Hollanda Parlamentosu, 1915 olayları ile ilgili Ermeni iddialarını soykırım olarak tanıyarak skandal bir karara imza attı. Parlamentoda 3e karşı 142 oyla kabul edilen önergeye 5 Türk kökenli milletvekili de Evet oyu verdi. Koalisyon ortağı Hıristiyan Birliği (CU) Milletvekili Joel Voordewind tarafından hazırlanan 1915de Anadoluda Ermenilere yönelik katliamların soykırım olarak tanınması önergesine Türkiye kökenli milletvekilleri tarafından kurulan DENK partisi dışındaki tüm partiler destek verdi. Hollanda Meclisine 4ü kadın 7 Türk kökenli vekil bulunuyor. Türk kökenli milletvekillerinden DENK Partisinden Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk ile aynı partiye mensup Fas kökenli milletvekili asılsız Ermeni soykırım önergesine ret yönünde oy kullandılar. Başbakan Mark Ruttenin Halk Özgürlük ve Demokrasi Partisinden Dilan Yeşilgöz, Yeşil Soldan Nevin Özütok ve Zihni Özdil, Sosyalist Partiden Saadet Karabulut ile Cem Laçin asılsız Ermeni soykırım önergesine Evet yönünde oy kullanarak bir kez daha Türkiye karşıtı olduklarını gösterdiler.
DENK lideri Tunahan Kuzu, meclisin aldığı kararın tek yönlü bir karar olduğunu söyledi. O dönemde Anadoluda bir iç savaş yaşandığını ve çok sayıda Türkün de Ermeniler tarafından katledildiğini belirten Kuzu, Hollandalı milletvekillerinin, tarihçilerin koltuğuna oturmaması gerektiğini söyledi. DENK Milletvekili Selçuk Öztürk ile bir grup Türk izleyici de, konuşmalara müdahale ettikleri gerekçesiyle güvenlik görevlileri tarafından, izleyici locasından dışarı çıkarıldı.
Hollandada hükümet, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesine göre hareket ediyor. Bu nedenle kararın hükümet açısından bağlayıcılığı bulunmuyor.
Skandal kararın bağlayıcılığı yok
Hollanda Parlamentosunun 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarını soykırım olarak tanımasına Türkiyeden tepki gecikmedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, skandal kararın hiçbir bağlayıcılığının bulunmadığını belirterek, şunları söyledi: Soykırım tabiri hukuki bir tabirdir, yani siyasi bir tabir değildir. Bunun zaten tanımı da bellidir. Bir olayın soykırım olup olmadığına nasıl karar verileceği de BM tarafından belirlenmiştir. Maalesef Avrupada artan ırkçılığın, Türkiye karşıtlığının, İslam karşıtlığının bir yansımasıdır. Hollanda bizimle ilişkileri düzeltmek istiyorsa böyle basit şeylerle uğraşmak yerine Türkiye gibi bir ülkeyi kazanmak için ne yapacağız?, bunun adımlarını atmalı, buna kafa yormalı. Sonuçta bu kararın bizim için hiçbir geçerliliği yok, uluslararası hukuk bakımından da hiçbir geçerliliği yok. Sadece onlar kendi kendilerini tatmin etmişlerdir.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik de hem diasporanın tutumunun hem de bazı parlamentoların aldığı bu kararın esasında Ermenistanın daha da izole olmasına, doğru bir diyalog ortamının ortaya çıkmamasına yol açtığını vurguladı. Bakan Çelik, şu değerlendirmede bulundu: Bizim arzu ettiğimiz şey, Srebrenitsa gibi bir soykırım meselesinde son derece sorumluluğu olan, son derece yanlış işlere imza atmış olan, bu soykırım konusundaki sorumluluğu açık olan Hollandanın bu konularda daha dikkatli davranması gerektiğiydi. Dolayısıyla Türkiye açısından bir geçerliliği yoktur. Alınan kararı kınıyoruz, bizim için yok hükmündedir.
MASLAHATGÜZAR BAKANLIĞA ÇAĞRILDI
Bu arada, Hollandanın Maslahatgüzarı Erik Westrate, Hollanda Meclisinin 1915 olaylarını soykırım olarak tanıyan kararı dolayısıyla Dışişleri Bakanlığına çağrıldı. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Maslahatgüzar Weststrateye, Türkiyenin kaygıları iletildi.
Türkiye Gazetesi
24.02.2018 11:37:00