Merasimin açılış konuşmasını yapan Din Hizmetleri ve Eğitim Şube Müdürü Ayhan Okur, bu hafızların yetişmesinde gece gündüz demeden sabah namazından sonra hafızların derslerini almaya gelen hocalarına, bu öğrencileri bize emaet eden değerli ailelerine, bu öğrencilerin her türlü ihtiyaçları için maddi, manevi hiç bir imkanı ellerinden esirgemeyen din görevlisi arkadaşlarıma ve cami cemaatimize, özellikle Türkiye Dİyanet Vakfı yönetim kurulu ve bu kurulun başkanı olan İl Müftümüz Sayın Necati, Akkuş hocamıza sonsuz şükranlarımı arz ediyorum.Hepsinden Cenab-ı Hak razı olsun ve Kuranın şefaatiyle onları şefaatlendirsin İnşallah dedi.
Müftü Akkuş, "Giresunda 15 yıldır yaşanan hasret sona erdi. 15 asırdır tek harfini değişmeden Kuranı günümüze ulaştıran, bizlere getiren hafızlardır. Onun içindir ki, hafızlarımızın değeri paha biçilmez önemlidir. Giresunda nihayet 15 yıldır yaşanan hasreti sona erdirerek müftülüğümüzce icazet törenleri yapmaktadır. Bugün burada 19 hafıze, 14 hafız olmak üzere 34 canlı Kuran kitaplarına kavuşmanın mutluluğunu yaşıyoruz."dedi
Törende konuşan Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yüksek İhtisas Merkezleri Daire Başkanı Dr. Ulvi Ata, İslam denince akla Kuranı Kerimin geldiğini söyledi. Kuranın insanlara genel çerçeveler sunduğunu vurgulayan Ata, "Bu çerçevelerin içini doldurmamız lazım. Bu çocuklarımız 3 yıllık eğitimlerinin ardından Kuranı Kerimi ezberledi. Bu öğrencilerimiz kıyamette hafızlık beratlarını alacaklar. Diyanet İşleri Başkanlığımız, sizlere Kuran öğretmek için emrinizdedir" diye konuştu.
Ata, Kuranı Kerim okumanın ve tanımanın dünyanın en büyük nimeti olduğuna değinerek, şöyle devam etti: "Kuranı anlama görevi öyle çok da kolay bir görev değildir. Kuran, aklımızı kullanmayı, dininin peşinden koşmayı, bilimsel bilginin peşinden koşmayı, o bilimsel bilgileri kullanmayı gerektirir. Kuranın ilk emri oku dur. Rabbimiz sadece oku diyor, ama neyi okuyacağımızı söylemiyor. Faydalı olacak her şeyi okumalıyız. Fakat bugün İslam alemi okumuyor. Bugün en az okuyan ülkeler İslam ülkeleridir. Çocuklarımızı cahil bıraktığımız sürece onlarla Kuran arasında duvar örmüş oluruz. Okuyan bir toplum olduğumuz zaman Kuranı daha iyi anlayıp daha iyi yorumlayabilir, daha iyi yaşayabiliriz. Kuran öyle bir derya ki defalarca okunan ayeti tekrar okuduğunuz zaman size bambaşka bir anlam sunar."
Daha sonra hafız öğrenciler tarafından Kuranı Kerim, ilahi ve şiir okundu, dualar edildi skeçler sahnelediler edildi. Tören, 32 hafızın taç giymesi ve diplomalarını almasıyla Nuri Genç Hocamızın yaptığı duanın ardından sona erdi. sona erdi.