Şehir ve Kültür Araştırmaları Derneği, ŞEHİRDER Yayınları'ndan yeni çıkan Çitri ve 1915-1918 Ermeni Zulmü kitapları için tanıtım kokteyli düzenledi.
Erzurumlu merhum gazeteci-yazar Selahaddin Turgay Daloğlu'nun ilk eseri Çitrî (1964) ve son eseri "1915-1918 Ermeni Zulmü" (1983) kitapları için düzenlenen kokteylde davetlilere Erzurum ketesi ile civil peyniri ikram edildi. Kokteyl, kitaplara da sponsor olan Cindilli Otomotiv'in ev sahipliğinde yapıldı.
Yerel yöneticilerin, siyasi parti temsilcilerinin, eğitimcilerin, basın mensuplarının, farklı STK, kamu kurum ve kuruluş yöneticilerinin ve kitap dostlarının yoğun ilgi gösterdiği program Şehir ve Kültür Araştırmaları Derneği Başkanı Murat Ertaş'ın konuşmasıyla başladı. Başkan Ertaş konuşmasında, yaklaşık iki sene evvel kurulan derneklerinin kısa sürede Erzurum'un en etkin ve aktif STK'lerden biri olmayı başarmasının altında ekip çalışmasının ve önceliklerinin şehir olmasının yattığını ifade etti. Sponsorluğun STK'lerin şehir çalışmaların çok önemli yer tuttuğunu ifade eden Ertaş, kitap çalışmalarına destek olan iş adamı Muammer Cindilli'yi Erzurum'un son ahisi olarak gördüklerini söyledi.
Ertaş'ın açıklamaları şöyle:
CİNDİLLİ ERZURUM'UN
SON AHİ BABASI
"Logosunda Hüma kuşu olan derneğimizin şehre katma değer olması için elimizden geleni yapmaktayız. Son çalışmamızda Erzurum'un hayırsever iş adamı ve kanaat önderlerinden Muammer Cindilli ağabeyimizin desteği ve yönlendirmesi etkili olmuştur. Muammer Cindilli, şehrimizde sanatın, edebiyatın ve kültürel etkinliklerin en önemli destekçilerindendir. "Kardeş" anlamında da kullanılan "ahi" kelimesi Divan-ı Lügat'it Türk'te "koçak, cömert, yiğit, mert" anlamlarına gelmektedir. Hal böyleyken bu kelimenin tarihe karıştığı gibi bir algının yanlış olduğunu düşünüyor, Muammer Ağabeyimizi Erzurum'un son ahisi olarak addediyorum."
Kokteyle ev sahipliği yapan iş adamı Muammer Cindilli ise önceki senelerde kitap projesini birkaç STK'ya (dernek ve vakıf) sunduğunu ancak olumlu sevap alamadığını, kuruluşunun iki senesini henüz doldurmadığı halde şehirde ciddi çalışmaları olan ŞEHİRDER'in bu işe sahip çıktığını belirtti. Cindilli, kültürün insanın kendi içine yapacağı yolculuk ve kendisini fethi olduğunu ifade ederek, milli hassasiyetleri olan vatansever bir gazetecinin unutulmuş ve unutturulmuş olmasını manidar bulduğunu, hem Erzurumlu olarak hem bir Türk olarak kendi değerlerimize sahip çıkmamız gerektiğini söyledi.
Cindilli'nin açıklamaları özetle şöyle:
"1915-1918 Ermeni Zulmü" adlı eserinde Selahaddin Turgay Daloğlu, gerek kendi ailesinin yaşadıkları ve gerekse şehrin ortak hafızasındaki acıları, konuyla ilgili yazı ve araştırmaları derleyerek kendisini sorumlu gördüğü ülkesine ve milletine karşı vazifesini yapma gayreti göstermiştir. Daloğlu 1996'da İstanbul'daki evinde feci bir şekilde öldürülmüş olarak bulunmuştu. Cinayet aydınlatılamadı. Ancak çevresi, ailesi ve dostları onun bilhassa Ermeni komitacılar tarafından tehdit edildiğini söylemişlerdi. Olayın iç yüzünü bizim bilmemiz mümkün değil. Ancak o hem yazdığı bu eserle hem gazetelerdeki köşe yazılarıyla Ermeni zulmünü hayatı boyunca insanlığın yüzüne tokat gibi vurmaya çalıştı?
Küçük siyasi mülahazalar yahut çekişmelerle insanlarımızı çok kolay etiketliyor, ötekileştiriyoruz. Bizim bir olmamız diri olmamız gerekiyor. Erzurum milli asabiyesi en yoğun şehirlerden biridir."
İş adamı Muammer Cindilli, konuşmasının sonunda 12 Mart Erzurum'un kurtuluşu nedeniyle şehitlere, şehrin manevi mimarlarına ve rahmet-i rahmana kavuşmuş Erzurum gönüllülerinin ruhuna Fatiha okunmasını rica etti ve Selahaddin Turgay Daloğlu'nun çıkarmış olduğu 12 Mart 1973 tarihli "Gurbet" gazetesinin tıpkı basımını davetlilere hediye etti.
16.03.2015 08:36:58