Valilik önünde Andımız protestosu

Erzurum’da Türk Kamu-Sen Şubesi üyeleri Demokratikleşme Paketi’nde yer alan ’Andımız’ın kaldırılmasına valilik önünde yaptıkları eylemle tepki gösterdiler. Erzurum’da Türk Kamu-Sen Şubesi üyeleri Demokratikleşme Paketi’nde yer alan ’Andımız’ın kaldırılmasına valilik önünde yaptıkları eylemle tepki gösterdiler. 

Türk Eğitim-Sen Erzurum-1 Nolu Şube Başkanı K. Müfit Bayraktar burada yaptığı açıklamada, “Bugün burada bir kez daha tarihe not düşmek adına toplanmış bulunuyoruz. Yıllardır yürütülen kampanyalarla bizleri bir arada tutan tarihi ve kutsal kavramlarımızın içi boşaltılmaktadır, inanç değerlerimiz yıpratılmak, milli ve manevi değerlerimiz yozlaştırılmak istenmekte; milletimizin ve devletimizin geleceği üzerinde kirli bir oyun oynanmaktadır. Bu oyunun son sahnesi ise demokratikleşme paketi altında, Türk milletine dayatılan baldıran zehri olmuştur. Bu paketle, 30yıl boyunca ülkemizi bir kan gölüne çeviren eli kanlı bebek katillerinin ana dilde eğitim talebi, özel okullarda hayat bulmakta, bölücülerin çok dilli toplum hayali, Hükümet eliyle gerçekleştirilmektedir. Bununla ana dilde eğitim, terör örgütünün müktesebatına geçirilmekte, milletimizin arasındaki iletişim koparılmak istenmektedir. Alfabemizde olmayan harflerin kullanılmaya başlanmasının ve isteyen herkesin her dilde eğitim yapabilmesinin ardından gidilen yol, çok dilli çok milletli çok başlı bölünmüş bir Türkiye’ye çıkmaktadır. Bu yol, dilde ayrışma, İş’te ayrışma, fikirde ayrışma ve nihayetinde hedefte ayrışma yoludur. Bu paketle, Türk coğrafyasında yaşan tüm vatandaşlarımızı bir arada tutan ve ortak bir amaç etrafında kenetlenmemizi sağlayan üst kimliğimiz “Türklük “ yok edilmek istenilmekte, bu doğrultuda her sabah okullarda okutulan “Öğrenci Andı” kaldırılmakta, “Ne mutlu Türküm diyene “ diyenler susturulmaktadır. Bu paketle bölücü klavyelere özgürlük, birleştirici dillere pranga vurulmaktadır. “Türküm” le başlayan, “Doğruyum” la devam eden bir andın kaldırılması ancak Türk olmayan ve doğru olmayan insanları memnun etmek için atılmış bir adım olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde çocuklarımızın “Türküm” demesi, “Doğruyum” demesi, ”Çalışkanım” demesi kimleri, neden rahatsız etmektedir. Bundan ancak, Türklük şuurundan uzak, Türklerle tarihi bir hesaplaşma peşinde koşanlar rahatsız olur. Biz bunların kim olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu şüpheli paketten çıkan bir başka tuzak ise siyasi partilere üye olma yasağının kaldırılması konusunda yaşanmaktadır. Başbakan Siyasi Partiler Kanunundaki, Siyasi Partilere üye olmayı yasaklayan bütün maddelerin kaldırılacağını beyan etmiştir. Halihazırda terör eyleminden dolayı mahkum olanların siyasi partilere üye olması yasaktır. Bu yasağın kalkması siyasi partilere eş başkanlık sisteminin getirilmesi ile birlikte değerlendirildiğinde bebek katilinin, bir parti eş başkan olarak siyasete atılmasının önünü açacak bir uygulama olacaktır.” Dedi.

“Demokratikleşme paketi adı altında açılan, aslında Pandora’nın Kutusu’dur. B u paket Türklüğün ve Türk milletinin geleceğine döşenen mayınlarla doludur” diyen Bayraktar, “Bu paketle terör örgütün talepleri 76 milyon vatandaşımızın ortak taleplerine tercih edilmekte, bebek katilleri ile yapılan pazarlıklarda verilen sözler, tüm milletimizin arzusuymuş gibi gösterilmektedir.İktidar, 30 yıldır milletimizi ve devletimizi bölmek isteyenlere karşı yürütülen mücadelede geri adım atmış, adeta terör örgütüne teslim olmuştur.

Bir süredir milli kimliğimizin, birlik ve beraberliğimizin bütün unsurları teker teker imha edilmekte, bizi biz yapan değerlerimiz dejenerasyona uğratılarak tarihe gömülmek istenmektedir.

Aziz Türk milleti, tarih boyunca yaşamadığı bir zillete maruz bırakılmakta, esaret dönemlerinde bile görülmemiş bir kültürel soykırıma tabi tutulmaktadır.

Demokrasi kisvesi altında, demokrasi katledilmekte, milletimizin sinesine yerleştirilen ayrışma, bölünme ve kopma virüsü alabildiğine beslenip, büyütülmektedir.

Yıllardır gizliden gizliye yürütülen Türk milletini tarihinden koparma ve milli kimliğini unutturma politikası bu paketle gün yüzüne çıkmış, kapalı kapılar ardında terör örgütüne verilen kirli sözlerin büyük bir kısmı bu paketle hayat bulmuştur.

Bu millet, böylesine cüretkar bir saldırıyla en son Birinci Dünya Savaşı sonrasında karşı karşıya kalmış ve verdiği muhteşem mücadele ile Türk’e kefen biçenleri, geldikleri gibi göndermiştir.

Hain planlarla, türlü tuzaklarla Türklüğe saldıranlar, PKK taleplerinin icracıları iyi bilsinler ki, Türk milleti, kendisine yapılan hiçbir ihaneti karşılıksız bırakmayacaktır.

Zafer sarhoşluğu içinde emellerine bir adım daha yaklaştığını düşünen alçaklar ve bunların iş birlikçileri için Atatürk’ün bir özünü hatırlatmakta fayda görüyoruz: “Toroslara çıkın bir bakın. Nerede kara bir Yörük çadırı görürseniz , dumanı da tütüyorsa dünyada hiçbir güç biziz asla yenemez.”

Bu coğrafyadan Türk adını silmeyi hedefleyenlere karşı, şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış bu toprakların Türk yurdu olduğunu bir kez daha ilan ediyor ve diyoruz ki :

“Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe Türk’ün ilini ve töresini kimse bozamayacak, yeryüzünde bir tek Türk kalsa dahi, bu vatandan Türk mührünü kimse silemeyecektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun ! Ne mutlu Türküm diyene “ şeklinde konuştu.

Öte yandan basın toplantısına katılan Kamu- Sen üyelerinin cübbe ve değişik yörelere ait kıyafetler giymesi dikkat çekti.


02.10.2013 23:28:00