Vural, Erdoğan'ı eleştirdiği konuşmasında, "Bizim kime nasıl cevap vereceğimizi el âlem bilir sen de çok iyi bilirsin" dedi.
Parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, TBMM'nin 25. Dönem 2. Yasama Yılının Türk siyasi tarihinde en kısa çalışması olarak tarihe geçtiğini kaydeden Oktay Vural, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Meclisi millet adına çalışmak yerine bir konuşma yapmak üzere açıp kapattığını anlattı.
"Parlamenter demokrasiyi bekleme odasına alan, seçim öncesi '400 vekil verin bu iş huzur içinde olsun' diyerek 400 vekil alamayınca TBMM'yi çalıştıran irade, Meclisi açtığı gibi kapatmıştır. Kapattığı Meclisi sırf kendisi konuşmak için açmıştır" açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AK Parti'nin eş başkanı gibi konuştuğunu belirten Oktay Vural, şunları söyledi: "7 Haziran seçim sonuçlarını içine sindiremeyen Sayın Cumhurbaşkanı, kapattığı Meclisi konuşmak için açar gibi yapmış, Meclis millete hizmet için değil onun konuşması için açılmıştır."
Vural, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması içinde "Atatürk" ve "Türk" kelimelerinin geçmediğinin altını çizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir milletvekiline yönelik "Rahatsız mı oldun" sözünü hatırlatan Oktay Vural, "Bir milletvekilinin 'PKK'yı meşrulaştırmayın' sözüne karşılık 'rahatsız mı oldun' diye cevap vermiştir. Bir milletvekilinin 'PKK meşrulaştırılmasın' demesinden neden rahatsız olursun? Sayın Cumhurbaşkanı anlaşılmıştır ki rahatsız olmuştur" diye konuştu.
AK Parti ve HDP arasında bir kayıkçı kavgası olduğunu belirten Oktay Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:"İmralı- Kandil arasında hangi pazarlık yaptığınızı çıkın açıklayın' dedim, bunları hiç açıklamıyorlar. Ortaklığı dolaba koydular şimdi bu manzaradan 'ne elde ederiz' diye rekabete giriyorlar. Aynı dağın yelleri bunlar. Şimdi bu manzaradan bir siyasi rant elde etme çabasına giriyorlar."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın MHP'ye yönelik Doğu'da teşkilatlarının olmadığını ifade ettiğini belirten Vural, Doğu'da teşkilatları olan illerin haritasını gösterdi. Vural, "Sen daha Başbakan'ın ifadesiyle kamu düzeni ve egemenliğini bu coğrafyada temin edemediğini itiraf ediyorsun. Sen önce bu ay yıldızlı bayrağın iradesi ve egemenliğinin gereğini yerine getir, sen önce kendi üzerine düşer görevi yerine getir. Bizim bir yerde görevlimiz olur olmaz, milletimiz oy verir vermez, ama millet egemenliğinin her yerde olmasını temin etmek senin görevindir. Kamu düzenini ve milli güvenliğimizi PKK terör örgütünün insafına terk edenler, PKK terör örgütünün egemenlik alanı oluşturmasına izin verenler hangi yüzle kalkıp bunu söylemektedir, aziz milletim bunu değerlendirecektir" diye konuştu.
Ahmet Hakan'a yapılan saldırıyı değerlendiren ve medyayı ele geçirmek isteyenlerin sistematik bir saldırısı olduğunu belirten Vural, şunları söyledi:
"Seçim öncesinde bunun yapılması medyayı susturarak vatandaşların hür tercihlerinin basında yer almasını engellemektir. Bu demokrasi darbesidir. Sicilleri kabarık, bir partiye üye oldukları açık. Şimdi azmettiren kimdir acaba. Bu konuda hedef gösteren kimdir. Şimdi cumhuriyetin savcıları, bu azmettirenlerin kim olduğunu tespit eder ve bunlarla ilgili müzekkereleri yapmak suretiyle hukuk nezdinde hesap sorma işlemi başlar. Bunları yönlendiren siyasi irade var."
Sandık taşıma tartışmaları ve Meclis Başkanının bu konudaki yorumunun sorulması üzerine Vural, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sandık koyamadığın yerde milli irade, milli egemenlik yoktur. Yakında Hakkâri'yi Konya'ya taşırlar. Demokrasi hür milli iradeyle oluşur. Anayasamıza göre, seçim kanunlarına göre bir sandık nerede kurulması gerekiyorsa orada kurulmalı, vatandaş nerede oy vermesi gerekiyorsa orada oy vermelidir. Sandık güvenliğini sağlaması gereken seçim hükümetinin Başbakanı Davutoğlu'dur."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Meclis açılış konuşması esnasında Meclis Başkanına "Sayın Cumhurbaşkanı Genel Kurula hitap etsin" dediğini belirten Vural, kendisinin iki konuda Cumhurbaşkanına müdahalesi olduğunu belirterek, "Ben orada muhatabım Sayın Cumhurbaşkanı değil, Sayın Başkan'dır. 'Milletvekiline sataşmasın' diyerek Cumhurbaşkanlığı makamına uygun bir şekilde gerekli uyarımı yaptım, 'sen benim nereye hitap edeceğimi bilemezsin, sen daha bu işin acemisisin' dedi. Biz kime nasıl cevap vereceğimizi el alem bilir sen de çok iyi bilirsin. Sayın Cumhurbaşkanı 2015 yılında yaptığı bu konuşma ile birlikte 67 defa TBMM'ye hitap etmiş, benim yaklaşık bin 37 defa Meclise hitap ettiğim olmuştur. Bazı cevapları vermediysem Cumhurbaşkanı makamına olan saygımızdan olmuştur. Meclis kürsüsünü bir Cumhurbaşkanı makamına bir cevap verme yeri olarak görmediğim için o anda söyleyeceklerimi söylemedim."
02.10.2015 16:48:35