“Günümüzde bilhassa İslâmî ilimler alanında tahsil yapan insanların, bu dile özen göstermeleri gerekmektedir. Bununla beraber Kur’an-ı Kerim’i doğru olarak anlayabilmek için Arapça bilmenin zorunluluğu inkâr edilemez bir gerçektir.
Muhakkak ki her kültür ve medeniyet, kendi diliyle öğrenilir. İslâm kültür ve medeniyeti de ancak bu medeniyetin ortak dili olan Arapça ile öğrenilir. Dinî konularda halkımızı aydınlatacak olan din görevlilerimiz, her şeyden önce Arapça olan Tefsir, Hadis, Fıkıh ve Kelam sahasına ait temel kaynakları ve bunları açıklama amacıyla yine Arapça olarak yazılan, diğer eserleri doğru bir şekilde anlayabilmek için Arapça’yı iyi bilmek durumundadırlar.”
Yapılan konuşmanın ardından İl Müftü Yardımcısı, Vaiz ve Halk Eğitim Merkezi Müdür Yardımcısı tarafından başarılı olan 47 kursiyere sertifikaları verilerek bu gibi personeli geliştirmeye yönelik kursların devam edeceği ifade edildi. Program, okunan Kuran-ı Kerim ve sonrasında yapılan bir dua ile son buldu.