Yarışa Var Mısınız?

Gücüm   yetse  idi  ve  imkânım  olsa  idi, hemen  her  gün  ve  her  saat, bütün  İslâm  Dünyası’na, bütün  Türk  Dünyası’na  şöyle  haykırmak  isterdim:

‘’Ey, asırlardır  adeta  dehâsını  yitirmiş  bulunan  kardeşlerim, kalkın  hep  birlikte , biz  de  yarışa  katılalım!..

Bırakalım  şu  yabancı  mukallitliğini, biz  de  dehâmızı  yeniden  diriltelim!..

Yeniden    ve  eserlerimizle  dünyaya  meydan  okuyalım!..

Dünyada  meydana  gelen  gelişmelerin  seyircisi  olmayı  bırakalım, aktörü  olalım!..

Hazırlopçu, bedavacı  ve  ucuz  cinsinden  modernlik  ve  devrimcilik  yerine, zahmete, ıstıraba  ve  büyük  emeklere  dayanan    ve  eserler  ile  yeniden  ayağa  kalkalım..’’

Sözlerime  kulak  verilmese  bile  yüreğimde  biriken  ve ızdıraba  dönüşen  hislerimi  haykırmaya  devam  ediyorum..

‘’Ey, Hâfız  Şirazi’lerin, Fuzuli’lerin , Yunus’ların  ve  Mevlâna’ların   çocukları!.. Ne  zaman  Goethe’lerle, Dante’lerle  yarışacağız?     Evet,  onları  okuyalım, anlayalım, takdir  edelim, ama  asla  kopya  etmeyelim. Onlarla  dinimizin, milliyetimizin, kültürümüzün  ve  medeniyetimizin  hakkını  vererek  yarışalım..’’

‘’Ey, Mimar  Sinan’ların, Mimar  Mehmet  Ağa’ların  ve  ve  daha  nice  ustaların  çocukları, ne  zaman  kendi  mimari  dehamızı, gelecek  asırları  hayran  bırakacak  ölçülerde  ortaya  koyacağız?’’

Kardeşlerim;

Kendimizden  ve  hele  hele  ecdadımızdan  asla  utanmayalım. Yabancı  dehâyı  takdir  edelim  fakat  karşısında  asla  ezilmeyelim. Silkinelim, ayağa  kalkalım… Öfke  ve  kin  ile  değil, iş  ve  eserlerimizle  ortaya  çıkalım.

Herkesin  hakkını  verelim , ama  kendi  hakkımızı  da  koparmasını  bilelim…

Ey, Nasreddin  Hoca’nın  çocukları, biz  de  ayağa  kalkalım  ve  güldürürken  düşündürelim!

Ey, devlet  ve  siyaset  adamları, sizler  de  büyük  devletler  kurmuş, büyük  kültür  ve  medeniyetler  geliştirmiş  Şerefli  Türk  Milletinin  ve  Şanlı  Peygamber  Hazreti  Muhammed  (sav)  ümmetinin  çocukları  olduğunuzu  unutmayın; şu  anda  dünyayı  parmakları  ucunda  oynatan  Siyonist, kapitalist  ve  komünist  devlet  ve  siyaset  adamları  ile  yarışın.

Mukallit  olmadan, onların  karşısında  ezik  ve  yenik  düşmeden  kendi  milletinizi  ve  aziz   devletinizi  yüceltmesini, başarıdan  başarıya  ulaştırmasını  bilin.

Yani, bir  iman, aşk  ve  aksiyon  adamı  olmadan, devlet  ve  millet  işleri  için  iyice  hazırlanmadan  meydanlara  dökülüp  ‘’particilik’’ oynamayın.

Bırakın  dedikoduyu  ve  didişmeyi, Allah  için, millet  için, bayrak  için, devlet  için  elele  verin.

Ey, ‘’Kime  benzerseniz, ondan  olursunuz’’ diye  buyuran  Şanlı  Peygamberin  ümmeti, ayağa  kalkın  ve  büyük  yarışa  katılın.

 

Abdurrahman  KARAL


18.09.2010 00:49:00