rn
KAYSERİNİN RUHU
rnYAKUTİYENİN KURTULUŞU
rnAli Korkut da, Yakutiye için tıpkı Osman Kavuncu gibi...
rn"Erzurumu güzel bir şehir yapabilmek için önce enkazdan temizlememiz gerekir" diyor.
rnBunu yaparken, ne kimse "belediye beni mağdur etti" desin, ne de falancanın hatırı için imar projeleri değiştirilsin.
rnİki yanlıştan bir doğru çıkmaz.
rnGeçen hafta, değerli meslektaşım Recep Kapucu, Yakutiye Basın Müdürü Kenan Biliz ve bendeniz, Ali Korkutla birlikte Yakutiyeyi baştan sona gezdik.
rnYapılması gereken işleri görünce, "Ali Bey, işiniz hiç de kolay değil. Başımızı hangi yöne çevirsek her yer dökülüyor. Bu mahallelerin ıslahı için hem çok büyük bir kaynak hem de zamana ihtiyaç var" dedik.
rnGüldü.
rn"Allaha şükür" dedi. "Kaynak sorunumuz yok. Çünkü biz gerekli kaynağı, kendi üretimlerimizle elde ediyoruz. Bu arada elbette ki hükümetimiz de mantıklı ve makul olan her projemize imkan sunuyor. Zaman darlığımızı da, tıpkı özel sektör gibi 7 gün 24 saat çalışmak suretiyle telafi etmeye gayret ediyoruz."
rnParisin ilk kadın belediye başkanı olan Anne Hidilgoya -ki, kendisi Sosyalist Partiye mensuptur,
rn-sormuşlar:
rn"Pariste belediye başkanı olmak nasıl bir şey?"
rnKadıncağız çok dertliymiş meğerse şöyle cevap vermiş:
rn"Dünyanın en zor işi Paris Belediye başkanı olmaktır" deyince... insanlar hak vermişler öyle ya çok büyük şehir, turist akını olan bir şehir falan filan...
rn"Hayır" demiş. Anne Hidalgo...
rn"Düşündüğünüz gibi değil. Pariste belediye başkanı olmak çok zor. Bir şey düşünüyorsunuz ve onu yapmak istiyorsunuz. Bir de bakıyorsunuz ki sizden önce yapılmış. Zor olan işin bu kısmı. Size yapacak bir hizmet bırakmamışlar."
rnAli Korkutun durumu ise tam tersi...
rnBu açıdan şanslı da sayılabilir. Öyle ya ne yapmak istese, yüzde 80 ihtimalle kendisi onu ilk kez hayata geçirmiş olacak.
rnDAHA GÜZELİNİ
rnYAPMAK İÇİN YIKIYOR
rnEn bariz örnek, kamulaştırmadır.
rnYakutiye Belediyesi, Ali Korkutla birlikte 6 yıl içerisinde 2 bin dolayında metruk yapıyı kamulaştırmış ve bununla da yetinmeyip, yeni kamulaştırmalar için kaynak olsun diye, o arsaları değerlendirmeyi başarmış bir belediye...
rnHacıcuma, Taş Mescit, Narmanlı, Mehdiefendi, Hasanibasri, Üçkümbetler bu başarı öyküsüne temel oluşturan semtlerden yalnızca bir kaçı...
rnBir yanda şehir enkaz görüntüsünden kurtuluyor, öbür yandan da şehrin dokusuna uygun yeni yapılaşma vücuda geliyor.
rnYıkan ama daha güzelini yapan başkan...
rnALİ KORKUTU TARİH
rnNASIL YAZACAK
rnAli Korkutu tarih yazarken muhtemelen bu tespitin altını mutlaka kalınca çizecektir.
rnYıktı ama yaptı...
rn"Benim bir rüyam var" demişti.
rnAmerikada siyahların özgürlük mücadelesinin sembol ismi Martin Luther King...
rnAli Korkut da aynı anlayışta. Ama bir farkla, O içinde herkesin mutlu olarak yaşayacağı yeni ama köklerinden kopmamış bir şehir yapmak...
rnEcdada saygı, sanata değer, tarihe ev sahipliği...
rnAli Korkut, belediye başkanlığını bu üç kavram üzerine bina etmiş.
rnYeniyi yaparken, eskiyi yok hükmünde görmeyeceğiz.
rnYeni mahalleler, semtler inşa ederken bu şehrin kültür ve sanatını yaşatacağız.
rnYeni bulvarlar, meydanlar, caddeler ve sokaklar açarken yüksek bir tarih şuuruyla hareket edeceğiz.
rnBaşka bir belediye başkanının tarihi Lalapaşa Camiinin yanına fayanstan çeşme yaptığı bu şehirde, Ali Korkut; ecdada ve tarihe saygı nasıl olurmuş herkese gösterdi:
rnYakutiye Meydanı...
rnÜç Kümbetler...
rnİstanbul Kapı...
rnGümrük Hamamı...
rnBugün bu üç eser de Erzurumda farkındalık adına "biz buradayız" demektedir.
rnSadece bunlar da değil. Daha onlarca benzer eser ya bitti ya da gün yüzüne çıkmak üzere...
rnDedik ya Yakutiye sınırları içinde, bugün her biri aynı zaman da ülkemizin de sembol değerleri arasında yer alan yüzlerce tarihi eser bulunuyor.
rnAli Korkut anlatıyor:
rn"Atalarımız bu toprakları bize vatan kılarken bir yandan da gelecek nesillere emanetler bırakmış. Ki, bizler de o emanetleri bizlerden sonrakilere aktaralım diye...
rnBir belediye başkanı, çöpü kaldırdım, suyu akıttım, ulaşımı sağladım, demekle evet görevini yapmış olur. Ancak bütün bunlardan daha önemlisi o belediye başkanının, kendisine kadar ulaşan emaneti, yeni nesillere bırakmak için çalışmaktır. Baksanıza hele şu Yakutuyenin, Çifte Minareli Medresenin, Üç Kümbetlerin Kalenin, han ve hamamların, çeşmelerin güzelliğine...
rn5 YIL SONRA BAŞKA BİR ERZURUM
rnBiz bunları nasıl görmezden gelebilirdik ve bu kıymetle eserlerin etrafının metruk yapılarla örülü kalmasına seyirci olabilirdik. Olmadık da... Bir yandan asli işlerimizi yaparken, diğer yandan da Erzurumu yeniden dünya incisi haline getirecek bu çalışmaları yürüttük. Eskiyi yıkıp yerine beton yığını dikmiyoruz. Eskiyi söküyoruz ama eskinin ruhunu ve estetiğini koruyacak yapılanmaya gidiyoruz. İşimiz henüz bitmedi. Hatta yolun başında sayılırız. Daha yapacak çok işimiz var. İnşallah Allah fırsat verirse beş yıl sonra bambaşka bir Erzurumla karşı karşıya kalacağız."
rnSizi ne görüyorsak, ya bir şantiyede işçilere bi şeyler tarif ediyorsunuz, yahut da kamulaştırılan bir mahallede iş makinelerinin başında duruyorsunuz. Galiba bu dönüşümün arkasında o çalışkanlık yatıyor.
rnCUMHURBAŞKANIMIZDAN
rnBÖYLE GÖRDÜK
rnGülümsüyor. Sonra devam ediyor:
rn"Önce inanacaksın, sonra inancın için samimi olarak çalışacaksın. Niyetin halis olunca Allah yardım ediyor.
rnBütün kurumlar elbette gereklidir. Ancak belediye bir şehrin sahibi, hamisi, anası-babası ve kardeşidir. Bir kurum benim mesaim bitti diyebilir. Bizim belediyecilik anlayışımızda bu sözün yeri yoktur. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, bize bunu öğretti ve öğütledi. Halk mutlu olursa ve refah içinde yaşarsa siz görevinizi yapmış olursunuz, dedi. Biz Tayyip Beyden aldığımız o şevk ve inançla çalışıyoruz."
rnDevri sabık yaratmak istemiyoruz, fakat bu soruyu da sormak zorundaydık:
rnGeçmiş dönemde, bir takım sorunlar yaşadınız. Misal, sizin yaptığınızı büyükşehir bozdu. Sizin uygun görmediğinize büyük şehir olur dedi. Şimdi yeni dönemde durum ne?
rnAli Bey, en müşkül anlarında bile meselelere pozitif bakmayı başaran bir insan. Mazeret üretmek yerine çare aramayı yeğliyor. Bu sebeple de ne geçmişe takılıyor, ne de geçmişteki bir takım sorunlar üzerinden siyaset yapıyor.
rn"Geçti gitti" diyor. "Halkımız bizden mazeret değil, hizmet bekliyor. Madem halk bize bu görevi verdi ve şehrin de acilen hizmete ihtiyacı var. O halde çalışmaktan başka bir derdimiz olamaz. Yeni döneme gelince. Mehmet Sekmen Bey, bizden çok çok deneyimli bir belediye başkanı ve büyüğümüz. Tabii ki Onun bu tecrübesi bizler için büyük bir avantaj ve Erzurum için de şans... Aramızda güzel bir uyum var. Herkes kendi işine odaklanmış, daha yaşanılabilir bir şehir için çabalayıp duruyor. Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut olarak, önce sorumluluklarıma bakarım ve yapmam gerekenleri noksansız yapmaya çalışırım. Hal böyle olunca işler de aksamadan yürüyor. Mehmet Bey de desteğini hiç esirgemiyor."
rnBazı insanlar çalışırken dinlenir. Bazıları da çalışmadan dinlenir.
rnAli Korkut birinci gruba girenlerden.
rnÇalışmayı ibadet olarak görüyor.
rnÇünkü Onun hayali, adından dünya ölçeğinde söz edilecek bir Erzurum...
rnTek başına, buna gücünün yetmeyeceğini biliyor, ama sanki yetecekmiş gibi çalışıyor, koşturuyor ve en önemlisi de o hayalinin bir gün gerçekleşebileceğine inanıyor.
rnO, Erzurumda gençlerin "Ali abisi", yaşlıların "Başkan oğlu"
rnO, bu şehrin has bir evladı ve sinesinde mangal gibi yürek taşıyan yiğit bir delikanlısı...
rnBir dönüşüm hikayesi
rnKentsel Dönüşüm, Erzurum için yeni uygulama. Geç kalınmışlığın, şehrin ihmalinin, tarım alanlarının katledilmesinin nihayete ulaşmışlığının habercisi aslında. Erzurumda modern şehirleşme, yeni konut alanlarının açılışı 1980lere rastlamaktadır. Şehir merkezi dar gelince yeni alanlar inşaata açıldı. Yenişehir, ardından Yıldızkent, Dadaşkent, Şükrü Paşa diye devam etti. Açılan her yeni yapılaşma alanı, aynı zamanda tarım arazilerinin katledilmesi, betona teslim edilmesinden başka bir şey değildi.
rnErzurum merkezi, yani başka bir tabirle eski Erzurum, 500 bin civarında nüfusa yeterli alana sahip bulunuyor. 400 bini bulmayan nüfusuna rağmen, Erzurum merkezden çevreye taşarak tarım arazilerinin yok edildiği 35 yıllık bir hikayeyi yalnızca izledi. 1980 sonrası göreve gelen her belediye başkanı, bu şehirde görev yapan her yönetici, Erzurum halkı hoyratça yok edilişi izledi.
rnNihayet, 2010da bir belediye başkanı çıkıp şehir merkezini dönüştürmekten söz etti. Yalnızca söz etmedi, bunun yapılabilirliğini Erzuruma, hatta Türkiyeye gösterdi. Ali Korkut, Mehdiefendi, Habipefendi, Hasanibasri, Sultan Melik, Hacıcuma, Taş Mescit mahallelerini içine alan 5 ayrı kentsel dönüşüm projesini hayata geçirdi.
rn2011de başlayan dönüşüm hikayesi, Mehdiefendi, Habibefendi ve Hasanibasride yapılaşma sürecine geçildi. Sultan Melik mahallesinde 3-5 yapı kaldı, akşam sabaha onlarda kaldırılır. Kentsel dönüşüm yapılırken, harcanan milyonlarca lira Erzurumlu müteahhitlerin, esnafın ve bütün şehrin ekonomik döngüsüne de destek olundu.
rnAli Korkut, yalnızca kentsel dönüşüm anlamında bir dönüşüm yapmadı, aynı zamanda zihniyet dönüşümüne de büyük bir adım attı. Erzurumda TOKİye kucak açan anlayışı değiştirip, Erzurum insanına inanılması gerektiğinin de önünü açtı. Bu değişim ve devrim niteliği taşımaktadır Erzurum zihniyetinde. Ev danasına kem gözle bakışın kırılmasıdır bu aynı zamanda.
rn35 yıldır yapılan ihanetin geri alınması belki mümkün olmayacak ancak, şehrin kurtarılması için yapılması gerekeni yapan Ali Korkuta teşekkür etmek, ona minnet duymak Erzurumlunun insanlık görevidir diye düşünüyorum.
rn