Erzurum Baro Başkanlığı, Erzurumspor’u Süper Lig’e çıkaran efsane günlerin kulüp yöneticiliği, kamu davalarının aranılan avukatı Sadullah Kara, şimdilerde siyasi gündemin en çok konuşulan isimlerinden biri. İlk olarak 2009 mahalli idareler seçimlerinde aday adaylığı başvuru süresinin son gününde AK Parti’den Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanlığı için şansını deneyen ancak başarılı olamayan Sadullah Kara, bir kez daha aynı göreve talip. Biz de Erzurum’un marka avukatlarından Sadullah Kara ile aday adaylığı üzerine bir sohbet yaptık. Sorularımıza da NEDEN AK PARTİ diye başladık, o cevapladıkça biz sorduk, ortaya da keyifle okuyacağınıza inandığımız bu röportaj çıktı...
NEDEN AK PARTİ?
Çünkü Türkiye’nin yarısından fazlası AK Partili... Dolayısıyla doğru yolda olduğumuz bir gerçek... Daha öncesi MHP’de kaydım vardı ama Ak Parti kurulduğu günden beri de Ak Partinin üyesiyim.. Ak Partinin icraatları, çalışmaları, yapılanlara baktığımız da aslında neden AK Parti olduğunu görebiliyoruz. Çünkü biz çok şeyler yaşadık, ihtilaller gördük… Ak Parti Türkiye’nin görünen yüzüdür.. Türkiye’de yüzde 7 bin 500’le gecelik faizlerin olduğu günleri yaşadık... Yine 12 yıl önce dolar bin 650 lirayken bugün dolar 2000 civarında… Yani her yıl yüzde yüz artan bir dolar, 12 yılda yüzde yirmibeş civarın bir artış göstermiş... İşte onun için Ak Parti.. Bugün herkesin rahat yaşadığı bir ortamdayız.. Terör bitmiş.. Yani neresinden bakarsanız bakın Ak Parti.. Erzurum’da bu güne kadar yaşamış ve bu şehirde yıllardır belli görevlerde bulunmuş, en üst bürokratından en alttaki çalışanına kadar herkesle içli dışlı olmuş, en zengininden dar gelirliye kadar herkesle ilişkisi olmuş, hem Erzurum’un ve hem de Erzurum’da yaşayanların problemlerini iyi bilen biriyim… Biz burada 27 yıldır buradayız buradan beslendik... Belli bir seviyeye geldik... Artık şehrimize hizmet etmek istiyoruz… Biz çevremizdekilerle ve dostlarımızla istişarede bulunduk ve bunun sonucunda da bizim bu işi çok iyi yapacağımız sonucuna vardık. O yüzden yola çıktık. Aday olma sebebimiz budur…
YENİ YASAYI NE KADAR BİLİYORSUNUZ? SİZCE ARTILARI VE EKSİLERİ NELER?
Biz bir yola çıkarken önce yasal mevzuatına bakarız. Biz akşam karar verip, sabah da aday olmadık. Böyle bir şey yok... Biz bu konuda araştırma ve istişarelerde bulunduk. İstişareler yaparken bir de hazırlıklar koyduk ortaya. Yani biz geldiğimizde bizi ne bekliyor, iş başına geldiğimizde bizi neler karşılayacak diye bu konuda çalışmalar yaptık. Bu çalışmalara baktığımız zaman önce yasal metinleri inceledik. Gördük ki artık belediyelerin eski belediyecilikle alakası yok. Bugün büyükşehir olan belediyelerin yasadan sonra sorunları ve ekonomik bütçesi ile 4.5 kat arttığını görebiliyoruz. Bunun için de ekiplerin kurulması ona göre teşkilatlanmanın yapılması gerekmektedir. Bugün alt belediyeler nasılsa Tekman da Hınıs da öyle olacaktır ve sınırlarımız il sınırları olacaktır.. Dolayısıyla buralara hizmet nasıl götürülüyorsa, şimdiye kadar özel idarelerin götürdüğü hizmeti artık büyükşehir yapacaktır.. Ve bütçesiyle personeliyle Büyükşehir’e geçmiş olacaktır. Dolayısıyla orda çalışan tüm insanların da tamamı da Büyükşehir’in bünyesine geçmiş olacaktır. Bunların dışında teknik yardımlar alınacaktır. Gerekirse dışarıdan teknik ekip getirilecektir. Bu arada hızlı bir şekilde teşkilatlanma yapılacaktır.. Buradaki insanların birçoğu ehil insanlardır, bunları yok sayamazsınız.. Eğer sistemi sağlıklı bir şekilde kurarsak bu insanlardan da ciddi bir şekilde verim alınacaktır. Bunları yaparken de mutlaka ortak akıl kullanarak yapacağız. Herkesin herşeyi bilmesi mümkün değil, ben iyi bir hukukçu olabilirim ama bir sağlıkçı olamam bir peyzajcı olamam... Ama ben teşkilatı kurup çok iyi idare edebilirim.. Zaten yasayı inceledik ve kafamızda bir sistem şekillendi, kimlerden faydalanacağımız da iyi kötü belli oldu. Bir fizibilite çalışmamız oldu. Çünkü ben bu şehirde yaşıyorum ve kimlerin nasıl çalıştığını biliyorum. Bu insanları yok sayamayız.. Bütün çalışanları dışarıdan getirme gibi bir lüksümüz zaten yok. Yasal mevzuat var bu insanlar bizim. Dışarıdan gelecek bir başkanın buradaki insanları tanıması çok zor ve çok zaman alacaktır..
Yeni yasayı tam incelediğimiz zaman şunu göreceğiz.. Alt belediyeler artık Büyükşehir’in birer daire başkanı gibi. Artık kendi başlarına hareket edemeyecekler.. Size bir anekdot anlatayım, bu çok önemli. Ben Baro Başkan iken Adalet Bakanımız aradı, gece saat 2 civarındaydı.. Dedi ki “ben yatmıyorsam siz de yatmayacaksınız.” Dedim ki “siz de yatın.” Dedi ki “bizim başımızdaki yatmıyor ki biz yatalım!” Yani başbakanımızı kastederek dedi bunu. Baştaki insanın idareciliği her zaman önemlidir. Ben herşeyi iyi bilemem ama insanları birlikte nasıl idare ederiz, bunu bilirim. Kaldı ki biz ortak akılla hareket edeceğiz, bütün belediye başkanlarımızla yapacağız. Biz gelirsek, bir yıl en azından neler yapacağımızı önce kafamızda çözeceğiz. Ve her hafta bir toplantı yapacağız. Çalışma sistemimizde kimse boş durmayacak... Çok ciddi konularda halka sormak için bir sandık konulup referandum gibi yapılabilir. Ama bunu yaparken sistemi hantallaştırmadan yapmak gerekir. Seçilmiş meclis dışında halkla da paylaşacağız..
SİZE GÖRE ERZURUM’UN BELEDİYECİLİKTEKİ EN BÜYÜK SORUNU NE?
Kentsel dönüşümü bir an önce tamamlamamız lazım. Bizim gecekondu meselemizi çözmemiz lazım. Erzurumda uyuşturucu kullananlar boşaltılmış ama yıkılmamış yerleri kullanabiliyorlar. O yüzden bir an önce bunları çözmemiz lazım.. Mesela Kayseri’de göç alıyor ama orada gecekondu yok. Artık bu devirde gecekonduda oturmak insana reva görülemez.. Şu an Türkiye denizin altından yollar yapıyor, ama şu an bile gecekondudan bahsediyoruz.. Bu bir çelişkidir. Artık bunu konuşmamamız lazım. Bu kentin okumuşu da okumamışı da, zengini de yoksulu da, fahişesi de bizim insanımız. Bu şehirde yaşayan insanların hepsi bizim insanlarımız. bunların hepsi kaliteli bir yaşamı hak ediyor.. Bu yüzden kentsel dönüşüm önemli..boş olan yerleri hemen yıkıp değerlendirmek gerekir.. Çünkü artık bizim insanımız gecekonduda yaşamamalı. Bugün devletimizde finans konusu yoktur, yeter ki bunu bir an önce projelendirip hayata geçirelim.. Bence Erzurum’un birinci meselesi bu.
PEKİ İÇME SUYU?
Elbette, kentsel dönüşüm ne kadar önemliyse içme suyu sorunu da bir o kadar önemli. Yani bizim için ikinci sırada temiz su meselesi var. Yediğimiz sebzeler eğer temiz suyla yıkanmıyorsa bu önemlidir. Bunu çözmek gerekir. Bir diğer sorunumuz da ulaşım… Ulaşımda ise eğer imarımızı doğru yapabilsek ulaşım sorunu olmaz. Kentsel dönüşümde garajımızı ve parklarımızı iyi düşünmeliyiz. Erzurum gibi bir yerde kapalı garajın olmaması yani evlerin apartmanların mutlaka kapalı garajları olmalı. Şu an aday adayıyız, eğer aday olursak projelerimizi sunduğumuzda herkes bunu görecek.
ERZURUM’U 16 BÜYÜKŞEHİR ARASINDA NEREDE GÖRÜYORSUNUZ?
Büyükşehirler içerisinde gezdiğim zaman Erzurum’un maalesef sonlarda görüyorum. 2011 yılını Erzurum için bir fırsat olarak gördük; ama tam yararlanılamadı. Yani bir taşla bir kuş vurmanın ne anlamı var. Bir taşla üç hatta beş kuş vurulursa anlamlı olur. Bazı şeyleri bilmek gerekir. Bilmiyorsak başka yerde nasıl yapılıyorsa onlardan örnek almak lazım. Ben Erzurumspor’da da görev almış biriyim ve oradan biliyorum ki Erzurum rakım olarak yaz kampları için ideal bir yer. Beş altı tane tesis yapılsa ve takımlar gelip burada kamp yapsa kötü mü olur. Ama olmadı neden olmadığı ise herkesin başka tarafa çekmesiyle oldu. O yüzden tepedeki yetkili birinin bu şehir için gerekli kararları verip bu kente sahip çıkması gerekir.
Şu ana şehir merkezi çok kötü. Bir an önce burayı yapılandırmak gerekir. Biz eğer kalenin etrafını tamamen açıp ve orayı boş bırakırsak olmaz. Cumhuriyet Caddesini ve etrafını tarihi yapıya uygun olarak tekrar yapılandırmalıyız. Mesela benim aklıma gelen, diyelim ki kalenin etrafını tamamen açtık. Ama oranın o şekilde kalmasını uygun bulmam. Tarihi dokuya uygun olarak oraların da yaşamın içine katılması lazım. Oralara dükkanlar ve mağazalar tek katlı olmak üzere uygun olabilir. Önce şehir merkezi düzenlenmeli. Bu kapsamda ben 1/5000’lik yeni nazım imar planına olumlu bakmıyorum. Bir şehrin marka şehir olabilmesi için, sosyal yönü, ticareti, sporu ile birlikte olur. Tek alanda markalaşmak çok fayda getirmez..
SİZCE ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ’NDEN BUGÜNE KADAR BELEDİYELER FAYDANALANABİLDİ Mİ?
Çok güzel bir soru. Açık söyleyeyim ki, Atatürk Üniversitesi’ni biz hiç değerlendiremedik belediyecilik açısından… Özellikle Atatürk Üniversitesi bu şehrin değeridir. Üniversitedeki öğrencinin şehre daha fazla açılması gerekir. Ayrıca hocalardan sonuna dek faydalanmak lazım. Ben kendim için birşey isteyemem ama şehir için herkesten isteyebilirim. Ama sayın başbakanımızın bir sözü de var, aynı zamanda dik de duralım. Şu an üniversitemizden faydalandığımızı düşünmüyorum.. Bunlardan faydalanmak gerekir..
SPORA BAKIŞINIZ NEDİR? DOLAYISIYLA DA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESPOR İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELERİNİZ NEDİR?
Bir şehrin bir ayağı ile yükselmesi mümkün değildir. Kayseri sanayi kenti ama aynı zamanda iki tane de ligde takımı var. Büyük iller öyle.. Tabi bunların içinde İzmir’i ayrı tutmak gerekir, oranın yapısı daha başka.
Ama kesinlikle Erzurum’un birinci ligde oynayan bir takıma ihtiyacı var.. Benim yetkim olsa 1461 Trabzon’u alır Erzurum’da oynatırım. Yasal bir süreç içinde bunun ismini değiştirmek de mümkün olabilir.
Şu andaki takımımızın da mutlaka birinci lige çıkması gerekir. Üçüncü lig her zaman zordur. Hazır takım varsa bunun değerlendirilmesi gerekir. Bir takımın şehre getirisi çok fazladır.