Halep'te yaşanan vahim kıyım sonrası yaptığı çalışmalarla takdir toplayan Erzurum Sivil Toplum Platformu'nu ve Halep'in durumunu, Başkan A. Mustafa Güvenli ile konuştuk. Halep'te asıl batanın şehrin kendisinin değil insanlık olduğunu söyleyen Güvenli, ''O kadar çocuğun öldürülüp katledilmesine sessiz kalıp susanlar bundan sonra neyi savunabilirler, kaç para eder?! Hangi haktan, hangi hukuktan bahsedebilirler? Batıya bakınca ben Halep'in durumuyla ilgili maalesef 'mimsiz medeniyetin maskesi düştü' diyebiliyorum,'' dedi.
Halep'in tarihinin en zor günlerinden biriyle karşı karşıya kaldığı bu vahim günlerde, yaşananları, yapılanları ve yapılması gerekenleri ESTP Başkanı A. Mustafa Güvenli ile değerlendirdik. Mustafa Güvenli, Halep'e karşı dünyanın sessiz kaldığını söyledi. Halep'te batanın şehirden ziyade insanlık olduğuna değinen Güvenli, bunca çocuk katliamına karşı sessizliğini muhafaza edenlerin bundan sonra herhangi bir durumu savunup, haktan, hukuktan konuşmalarının hiç bir şey ifade etmeyeceğini, belirtti. ESTP Başkanı Güvenli, Halep'te yaşanan vahşet için de bir şey yapma gereği duymayan Batıya söyleyebileceği tek şeyin;"mimsiz medeniyetin maskesi düştü" olabileceğini söyledi. Halep için yardım adına gayret gösteren tek ülkenin 'Türkiye' olduğuna vurgu yapan Mustafa Güvenli, ESTP'nin de; İHH, Deniz Feneri, Hayrat Vakfı, Ebu İshak Vakfı, İnsan Medeniyetler Hareketi, Vuslat Derneği gibi derneklerle ortak noktada buluşup Halep'e yardım çerçevesinde bir araya geldiğini ifade etti.
HALEP İNSANLIK TARİHİNİN EN VAHŞİ
KATLİAMLARINDAN BİRİNİ YAŞIYOR
Halep'teki durumun vahametine yönelik çalışma başlattıklarını ve ihtiyaca yönelik çalışmaların gidişatının belli olacağını belirten Güvenli, "Geçmişte yine Suriye'ye birçok sefer yardım toplandı, gönderildi, ama bu defa durumun vahameti çok büyük. O yüzden tüm Türkiye'de böyle bir seferberlik başladı. Biz Erzurum Sivil Toplum Platformu bünyesindeki alt kuruluşları bir araya getirerek buradan toplanacak yardımları hep birlikte oraya göndermek istiyoruz. Yarın öbür gün bu durumun böyle devam edeceği noktasında bir şey söyleyemiyorum. Bu ihtiyaca bağlı bir durum.Şu an Halep'te insanlık tarihinin en vahşi katliamlarından birini yaşıyoruz. Bakın insanlık tarihinin diyorum. Halep, yaklaşık 3 milyonluk nüfuslu bir şehirdi. Şu anda orada nüfus neredeyse yüzde 10'a inmiş vaziyette. Yaklaşık 300 bin gibi bir nüfustan bahsediliyor," diye konuştu.
HALEP'E RUSYA'YI İRAN GETİRDİ
Halep'te hatırı sayılır bir Türkmen nüfusunun olduğuna değinen ve orada ciddi bir çocuk katliamının gerçekleştiğini söyleyen Güvenli, sözlerini şöyle açıklıyor: "Bu insanlar Sünni çok ciddi bir Türkmen nüfus var, bizimle aynı dili konuşuyorlar. Bu insanlar öyle bir bombardıman altındaki resimleri görüyorsunuz, görüntüleri görüyorsunuz. Zaten çok ciddi bir çocuk katliamı var. Buna hangi vicdanla sessiz kalabilirsiniz ki ?! Vahşet orada kelimenin tam anlamıyla zirve yapmış durumda. Dolayısıyla buna sessiz kalamayız ki! Bir Müslüman olarak yapamayız bunu? Devamında neden bir 10 gün sonra yardım toplama ihtiyacına girdiniz derseniz, biliyorsunuz orada rejim bir katliam yapıyor. Ama bu rejimi destekleyen birinci unsur İran, ikinci unsur ise Rusya. Niçin ikinci unsur Rusya diyorum? Çünkü Rusya'yı İran getirdi. İran musallat etti Rusya'yı oraya. Şii milislerde katliam yapmaya başladılar. Evvelki gece bu başladı. Hatta ateşkes ilan edildiğinde savaş uçakları bombalamayı durdurduğunda Şii milisler yerden katliama başladılar. Zaten kucağındaki çocukla kaçmaya çalışan bir kadına katliamdan bahsediyoruz. Kurtulmaya çalışan, öz vatanını terk etmeye çalışan, öz vatanından kaçmayı kurtuluş olarak gören çaresiz insanlardan bahsediyoruz. Dolayısıyla Halep şu anda insanlık tarihinin en vahşi, en barbar katliamlarından birini yaşıyor. Bunların suçları Müslüman olmaları, maalesef Türkmen olmaları?"
TÜRK MİLLETİ HALEP İÇİN YETERLİ
DUYARLILIĞI GÖSTERMEDİ
Halep için Türk milletinin yardım yapmaktan kaçınmadığını; fakat bu girişimlerin yardımla sınırlı kaldığını dile getiren ESTP Başkanı bu sözlerini ; "Ben, Türk milletinin Halep'e karşı yeterli hassasiyeti, duyarlılığı gösterdiğine inanmıyorum. Bakın bu meseleyi basit değil de daha geniş bir biçimde ele almak gerekiyor. Çanakkale şehitliklerine gittiğinizde görürsünüz bir sürü Halepli var. O gün onlarda bizimleydi. Zaten oralar bizimdi. Sonradan araya bir sınır koydular, ayrıştırdılar ve onlara Osmanlı sizi sattı dediler. Bize de gelip Araplar sizi sırtınızdan vurdu dediler. Aslında bu bir İngiliz politikasıydı. Bati yaptı, İngilizler yaptı bunu. Zaten Lawrence'lar çok önceden beri çalışmalarını başlatmışlardı. Bir ayrışma oldu. Buna benzer birçok örnek verebilirim size. Sınır bu taraftan bölündü. Eğer sınır öte taraftan bölünseydi; güneyde Trabzon, Doğu Anadolu'da Erzurum, biraz ilerde Diyarbakır, daha ilerde Halep olacaktı. Bu kadarcık bir mesafe, ama ayrıştırdılar. Demem o ki temelimizde bulunan birliğe rağmen Türkiye'de toplumsal anlamda ben gerekli tepkiyi görmüyorum. Ama en azından Türkiye Cumhuriyeti yine de bir şeyler yapmaya çalışıyor. Asıl sorunda o zaten İslam ülkeleri nerede? Filistin 22 tane İslam ülkesinden birisi, Suriye'de öbürü. Peki, öbür 20 tane nerede. Asıl bunu konuşmak lazım. Türkiye'de toplumsal anlamda gösterilen tepkinin kesinlikle yeterli olmadığını düşünüyorum; ama Türkiye ciddi anlamda söz konusu yardımsa gerekli yardımları yapıyor. Bir şeyler oluyor yardımlar toplanıp, gönderiliyor, ama hassasiyet yeterli değil," şeklinde açıkladı.
BİR MEDENİYETİN BATTIĞI YERDE
BAŞARIDAN BAHSEDEMEYİZ
Hükümetin Halep politikasını yeterli bulmadığını fakat asıl sorunun İslam Ülkelerinin Türkiye'yi yalnız bırakmasından dolayı kaynaklandığını söyleyen A. Mustafa Güvenli, "Hükümetin Halep politikasını yeterli bulmuyorum. Bir medeniyetin battığı, katledildiği bir yerde başarıdan bahsedemeyiz. Halep'te, Suriye'de, Irak'ta Batı istediği noktada istediği gibi atını oynatıyor. Yani biz yardım yaptık, bir şeyler yaptık; ama ben Türkiye'nin Halep politikasını yanlış buluyorum. İran çok büyük bir yanlış içerisinde. Yani kelimenin tam anlamıyla İran orda katliamın mihmandarlığını, destekleyiciliğini, garantörlüğünü yapıyor. Maalesef şu anda gördüğünüz Rusya üzerinde İran'ında çok büyük bir etkisi var. Hatta ben kimin dost, kimin düşman olduğu noktasında da şüphedeyim. Mesela Filistin konusunda da İran'la İsrail sürekli laf kavgası yapıyorlar; ama icraata gelince bir şey yok. İran'ın Mavi Marmara gibi bir çalışması yok. Lafla var her şey. İcraat kesinlikle yok. Arap baharı gördük ki bir Batı projesiymiş ve artık İslam Coğrafyası kendi baharını başlatmalı. Maalesef çünkü yalnız bir Türkiye var. Biz Türkiye'nin politikasını yanlış buluyoruz, ama diğer ülkeler nerede; Suudi Arabistan nerede? Diğer Müslüman ülkeler ne yapıyor?!
Ne zaman diğer İslam ülkeleri Türkiye ile birlikte hareket ederse o zaman bir şeylerin düzelmesi mümkün olacaktır," dedi.
19.12.2016 08:13:20