Erzurum, Kars, Ağrı, Iğdır, Ardahan ve Bayburt illerinde kaybolmaya yüz tutmuş el sanatlarını araştıran Erzurum Olgunlaşma Enstitüsü, ehram dokuma konusunda önemli çalışmalara imza atıyor.
Her yıl bahar aylarında koyunların kırkılması ile elde edilen yünler, kadınlar tarafından akarsu kenarlarına götürülerek buralarda tokaçlanarak yıkanıyor. Yıkanan yünler 30 dakika kadar güneşte kurutulduktan sonra tekrar ıslatılarak tokaçlanıp tekrar kalan kirlerinden arınması sağlanıyor.
Yıkanan yünler kurutulduktan sonra dişli taraklarda taranarak yöresel olarak adına "teşi" denen aletlerle inceltilerek iplik haline getiriliyor. İplik haline gelen yünler, daha sonra ehram dokuma tezgahlarındaki yerini alıyor.
Tamamen ahşap ve geleneksel tezgahlarda dokunan ehramlarda desen işlemesi yapılıyor. Geçmişten günümüze kadar 100'den fazla süsleme yapılıyor.
Bu desenler arasında pirinç deni, saat kordonu, hanımeli, uçan kuş, reyhan dalı, arı dala kondu gibi motiflerle adlandırılıyor. Farklı ve renkli desenlerle dokunan ehramlar elbiseden yeleğe, çantadan tabloya birçok ürüne dönüşüyor.
Erzurum Olgunlaşma Enstitüsü Müdiresi Fatma Taşbaşı, Olgunlaşma Enstitülerinin kaybolmaya yüz tutmuş el sanatlarını ve giyim kültürünü araştıran ve aslına uygun bir şekilde bunları üreten, modernize eden, gelecek nesillere aktaran, nitelikli eleman yetiştiren bir kurum olduğunu belirterek, “Erzurum, Kars, Ağrı, Iğdır, Ardahan ve Bayburt illeri ile birlikte kaybolmaya yüz tutmuş el sanatlarını araştırıyoruz. Ehram atölyesinde dokunan bu materyaller Erzurum ve Bayburt yörelerinde kadınların büründükleri bir örtünme aracıdır. Bu materyal tamamen koyun yününden elde edilir. Haziran ayında kırkılan koyunların yünlerinden alınan, daha çok hayvanın karın bölgesi tercih edilir, yünler kullanılır. Ehram dokuma ustalarımız haziran ayında temizlenecek yünleri aldılar, dere kenarlarında tokaçlama yöntemi ile yıkadılar. Ehram olarak kullanılacak yünün çok temiz olması gerek. Temizlenen yünler sonra tarama denilen taraklarla taranır, iplik bükme aracı bir adıyla da yöresel olarak teşi denen araçla ince iplik haline getirilir. İplik haline gelen yünler dokuma tezgahlarında ehram olarak işlemi yapılır” diye konuştu.
Yünü kendi rengiyle kullandıklarını kaydeden Taşbaşı, “Renklendirme yapmıyoruz. Bunun da bir anlamı var ki beyaz ehramı genellikle yeni gelinler kullanır, açık boz renkli ehramları genel olarak çocukları olan genç kadınlar, mor ehramı orta yaşta kadınlar kullanır. Eşi rahmetli olmuş dul bayanlar ise genel olarak siyah ehramı tercih ederler. Buna kadınlar arasında bir çeşit kimlik de denilebilir. Ehramın üzerindeki desenler ise ehramı örten kişinin maddi durumu veya hayattaki kendi durumunu belli eder. Ehram oldukça zengin bir kültüre sahiptir. Yıllar önce kadınların örtündüğü ehram günümüze gelinceye kadarki zaman içerisinde örtünme olmayınca unutulan kültürümüz haline gelmeye başladı. Tekstil olarak ehram da sonuçta bir dokuma sınıfına giriyor. Ehram ilk başından son aşamasına gelinceye kadar hiçbir katkı maddesine maruz kalmıyor. Tamamen hayvanın doğal yününden yararlanılıyor, doğaya ve insana zararı olmayan bir örtünme aracadır denilebilir” diye konuştu.
Enstitüde usta öğretici, öğretmen ve idarecilerle birlikte 65 kişi görev yapıyor. Ehram siparişleri de merkezde alınıyor.
Siparişleri müşterinin kendisi beğeniyor ve ehramın üzerinde bulunan desenler ehramın fiyatını değiştiriyor. Bir ehramın normal fiyatı 300 TL’den başlayıp 3 bin TL'ye kadar çıkabiliyor.
Enstitüde meslek edindirme kursları da bulunuyor. Enstitüden 13 yaş ile 65 yaş arası kadınlar yararlanabiliyorlar.