşkilatın kaçıncı plana atıldığı belli olmayan çalışanlarıydı imamlar. Şimdi ise irşad faaliyetlerini gerek yurt içinde gerekse de yurt dışında başarıyla sürdüren, kürsülerden hitaplarını konferans salonlarına taşıyan, hutbe yazarken bir yandan da kitap çıkartan, üniversite ile yetinmeyip akademik çalışmalarda bulunan, birkaç dil bilen, bireysel yeteneklerini geliştiren, farklı sanat dallarında eserler ortaya koyan imamlarımız var.
Biz gelelim kendi şehrimizin imamlarına. Karşımda sanki TRT Sanat Musikisi Korosu vardı. Gayet muntazam hazırlanmışlardı, hiç de öyle acemi gibi durmuyorlardı. Tüm konser boyunca teklemeden, şaşırmadan Tasavvuf Musikisini icra ettiler. Bireysel kaside okudular ki kaside okumak için güçlü bir ses ve nefes gereklidir. İlahiler arasına serpiştirilen Saba, Uşşak, Rast makamındaki ezanlar çok güzeldi. İnsan, günlük hayatın koşuşturmacasında ezanı keyifle dinlemeyi unutuyormuş
İmamlarımız bu konserle bir ilki başardılar, gizli ya da aşikâr yeteneklerin geliştirilince nereye varacağını kanıtladılar. Bu etkinlik diğer projelere kapı açacaktır bence. Geriye sadece kapıdan geçecek yetenekli imamları bulmak kalıyor.05.04.2009 20:13:00