Görmez: Acizlik siyasetini bırakacağız

Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığınca Dedeman Otel'de düzenlenen İl Müftüleri Semineri'nde yaptığı konuşmasına, deprem ve tsunami felaketinde hayatını kaybedenler için Japon halkına başsağlığı dileyerek ve Allah'tan insanlığı bu tür felaketlerden korunmasını niyaz ederek başladı.

Diyanet'in oldukça açık, net ve hemen her bağlamda rahatlıkla telaffuz edilebilecek, geleceğe, yeni vizyonlara taşıyacak bir misyona sahip olması gerektiğini belirten Görmez, ''Diyanet olarak artık çekingen, lafı dolandıran, kendini açıklamaktan aciz bir tanımlama siyasetiyle mesafe alamayız. Diyanet'in değişen şartlarda, ortam ve bağlamlarda farklılaşacak bir misyonu olamaz. Her ahval ve şeraitte korumamız, güçlendirmemiz ve netleştirmemiz gereken bir misyon tanımında buluşmamız gerekmektedir'' diye konuştu.

''Diyanetsiz bir Türkiye'' ya da ''Diyanetsiz bir dünya'' kavramının, boşluklara, kayıplara ve sorunlara neden olacağını dile getiren Görmez, Başkanlığın kuruluşunun, Cumhuriyet'in dinle kurmak istediği varoluşsal ilişkinin bir göstergesi olduğunu vurguladı.

''Zaman zaman dinin devletleştirilmeye çalışıldığı, özüne yönelik müdahalelere tevessül edildiği zaman zaman da başkanlığın bir 'tapu kadastro bürosu'na dönüştürülmeye çalışıldığı ortamlar yaşanmıştır'' değerlendirmesinde bulunan Görmez, ancak bütün bu uygulamaların gerçekte bir gelgitin ötesine geçmediğini, ülke genelinde asıl normalliğin, kurumun asaletiyle sağlandığını bugün herkesin takdir ettiğini belirtti.

Diyanet'in, gündelik siyaset içinde ortaya çıkan tanımlamaların hiçbirine karışmamayı büyük bir erdem olarak seçtiğini vurgulayan Görmez, Başkanlığın inanç farklılıkları, etnik ve kültürel ayrışma noktalarına vurgu yapmadığını, her vesileyle bir üst söylem vurgusunda ısrar ederek Müslümanların birlik ve beraberliğine atıfta bulunduğunu söyledi.

''DİN-DEVLET İLİŞKİSİ, GÜVENLİK HASSASİYETİ ÜZERİNDEN İŞLETİLEMEZ''

Görmez, birçok Müslüman topluluğun, Diyanet'ten hizmet istediğini birçoğunun da Türkiye'deki dindevlet ilişkilerinden etkilendiğini ve bu düzlemde Diyanet yapılanmasını merak ettiğini ifade etti.

Diyanet'i bir tedbir, kontrol ve gözetim mekanizması olarak göstermek isteyen belli bir perspektifin, bugün hiçbir geçerliliği kalmadığını dile getirerek, devletle din arasındaki ilişkilerin hiçbir zaman bir güvenlik hassasiyeti üzerinden işletilemeyeceğini söyledi.

''Dinin dünyevi ve uhrevi boyutları sözkonusudur ve halkımız, dini bir aidiyet ve referans ölçütü olarak görmekte her zamankinden daha çok ısrarlıdır'' diyen Görmez, STK'lar, farklı toplumsal yapılar, uluslararası organizasyonların, sosyal sorunlar konusunda Diyanet'in hakemliğine, önalmasına ihtiyaç duyduğunu ifade etti.

''BİD'AT KONUSUNDAKİ POLEMİKLERİN SINIRI GENİŞLİYOR''

Görmez, yapılan dindarlık araştırmalarının, Türkiye'de ''pek çok açıdan şaşırtıcı, ucube ve hatta 'gayri İslami' denilebilecek kimi tercihlerin bile dini olma iddiasıyla ortalıkta gezindiğini gösterdiğini'' belirtti.

Dinin özünde yer almayan pek çok şeyin, bugün ''kültürün olmazsa olmaz birer ögesi olarak arzı endam ettiğini'' belirten Görmez, ''Bid'at konusundaki polemiklerin sınırı her geçen gün daha da genişlemektedir. Teşkilatımızı kuruluş devrinin hissiyatı içinde her türlü bidat ve hurafeden bağımsız bir şekilde inşa eden tasavvurun bugün aşındığı söylenemez. Ancak ihmal edilmemesi gereken bir gerçek, bugün bu yöndeki gelişmelerin de dini olanı sıkıştırmaya başladığıdır'' görüşünü dile getirdi.

Reel politik imtiyazlar nedeniyle kimi Diyanet çalışanlarının, bu konularda halkı bilgilendirmekten kaçındığını belirten Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Hangi pozisyonda olursak olalım dinin aydınlatıcı mesajlarını toplumla paylaşmaktan kaçınmamak gerekir. Öyle sanıyorum ki bunun geri dönüşümü delalet değil hidayet olacaktır. Kendimizi bir pazar içinde hatta bir pazarın parçası olarak görmekten ısrarla kaçınmamız gerekiyor. Bize düşen üst söylemde durmayı başarmak ve toplumun inanç alanındaki duyarlılık ve ilgisinin çıtasını mütemadiyen yükseltmektir.''

İMAM HATİP VE İLAHİYAT MÜFREDATLARI

Görmez, bu duyarlılıklar ekseninde misyonlarının, ''toplumun dini ihtiyaç ve beklentilerine cevap vermek amacıyla İslam dininin temel kaynaklarına dayalı doğru ve güncel bilgiyle toplumu din konusunda aydınlatmak, inanç, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek ve ibadet yerlerini yönetmek'' olduğunu bildirdi.

Gündelik bilgiyle yetinen ve İslam'ın modern zamanlar karşısındaki durumuna pek az dikkat kesilen bir yapıyla bu misyonu sürdürmenin imkansız olduğuna işaret eden Görmez, bu nedenle İslam'ım hem geleneksel referans sistemine odaklanılması hem de bu yüzyılın belli başlı sorunlarını ortada bırakmayan bir dil bulunması gerekliliğine değindi.

İmam hatip lisesi müfredatıyla Başkanlığın beklentileri arasındaki kopukluğun en kısa sürede giderilmesi gerektiğini vurgulayan Görmez, müftülerin bu konudaki genel beklentileri bulundukları ildeki imam hatip liseleri yetkilileriyle paylaşmasını istedi.

İlahiyat fakültelerinde gündelik hizmet planlamalarının gerisinde ya da çok ilerisinde bir müfredat sunulduğunu ifade eden Görmez, ilahiyat müfredatlarında toplumsal talepleri dikkate alan bir yapılandırmaya ihtiyaç bulunduğunu söyledi.

CAMİ VE MESCİTLERDE ESTETİK

Görmez, ahlaki çöküntü karşısında duyarlılıkları arttırmak zorunda olduklarını belirterek, her şeyden önce sıkı ve ciddi bir örneklik sağlamak gerektiğini kaydetti.

''Kurumun abartısız temizlik, estetize olmuş bir zarafet ve yüksek ahlaki olgunlukla temayüz etmiş kişilere kapılarını açması gerekir'' diyen Görmez, ahlaki gevşeklik ve değer kaybının kurumun her aşamada üstüne gitmesi ve çözüme kavuşturması gereken en büyük toplumsal sorunlar arasında yer aldığını söyledi.

Cami ve mescitlerimizin estetik temsilinin de her zaman önemli olduğuna değinen Görmez, vatandaşların ibadethane yapma konusundaki heves ve arzusunun estetik kaygıları devre dışı bırakacak noktalara eriştiğini anlattı. Görmez, ''Dini hayatın çekim merkezi olarak camilerimiz, gerek maddi gerekse manevi donanımıyla her zaman dikkat çekici, ilgi uyandırıcı mekanlar olmalıdır'' dedi.

AA


24.03.2011 18:40:00