Malum olduğu üzere İslam beş temel üzerine bina edilmiştir. Nasıl ki binalar temeller üzerine yapılırsa, İslam da bu şekilde beş temel üzerine inşa edilmiştir. Bunlar; Kelime-i Şahadet getirmek, Namaz kılmak, Oruç tutmak, Hacca gitmek ve Zekât vermektir.
Bunu Peygamber Efendimiz Hadis-i Şeriflerinde şu şekilde açıklamaktadır. “İslam beş temel üzerine bina edilmiştir. Allahtan başka ilah olmadığına ve Hz. Muhammed’in Allahın elçisi olduğuna inanmak, namazı kılmak, zekâtı vermek, hacca gitmek ve ramazan orucu tutmaktır.”
Bu ibadetlerden ilk üçü, yani Kelime-i Şahadet, Namaz ve Oruç beden ile yapılan ibadetlerdir. Yani vücudu sağlam, sağlıklı olan herkes bu ibadetleri yapmakla görevlidir. Zekât ibadeti ise mali bir ibadettir. Yani malı olan, zengin olan insanlar, zekâta tabi olan mallarının kırkta birini, kameri yıl sonunda fakirlere verirler. Hac ibadeti ise hem mali hem de bedeni bir ibadettir. Yani hac ibadetinin bir insana farz olması için, hem vücut olarak sağlıklı olması, hem de zengin olması gerekir. Bunun sebebi, Hac ibadetinin zor bir ibadet olması, o nisbette de büyük bir ibadet olmasından kaynaklanmaktadır. Hacca gitmek için, zengin olmak yeterli değildir. Hac ibadetinde bazı menâsikin (menâsik, hacda yapılan ibadetler demektir) yürüyerek yapılması gerektiğinden, hacca gidecek olanların, sağlıklı iken, genç iken gitmeleri gerekmektedir ki, yürüyerek yapılması gereken tavaf, sa’y gibi menasiki rahat bir şekilde yapabilsinler.
Peygamber Efendimiz Haccı eda etme konusunda acele edilmesi gerektiğini belirterek şöyle buyurmaktadır. “Hacca gitmek isteyen acele etsin çünkü hastalık olabilir, bir ihtiyaç çıkabilir ya da gidiş imkânları yok olabilir.”
Haccı emreden Ayeti Kerimelerde cenabı Allah şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz, âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mâbet), Mekke’deki (Kâbe)dir. Orada apaçık nişâneler, (ayrıca) İbrahim’in makamı vardır. Oraya giren emniyette olur. Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse bilmelidir ki, Allah bütün âlemlerden müstağnîdir.”
Hacca gitmek isteyen insanların, helal kazanç temin etmeleri gerekmektedir. Zaten Müslüman’ın kazancı helal olur. Hacca gitmeden önce, dargın olduğu insanlar varsa onlarla barışması gerekir. Ve yine müslüman bir kimsenin din kardeşine üç günden fazla dargın durması helal olmaz. Ayrıca eş-dost, hısım-akraba ve üzerinde hakkı olabilecek insanlarla helalleşmesi gerekir.
Hac ibadeti günahları ortadan kaldıran, temizleyen, insanı anasından doğduğu günkü gibi tertemiz yapan bir ibadettir. Bunu Allah Rasulü Hz. Muhammed Mustafa (sav) haber vermektedir. O şöyle buyurmaktadır: “Kim Allah için hacceder, haccını eda ederken Allah’ın yasakladığı çirkin işlerden ve insanları incitmekten uzak durursa o kimse (kul hakkı hariç) anasından doğduğu günkü gibi tertemiz bir şekilde memleketine döner.”
Değerli okuyucular, hac ibadeti insanların kalabalık olduğu mekânlarda yapılmaktadır. Normalde nüfusu beşyüzbin civarında olan bir şehre (Mekke’ye) aniden beş milyona yakın insan gitmekte ve muazzam bir kalabalık oluşmaktadır. Öyle ki o geniş mekânlarda zaman zaman izdihamlar olmaktadır. Tarihi şanla, şerefle, adalet, vakar ve haysiyetle dolu olan ve en önemlisi asırlarca İslam’ın bayraktarlığını yapmış bir neslin evlatları olarak bizlerin, dünyanın dört bir yanından gelen müslümanlara hareketlerimizle, tavırlarımızla, ağır başlılığımızla kısacası her halimizle örnek olmamız gerekmektedir.
Her yönden ecdada yakışan insanlar olarak ve bütün dünya Müslümanlarına örnek olacak hac ibadeti ifa etmek dilek ve temennisiyle, Cenabı Allah bütün hacılarımızın haccını mebrur eylesin.
Remzi PEHLİVAN
Darıca Müftüsü
26.09.2011 16:21:00