Gencecik bir kızın arkadaşlarıyla, gecenin geç saatlerine kadar eğlendikleri bir evin tuvaletinde aşırı dozdan ölmesini ve güle oynayarak girdiği evden cansız bedeninin çıkmasını tüylerimiz ürpererek izledik tv ekranlarından...
Seviyorum,onunla evleneceğim dediği gencecik bir kızın, başının kesilerek öldürülmesi ve bunun da sevdiği zannedilen şahıs tarafından yapıldığı iddiaları son bir kaç ay içinde bütün psikolojimizi alt üst etti...
Bunalım ve stresten gözü dönmüş bir gencin eşine kızıp eşi dahil altı canı hunharca katletmesi akıllarımıza durgunluk verdi...
Sadece bunlar değil elbet.Her gün bunlara benzer olaylarla sarsılmakta,kahrolmaktayız.Malesef gidişat vahim.Bir an evvel tedbir alınmazsa ülkemiz için karanlık günler hiç te uzak değil...
Bütün bu konularla ilgili olarak bir sebep sonuç ilişkisi kurmaya çalıştığımız zaman, bu işte birinci sorumlu kişiler olarak karşımıza anne ve babalar gelmektedir.Hiç bir anne baba,çocuğunun bu durumlara gelmesini istemez.Ancak ilgisizlik ve ?? saldım çayıra,mevlam kayıra ?? anlayışı sonucunda doğal olarak işte böyle acı manzaralarla karşılaşırız.Sevmek, aşırı özgür bırakmak ve takip etmemek değildir.Hangi asırdayız canım, ne olacakmış, çocuklar nereye giderse gitsin, onlar daha gençler anlayışı boş, anlamsız ve sakat bir anlayıştır.Böyle diye diye memleket evlatları ne hale geldi? Şu geldiğimiz hale bakın, her gün kavga,intihar,hırsızlık,vahşet vs....
Anne baba, çocuğunun ilk öğretmenidir.Toplumumuzda ??Her şey aileden çıkar ?? diye çok güzel bir söz vardır.Gerçekten de bir ailede ne kadar huzur, ne kadar terbiye varsa, çocuklarda da aynısı olmaktadır.Şiddete meyilli olan gençlerin çoğunun aile yapılarının bozuk olduğu, çeşitli araştırmalarla ortaya konulmuştur.Yani bir ailede eşler arasında devamlı kavga varsa ve yine o ailede manevi boşluklar hat safhadaysa böyle bir aileden hayırlı bir evlat beklemek istisnalar hariç beyhudedir...
Bazen ailelerin de yetersiz kaldığı durumlar da olabiliyor.Okul ve iş hayatında yeni bir çevreyle karşılaşan gençler zamanla bu çevrelerin etkisine girebiliyor.Allah korusun, bu çevreler eğer kötü arkadaşlardan oluşuyorsa, gençler yavaş yavaş yoldan çıkıyor,üstelik bir de anne babaların ilgisizliği olursa karşımıza çok acımasız bir insan olup çıkıveriyorlar...
İşte bütün bunlardan sonra bunalım ve strese giren gençlerde yeni arayışlar başlamaktadır.Hayata ve bütün sevdiklerine küsen gençlerimiz insanlıktan nasibini almamış hainlerin tuzaklarına düşmektedirler.Bu tuzakların başında uyuşturucu ve bağımlılık yapan haplar gelmektedir.Aldıkları bu zararlı maddelerin etkisiyle, akılları başlarından gittiği için hayatı toz pembe görmeye başlamaktadırlar..Kendilerine altın tepsilerde sunulan hap, uyuşturucu ve ahlak dışı hareketlerin aslında hayatlarını mahvedecek birer zehir olduğunu anlayamamaktadırlar.Anladıkları zaman iş işten geçmiş olmakta, gözlerini ya hastane kapılarında,ya da hapishane koridorlarında açmaktadırlar.Bazıları ise bu kadar da şanslı da olamakta,malesef banyo ve tuvalet köşelerinde aşırı dozdan ölüp gitmektedirler....
Yarınlarımızın teminatı olan gençlerimize sahip çıkmalıyız.Ama nasıl? İçi boş ve kalıplaşmış cümlerle değil elbet.Daha çocuk yaştan başlamalıyız onları eğitmeye.Önlerine örnek modeller sunmalıyız.Bu modeller örf, adet ve geleneklerimize uygun olmalıdır.Para ,şöhret ve devamlı tüketim düşkünü gençlik modelleri malesef gençlerimiz arasında bir özenti hastalığı meydana getirmektedir.Bir iki kılık değiştirmekle kendilerini çağdaş ve medeni zanneden, tarihinden, kültüründen ve kendisinden habersiz, idealsiz ve şuursuz gençlik modelleri ,Türk gençliğinin örnek modeli olamaz.Bizim gençliğimiz ,bilim ve sanatta model olmuş ilim adamlarını, devleti ve milleti için can veren aziz şehitlerini, çağlar kapatıp çağlar açan mübarek ecdadını ve küllenen bir coğrafyadan yeni bir devlet kuran kahramanlarını örnek almalıdır...
Bütün bu ideal modeller için çalışmalar yapmak zorundayız.Çocuklarımıza doğruluk
,iyilik ve güzelliği model yapmalıyız.İnançlarımızı, örf ve adetlerimizi öğretmeliyiz onlara.Bin yıllık tarihimizi,anne baba sevgisini,vatan ve millet aşkını model yapmalıyız.Yaradanı hoşgör yaratandan ötürü diyen inanç ve ideali, bir insanın yaşamasına vesile olan, bütün insanlığı yaşatmış ,bir insanın ölümüne sebep olan bütün insanlığı öldürmüş gibi olur diyen ilahi anlayışı ve insan sevgisini nakış nakış işlemeliyiz o temiz yüreklere...
Bu işler kendi kendine olacak şeyler değildir.Çocuklarımıza,gençlerimize sevgiyle yaklaşıp onlar için anlamlı projeler geliştirmek durumundayız.Ben buna ?? Örnek Model Projesi ?? demek istiyorum.Bu proje iki unsurdan oluşmaktadır.Birisi Gençlik merkezli İnsan projesi ,diğeri de Sivil Toplum Örgütleri merkezli Kurum projesi.Her iki projenin amacı da huzurlu,mutlu ve başarılı gençler yetiştirmektir...
Spor, sanat, kültür, edebiyat, müzik ve akla gelebilecek her türlü yararlı etkinliklerin yer alacağı bu projeyi geleceğimiz adına önce kendimiz sahiplenmeli,sonra hayata geçirmek için elimizden geleni yapmalıyız.Unutmayalım, eğer tertemiz gençlerimizi başıboş bırakır, onların ellerinden tutmazsak, onlara mutlaka başka eller uzanacaktır. Ve bu eller hain eller,acımasız eller olacaktır.İşte bunun en acı örneklerini bugünlerde yaşayarak görüyoruz...
Ülkesini ve milletini seven insanlar olarak artık bir şeyler yapmalıyız.Bu böyle gitmez, gitmemeli.Bizler yüce bir milletin evlatlarıyız.Ben,doğruların bir gün mutlaka galip geleceğine inanıyorum.Çünkü, doğruların yanında yanlışlar yok olmaya mahkumdur.
Bizim, her kategoride Sivil toplum örgütlerimiz var. Vakıflar,dernekler,sendikalar,siyasi kuruluşlar vs...Kuruluş amaçlarına baktığımız zaman büyük bir kısmının altına içtenlikle imza atacağımız bu sivil toplum kuruluşlarımıza gençlik konusunda yeni projeşer geliştirmelerini öneriyorum.Menfaati, sen ben kavgalarını bir tarafa bırakmalıyız artık. Hepimiz Türkiye gemisinde yaşıyoruz.Ve malesef bu gemi su almaya başlamıştır.Bu gidişata dur deyip, önlemler almazsak hepimiz batacağız...
Sözlerimi büyük İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy?un muhteşem dizeleriyle bitirmek istiyorum ;
? Sahipsiz kalan bir milletin batması haktır
Kenan TUNÇ
Yorum ve görüşleriniz için ... sairane@hotmail.de