GAYEMİZ BARIŞI KORUMAK
Ortaya çıkan tablo, Türkiye'nin S-400 hava savunma sistemi tedarikinin tamamen kendi toprakları içinde ve bölgesinde barışı koruma amaçlı olduğunu göstermektedir. Biz, S-400'leri alarak savaşa hazırlanmıyoruz. Barışı ve kendi millî güvenliğimizi garanti altına almaya çalışıyoruz. Savunma sanayimizi geliştirmeye yönelik diğer tüm atılımlarımızın da amacı budur. Bir şairimizin dediği gibi Bu mesel ile bulur cümle düvel fevzüfela, hazır ol cenge eğer ister isen sulhüsela.' Evet, bizim tüm hazırlıklarımızın gayesi şu anda barışı korumaktır. Tüm dünyanın göz bebeği bir coğrafyanın tam kalbinde bulunuyoruz. Kıyıdaki, köşedeki ülkelere yapılanlar şayet siyasi, ekonomik, askeri olarak yeteri kadar güçlü olmazsak, unutmayın, bizim başımıza geleceklerin küçük bir örneğidir. Elbette bu sözlerimle hiç kimseyi itham etmiyorum. Sadece tarihî bir hakikati güncel örneklerle dile getirmeye çalışıyorum. Dış politikada tutarlı ve ahlaklı politikadan taviz vermedik. Sığınmacı politikası nedeniyle Türkiye'ye Nobel Barış Ödülü verilmeli.
TAKDİR YERİNE CEZALANDIRMA
Türkiye'nin bölgesini istikrara ve güvenliğe kavuşturma çabaları sebebiyle takdir edilmek yerine cezalandırılmaya çalışıldığını belirterek şunları söyledi: Mesela, Suriye krizinin çözümü için G20 Antalya Zirvesi'nde bütün liderlere bir teklifim oldu. Dedim ki Gelin, Suriye sınırlarımız boyunca, bir güvenli bölge oluşturalım.' Bu bölgeyi teröristlerden tamamen arındırarak ülkemize ve diğer yerlere sığınan Suriyelilerin hayatlarını sürdürebilecekleri bir yer hâline getirmeyi G20 liderlerine teklif ettim. Hatta bu amaçla güvenli bölgede Suriye halkının hayat biçimine uygun yeni yerleşim alanlarının inşa edilmesi, ekonomik kalkınmaya yönelik adımlar atılması gibi detayları da gündeme getirdim. Prensipte herkes bu işe olumlu baktığını söyledi ama maalesef istisnasız hiç bir Batılı lider, bu doğrultuda somut herhangi bir adım atmaya yanaşmadı. Bu arada Suriye topraklarından Türkiye'ye yönelik terör tehdidi giderek tırmandı. Sınır şehirlerimize sürekli bombalar, mermiler, roketler düşmeye başladı. Vatandaşlarımızdan ve güvenlik görevlilerimizden hayatlarını kaybedenler, yaralananlar oldu. Büyükşehirlerimizde patlayan bombalar huzurumuzu kaçırdı.
NATO'ya en büyük desteği veren ülkelerden olan Türkiye'nin bu tehdit karşısında güvenliği için arayışlara girdiğini belirten Erdoğan, kimi NATO üyesi ülkelerin Türkiye'ye geçici olarak hava savunma sistemleri gönderdiğini hatırlattı.
ISRAR ETTİK, SATILMADI
Türkiye'nin, savunma sistemlerini satın almak için ABD'ye başvurduğunu belirten Erdoğan Dönemin başkanı Sayın Obama başta olmak üzere Amerikalı yetkililerle bu meseleyi defalarca konuştuk. Talebimizi ifade ettik. Hatta epeyce de ısrarcı olduk. Maalesef, kongrenin izin vermediği gerekçesiyle bize o zaman Patriotlar satılmadı. O günden bu güne zaman zaman bu ısrarlarımız devam etti. Ama yine satılmadı diye konuştu. Türkiye'ye geçici olarak konuşlandırılan hava sistemlerinin bir kısımının sökülüp geri gönderildiğini dile getiren Erdoğan Uzun ve çetrefilli görüşmeler neticesinde Rusya ile S-400 alım satım konusunda mutabık kaldık. Tabii bu mutabakatımızın içerisinde kredi sözleşmesinden tutun ortak üretime varıncaya kadar her türlü müzakerede ele alınması gereken başlıklar, alt başlıklar içerisinde yer aldı dedi.
ANLAYIŞ İŞ BİRLİĞİNİ KORUYORUZ
Bu sürede Suriye krizinin giderek derinleştiğini ve Türkiye için yeni tehditler üreten bir bataklık hâline dönüştüğünü belirten Erdoğan Sınırlarımız boyunca oluşturulmaya çalışan terör koridorunun batı kanadını Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtlarıyla önemli ölçüde kırdık. Aslında Sayın Obama döneminde bir Zeytinlik Operasyonu konumuz önümüzdeydi. Fakat ne kadar konuştuysak masada kaldı. Bu adımı, o dönemde atamadık. Rejimin daha önce Halep, Hama, Dera gibi yerlerde yaptığı katliamların, İdlib bölgesinde de tekrarlanmasının önüne geçmek için Rusya ve İran ile üçlü bir mekanizma oluşturduk. Sahada Rusya ile yoğun iş birliği hâlinde İdlib'deki durumu stabil hâle getirdik. Her ne kadar rejim sürekli ateşkesi ihlal ediyor olsa da İdlib'in güvenliğini sağlama konusunda Rusya ile anlayış birliğini koruyoruz dedi.
TEHDİTLERE ALDIRMADAN FAALİYETLER SÜRECEK
Son dönemde, Türkiye'nin güvenlik hassasiyetini tetikleyen bir diğer gelişmenin de Doğu Akdeniz'de yaşandığını belirten Erdoğan Türkiye'nin ve Kıbrıs Türklerinin, Doğu Akdeniz'deki haklarını, hukuklarını, çıkarlarını yok sayan anlayışın bölgeye çöreklenme çabalarına karşın somut adımlar atıyoruz. Hâlen Fatih ve Yavuz sondaj gemilerimiz, bunun yanında da Barbaros Hayrettin Paşa sismik araştırma gemimiz, bölgede faaliyetlerini tüm tehditlere aldırmadan sürdürüyor dedi. Kuzey Irak'ta 1984 yılında Türkiye'ye yönelik terör saldırılarını kaynağından kesmek için başlatılan operasyonların devam ettiğini hatırlatan Erdoğan Bunlar da işte biliyorsunuz, Pençe ve Pençe-2 Harekâtları şu anda başarıyla devam ediyor. Bu sürecin sonunda artık Kandil diye bir tehdit kaynağı kalmayacağına da inanıyorum. Kandil'e alternatif Sincar'ı inşa etmeye çalıştılar. Orası da şu anda temizlenmiş durumda. Ve bunu da başaramadılar. Temennimiz odur ki, başaramayacaklar. Böylece Fırat'ın doğusunda kökleştirmeye çalıştıkları terör koridorunun doğu ucunu da kapatmış olacağız dedi.
Türkiye Gazetesi
15.07.2019 12:45:00