‘’Arkadaşlar okumuyoruz! Çocuklarımıza , kitap sevgisi veremiyoruz! Olmaz böyle şey!..’’
Başka biri, gerdan kalınlığına, şık giyinmesine bakılırsa, galiba bir üst düzey yöneticisi…Önemli şeyler söyleyecek besbelli…Tane tane ve üstüne basa basa konuşuyor:
‘’Önemle vurgulamam gerekiyor ki, çocuklarımıza kitap sevgisi aşılamak konusunda, ailelerimiz, gerekli duyarlılığı gösteremiyorlar. Oysa kitap sevgisi…’’
Evet, bunlar laf…
Nar ekşili , domatesli,bol laflı mevsim salatası.
Genel olarak söylemek gerekirse okuyan bir millet değiliz.
Kitaplarına ve kitaplığına sahip çıkan bir toplum da henüz olamadık.
Cennet’ten kovulan Âdemoğlu, yeryüzünde, özlediği huzuru bir türlü bulamadı, yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de işaret buyurulduğu üzere bulacağa da benzemez. Bakara Suresinde : ’’Demiştik ki, ey Âdem, sen, eşin ile birlikte Cennet’e yerleş. Cennet’in nimetlerinden bol bol istifade edin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa, ikiniz de kendine zulmedenlerden olursunuz. Bunun üzerine Şeytan, onları kandırdı, içinde bulundukları nimetlerden mahrum ediverdi. Biz de; ’Kiminiz kiminize düşman olarak inin; yeryüzünde, sizin için, bir vakte kadar, durak ve faidelenecek bir şey var’ demiştik’’.
Evet, ‘’Kimisi kimisine düşman olarak’’ yeryüzünde yaşayan Âdemoğulları, hiç bitmez ve tükenmez bir kavganın içinde didinip durmaktadırlar.
İnsanların ,birbirlerini kahretmek için,yaptıkları silahlar ve geliştirdikleri teknikler, galiba, huzur ve mutluluk için yaptıklarından daha fazla ve daha güçlüdür.
İnsanların birbirleri için hazırladıkları ölüm makineleri ve tuzaklar…
Akla durgunluk verecek korkunç bir trajedi adeta.
Maalesef ,bu gelişmeyi durduracak bir güç de mevcut değil.
Süper güçler, güçsüzleri ve zayıfları boyunduruğa alma yolları peşinde…
Zayıflar, yerlerde sürünüyor…
Ayakta durmak için haklı olmak yetmiyor. Güçlü de olmak gerek.
İnsanlar, başka insanların boyunduruğuna girmemek için, güçlenmek ve teşkilâtlanmak zorundadırlar.
Bunun için manevi ve maddi silah ve vasıtalar geliştirmek mecburiyetinde kalmışlardır.
Büyüklerimiz, milletlerarası çatışmalarda kitabın çok önemli bir yeri bulunduğunu eserlerinde devamlı zikretmişlerdir.
Gerçekten de kültür ve medeniyetlere biçim veren, savaş ve barışları yönlendiren, toplumları çökerten veya yücelten önemli ve temel silahlardan biridir kitap…
Hiç şüpheniz olmasın ki, her eylemin, her savaş ve barışın arkasında bir veya birkaç kitap vardır.
Kitaplar ve kitaplara bağlı kadrolar…
İktisadi ve siyasi hayata yön veren kitaplardır.
İlim, fikir ve sanat adamlarını cezbeden yine kitaplardır.
Dualara, ibadetlere, ve mâbetlere ışık tutan kitaplardır.
Kafaları ve gönülleri aydınlatan da, karartan da kitaplardır.
Dostlukları pekiştirenler, düşmanlıkları kışkırtanlar da kitaplardır.
Dünü, yarına taşıyan, insanı insana bağlayan, insanı insandan ayıran da kitaplardır.
Hiç şüphesiz günümüz savaşlarında da kitap çok önemli bir unsurdur.
Yaşamak isteyen her toplum, bu gerçeği bilerek kültür ve medeniyet dünyasına çıkmak zorundadır.
Dünyayı, kendi kitapları ve klasikleri ile meşgul eden ülkeler, gerçekten de zamana hakim olmuşlardır.
Ya kendi klasiklerini ve kitaplığını yitiren milletler ne olacak?
Yani biz ne olacağız?..
Belki de kitap okumak için halen boş zaman kollayacağız.
Ve
El âlem aya çıkarken, biz yine yaya kalacağız.
Fikir ve Düşünceleriniz için abdurrahmankaral@hotmail.com