Şanlıurfa İl Müftülüğü ve bağlı ilçe Müftülüğü Personelinin katılımı ile Mozaik konferans salonunda 29.07.2011 uma günü saat 17:30’da Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz tarafından konferans verildi.
Saygı duruşu ve istiklal marşının ardından din görevlisi M.Fatih Kahvecibaşı tarafından okunan Kur’an tilaveti ile başlayan programın açış konuşmasını yapan Şanlıurfa İl Müftüsü Ramazan Tahiroğlu konuşmasında;
“Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz’ın Peygamberler şehri Şanlıurfa’ya gelişinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, İlimize yeni atanan sözleşmeli personele diğer görevlilerin yardımcı olmaları gerektiğini çünkü diyanet camiası olarak biz bir aileyiz” dedi. Ayrıca personele ramazan ayında yapılması gereken faaliyetler hakkında kısa bilgi vererek Ramazan ayını tebrik etti.
Konferansında Başkan Yardımcısı Yılmaz: “İnsanları Allah’a davetle şereflendirilmiş bir görev yapıyorsunuz. Bu bir lütfü ilahidir. Şeref ve mesuliyet birbiri ile denk gider. Mesuliyetimiz çok büyüktür o yüzden bir birimize güç vermeli, destek olmalıyız. Kur’an-ı kerim müslümanları bir aile olarak görüyor. Ayet’i kerimede bütün mü’minler kardeştir. buyurularak müslümanların büyük bir aile olduğunu göstermektedir. Diyanet camiası olarak bir aile olduğumuz zaman çok daha başarılı ve muvaffak olacağız.
Başkan Yardımcısı konuşmasının devamında, bu ülke için Diyanet İşleri Başkanlığı kurumu bir şanstır. Diyanet kurumunun olmadığı ülkelerde dini hayatın düzenli olmadığını görüyoruz. 1924’te kurulduğu yıldan beri çok merhaleler kat edildi. 1924’ten 1961’e ve nihayet 2010 yılında çıkan Diyanet İşleri Başkanlığı teşkilat kanunu belki beklenen her ihtiyaca cevap vermese de devlet kurumu olarak iyi bir statüye kavuştuk. Teşkilat yasası Diyaneti artık dini hayatın tek adresi ve sorumlusu haline getirmiştir. Artık farklı görüşler de Diyanet çatısı altında birleşmiştir. Teşkilat yasası ile merkez-taşra birlikte bir aile olarak buluşuyoruz. Artık diyanette paylaşılamayan konu ve ulaşılamayan kişi kalmamıştır. Bunun için gönül ve duygularımızı sizlere açmış bulunuyoruz.
Diyanette vaiz, şef, memur vs. hangi unvanda görev yaparsak yapalım bizim iki kimliğimiz vardır. Biri devletimizin verdiği bürokrat, diğeri de dinimizin yüklediği ruhani kimliktir. Hangi işte ve görevde olursanız olun bu irşat ve mesuliyet halkası için sorumlusunuz. Mesleğimizin olmazsa olmaz şartı aşkla bu görevi yapmaktır. Muhammed İkbal “Din aşktır” diyor. Cami cemaatini daima arttırmalıyız. Aksi halde mutlaka bir problem vardır. Herkesin bir amacı olmalı ve o amaç doğrultusunda görev yapmalıyız. Mesleki aşkımızı ve mesleki yetersizliğimizi düzeltmeliyiz. Bunu yeni mütalaalar yaparak, yeni kitaplar okuyarak yerine getirmeliyiz.
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak irşat faaliyetinin birebir cami görevlileri tarafından yapılmasını sağladık. Çünkü laf göze verilir. İnsanların gönüllerine hitap etmeliyiz, sevmeliyiz, saymalıyız, ilişkilerde alttan almak, bağışlayıcı olmak, görevimizde önemlidir. Affetmek gerekir. güzellikle çağırmalıyız. Önce ülkemizi sonra bütün dünya Müslümanlarına hizmet etmeliyiz. Bu gün Afrika bile bizden hizmet bekliyor
Başkan Yardımcısı Yılmaz, talepleriniz bizim için önemlidir, şikâyetleriniz muteberdir. Yürek bütünlüğü oluştuğunda dini hayatın daha da canlanacağı gerçektir.”diyerek Konferansını tamamladı.
31.07.2011 01:28:00