Diyanet İşleri Başkanlığı Yaz Kuran Kursları ile ilgili ilginç tespitler yaptığı raporu yayınlandı.
Raporu değerlendiren eğitim uzmanı Ali Taştan, Mektepli Gazeteye bir yazı kaleme aldı.
KURSLARA KATILIM AZALIYOR
Rapordaki tablolardan da bahseden Taştan, şu ifadeleri kullandı:
Raporda öne çıkan tespitler
Tablo 1. 2018 yılında Yaz Kuran Kurslarına katılan öğrencilerin yaş gruplarına göre dağılımı
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı
Tabloda 0-4 yaş arasındaki 16.370 çocuğun ya da bebeğin yaz Kuran Kurslarına dahil olduğu, 5-9 yaş arasında ise 1 milyon 81 bin çocuğun kurslara devam ettiği görülüyor. Tabloda en yoğun katılımın 10-14 yaş arasında 1 milyon 382 bin olduğu tespitine yer veriliyor.
Grafik. Yıllara göre Kuran Kursuna katılan öğrenci sayısı
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı
Yaş sınırının kaldırılması ile birlikte yaz kurslarındaki öğrenci sayısı 2013 yılında 3 milyon 56 bini geçmiştir. 2014 yılında 3 milyon 148 bin ile en üst seviyeye ulaşan öğrenci sayısı, 2014e göre yüzde 12,59 azalarak 2 milyon 671 bine gerilemiş durumda.
Bölgesel dağılıma baktığımızda yüzde 36,15 ile Karadeniz Bölgesi ilk sırada yer alıyor. Karadeniz Bölgesini yüzde 26 ile İç Anadolu, takip ederken Marmara yüzde 17,16lık katılım oranı ile son sırada yer alıyor.
10-14 yaş aralığındaki hedef kitlenin katılım oranına baktığımızda ise yüzde 53,7 ile Bartının ilk sırada, Bayburtun yüzde 44,6 ile ikinci, Kastamonunun yüzde 44,53 ile üçüncü sırada olduğu görülüyor. İstanbulun yüzde 13,2 ile sondan ikinci, Tuncelinin ise yüzde 7,13lük oran ile son sırada yer aldığı görülüyor.
KURSLARDA DERNEK, VAKIF, CEMAATLERİN HÂKİMİYETLERİNİN ORTADAN KALDIRILMASI GEREKTİĞİ
Raporun ayrıntılarında da bahseden Taştan, yazısını şöyle sürdürdü:
Ayrıca, Kuran Kursu Öğreticilerinin pedagojik açıdan yetersiz olduğu, Kurslarda dernek, vakıf, cemaatlerin hâkimiyetlerinin ortadan kaldırılması gerektiği belirtilmiş.
Bunun yanı sıra raporda Milli Eğitim Bakanlığına bağlı yurtlarda yatılı yaz Kuran Kursları açılabilmesi, özellikle Yatılı Yaz Kuran Kurslarına katılacak öğrencilerin en az 12 yaşında olması gerektiğine vurgu yapılmış.
Kuran Kurslarına katılımdaki azalma; Belediye ve diğer kurumların yaz dönemin de spor etkinlikleri ve aktiviteler yapmasına, öğrencilerin yaz döneminde tatil isteklerinin olmasına, ayrıca yaylacılık ve göç olaylarına bağlanmış.
TÜRKİYE GENELİNDE KURSLARIN SADECE % 6,1İ DENETLENMİŞ
Taştan, bazı yaş gruplarındaki artışın ise raporda şu şekilde açıklandığını aktardı:
Bazı yaş gruplarındaki artış ise;
15 Temmuz darbe girişiminden sonra çeşitli STKların eğitim faaliyetlerine olan güven azalmış, Başkanlığımızın din eğitimi faaliyetlerine olan güven ise artmıştır ifadeleri ile açıklanmış.
2017 yılında yatılı yaz Kuran kursları kapsamında 5.980 öğrenci, 2018 yılında ise 25.279 öğrenci eğitim görmüş. Bu bağlamda yatılı yaz Kuran kursları öğrenci sayısı 2018 yılında bir önceki yıla göre yaklaşık beş kat artmış.
Raporda değinilen diğer bir konu ise Yaz Kuran Kurslarının denetimi meselesi. 2018 yılı yaz Kuran kursları döneminde Türkiye genelinde kursların sadece % 6,1i denetlenmiş.
Ülkemizde TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine göre 5-14 yaş arası 12.699.343 çocuk bulunuyor. 2018 yılı yaz Kuran kurslarında bu yaş grubunun sadece % 19,4üne eğitim verilmiş. Bu rakam genel nüfusa oranla oldukça düşük bulunmuş raporda.
DİYANETİN BİLE UZAK DURMAYA ÇALIŞTIĞI DERNEK, VAKIF VE CEMAATLERE MEBİN OLAN AŞKI AKIL KARI DEĞİLDİR
Ali Taştan rapora ilişkin ayrıca şunları kaydetti:
Genel olarak rapora baktığımızda;
Son yıllarda kurslara katılımda bir azalma olduğu ve Yatılı Kuran Kurslarına ilgilin arttığı vurgulanmış.
Kurslara katılan öğrencilere spor vb alanlarda etkinlikler yaptırılmasının önemine değinilmesi dikkat çekicidir.
En önemli tespitlerden birisi yatılı kurslara katılacak öğrencilerin en az 12 yaşında olmaları gerektiğinin belirtilmesidir.
Ayrıca Kuran Kurslarının dernek, vakıf ve cemaatlerin etkisinden kurtarılması gerektiğinin tespiti çok önemlidir.
Diyanet İşleri Başkanlığı 2018 Yaz Kuran Kurslarına ilişkin raporunda çok önemli tespitlerde bulunmuştur. Özellikle dernek, vakıf ve cemaatlerin Kuran Kurslarındaki etkilerinin azaltılması gerektiğine yönelik vurgusu, ülkeyi yönetenler tarafından dikkatle değerlendirilmesi gereken önemli bir mesajdır. Bu durum Milli Eğitim Bakanlığının iradesinin önemli bir kısmını teslim ettiği dernek, vakıf ve cemaatlerden bir an önce kurtulması gerektiğini ortaya koymaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığının bu tespitlerine karşın, Milli Eğitim Bakanlığının bu oluşumlarla protokol imzalamış olmasının anlaşılabilir bir tarafı bulunmamaktadır. Diyanetin bile uzak durmaya çalıştığı dernek, vakıf ve cemaatlere MEBin olan aşkı akıl karı değildir.
Rapordan ilgili bölüm:
Kaynak: Oda TV
28.05.2019 15:12:00