Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı! Moskova'da İdlib için ateşkes anlaşması sağlandı

Moskova’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin başkanlığında düzenlenen zirvede Türkiye ile Rusya, bu gece saat 00.01’den itibaren durdurulması konusunda anlaştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Kremlin Sarayı'nda gerçekleştirilen baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, Rusya Devlet Başkanı Putin'e daveti için teşekkür ederek bölgede kritik gelişmelerin cereyan ettiği dönemde bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

“Köklü ilişkilerimizi karşılıklı saygı ve ortak çıkar temelinde ilerletmek en büyük arzumuzdur”

Özellikle Suriye'deki durumu ve İdlib'deki son gelişmeleri ele aldıkları görüşmelerde, yaklaşık 6 saat süren bir çalışma yaptıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, tesis ettikleri samimi diyalog kapsamında benzer veya farklı görüşte oldukları tüm konuları ayrıntılarıyla görüştüklerini, müzakere ettiklerini söyledi. Türk-Rus ilişkilerinin derin tarihî köklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, beş asrı aşan bu tarihin, güçlü geleneğe sahip iki devletin ve halkın karşılıklı etkileşiminin de tarihi olduğunu belirtti. “Bu köklü ilişkilerimizi karşılıklı saygı ve ortak çıkar temelinde ilerletmek en büyük arzumuzdur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, diplomatik ilişkilerin 100'üncü yılının idrak edildiği bu sene Üst Düzeyli İşbirliği Konseyi Toplantısı için Rusya Devlet Başkanı Putin'i Türkiye'ye beklediklerini ifade etti.

“İdlib'de yeni bir statünün oluşturulması kaçınılmaz hale gelmiştir”

2018 Eylül ayında Soçi'de varılan mutabakat ile İdlib'de nispi istikrarın sağlandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Soçi Mutabakatı'na göre İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi muhafaza edilecek, bölgeye yönelik saldırıların önlenmesi dahil olmak üzere, statükonun korunması için gerekli tüm tedbirleri alacaktık. Rejimin geçen mayıs ayından itibaren yoğunlaşan ve doğrudan sivilleri hedef alan saldırıları İdlib'de tesis ettiğimiz sükûneti bozmuştur. İdlib Mutabakatı'nın bozulmasına yol açan gelişmelerin birinci derecede sorumlusu saldırganlığıyla bölgenin istikrarını da hedef alan rejimdir. Bu bölgede yaşayan 4 milyon insanın tamamının terörist olarak ilan edilip havadan ve karadan ağır bombardımana maruz bırakılmasını kabul etmemiz mümkün değildir.”
Rejimin zulmünden kaçan ve Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Ofisi verilerine göre sayıları 1,5 milyonu bulan bölge halkının Türkiye sınırlarına yığıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rejimin buradaki esas amacının; İdlib'i belirli bir kesim açısından insansız hâle getirmek ve oluşturduğu göç baskısıyla Türkiye'yi zora sokmak olduğu açıktır. Türkiye elbette böyle bir tehdit karşısında eli kolu bağlı kalacak değildir. İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nin sınırlarına kurduğumuz gözlem noktaları sahadaki durumu kontrol etme değil, sadece ateşkesi takip etme, bu vazifeyle yükümlüdür” değerlendirmesinde bulundu.

Bir süre önce bölgede Rusya ile birlikte tesisi konusunda uzlaşıya vardıkları istikrarı sağlamak üzere İdlib'e ilave askeri birlikler gönderdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Artık hem rejimin saldırganlığının önüne geçmek hem de ateşkese riayet etmeyen diğer grupları dizginlemek üzere sahada çok daha aktif bir şekilde yer aldık. Bu süreçte bölgede bulunan Rus güçleriyle koordinasyonu sıkı tutmaya gözen gösterdik. Rejimin doğrudan askerlerimizi hedef alan saldırganlığı sebebiyle yaşanan üzüntü verici hadiselerin ardından İdlib'de yeni bir statünün oluşturulması kaçınılmaz hâle gelmiştir. Bugün Moskova'da Rus mevkidaşım ve ekiplerimizle bu konuyu enine boyuna konuştuk, değerlendirdik.”

“Amacımız bölgedeki insani krizin daha da kötüye gitmesini önlemektir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rusya ile aramızdaki iş birliği ruhu bugüne kadar Suriye'deki ihtilafa son verilmesine yönelik uluslararası çabalara emsalsiz bir katkı sağlamıştır. Siyasi süreç ve Fırat'ın doğusu gibi boyutları da bulunan çalışma ilişkimizi derinleştirerek sürdürmeyi arzu ediyoruz. Bu hususta bizimle hemfikir olduğuna inandığımız Rusya'nın, rejimin iş birliğimizi zedeleyecek eylemlere göz yummayacağına inanıyorum. Bugünkü görüşmelerimiz İdlib sahasında attığımız adımları masadaki çabalarımızla pekiştirerek bölgedeki soruna kalıcı çözüm bulma irademizin bir tezahürüdür. Öncelikle en kısa sürede ateşkesi gerçekleştirecek, ardından birlikte kararlaştıracağımız diğer adımları süratle atacağız. Bu gece saat 00.01, yani tam gece yarısı itibariyle ateşkes yürürlüğe girecektir. Ateşkesin kalıcı hâle getirilmesi için gereken çalışmalar hızla ve etkin şekilde yürütülecektir. Amacımız bölgedeki insani krizin daha da kötüye gitmesini önlemektir. İhtiyaç sahibi tüm Suriyelilere ön şartsız ve ayrım gözetilmeksizin yardım sağlanması için birlikte çalışacağız. Ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin güvenli ve gönüllü olarak ikamet yerlerine geri dönüşlerinin kolaylaştırılasını temin edeceğiz” diye ekledi.

“Türkiye, rejimin saldırılarına cevap verme hakkını saklı tutacaktır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üzerinde mutabık kalınan ortak metnin Dışişleri Bakanları tarafından açıklanacağını belirterek şu değerlendirmelerde bulundu:

“Türkiye bu süreçte rejimin yapabileceği her türlü saldırıya tüm gücüyle ve tüm sahada cevap verme hakkını saklı tutacaktır. Ve bu süreç içerisinde karşılıklı olarak değerli mevkidaşımla irtibat hâlinde olacağız. İlgili bakanlarımız birbirleriyle irtibat hâlinde olacaklar. Suriye krizine bu ülkenin toprak bütünlüğü ve siyasi birliği temelinde bir çözüm bulunana kadar Türkiye, Soçi Mutabakatı dahil bölgedeki inisiyatiflerini sürdürmekte kararlıdır. Bir kez daha Cenevre'de kurulan müzakere masasının kalıcı barış ve istikrarın yegane anahtarı olduğunu belirtmek istiyorum. Bugünkü toplantımızın Suriye'deki ihtilafa kalıcı çözüm bulunması çabalarına katkı vermesini temenni ediyorum.”

İşte tarihi zirveden çıkan kararlar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in açıklamalarının ardından Dışişleri Bakanları Mevlüt Çavuşoğlu ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, tarafların üzerinde uzlaştığı mutabakatı okudu.

Mutabakat metnine göre, Türkiye ve Rusya, Suriye Arap Cumhuriyeti'ndeki ateşkes rejiminin uygulanmasının garantörleri olarak, Suriye'de Gerginliği Azaltma Bölgeleri Oluşturulmasına İlişkin 4 Mayıs 2017 tarihli Muhtıra ve İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesindeki Durumun İstikrarlaştırılmasına İlişkin 17 Eylül 2018 tarihli Muhtıra'yı hatırda tutarak, Suriye'nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne olan kuvvetli taahhütlerini yineledi.

Taraflar, terörizmin tüm tezahürleriyle mücadele ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlanan tüm grupların ortadan kaldırılması yönündeki kararlılıklarını yinelerken, sivillerin ve sivil altyapının hedef alınmasının hiçbir şekilde mazur görülemeyeceğini kabul etti.

Taraflar, Suriye ihtilafının askeri çözümünün olamayacağının ve ihtilafın yalnızca Suriyelilerin öncülüğünde ve sahipliğinde, Birleşmiş Milletler'in kolaylaştırıcılığında, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğinin altını çizdi.

İnsani krizin daha da kötüleşmesinin önlenmesinin, sivillerin korunmasının, ihtiyaç sahibi tüm Suriyelilere önkoşulsuz ve ayrım gözetmeksizin koruma ve insani yardım sağlanmasının, keza ülke içinden yerinden edilmelerin önlenmesi ile mültecilerin ve ülke içinde yerinden edilen kişilerin güvenli ve gönüllü olarak Suriye'deki asıl ikamet yerlerine geri dönüşlerinin kolaylaştırılmasının önemini vurgulanırken, taraflar şu hususlarda mutabık kaldı:

“1-İdlip gerginliği azaltma bölgesindeki temas hattı boyunca tüm askeri faaliyetler 6 Mart 2020 tarihinde saat 00:01'den itibaren durdurulacaktır.

2-M4 karayolunun kuzeyinde 6 km ve güneyinde 6 km derinliğinde bir güvenli koridor tesis edilecektir. Güvenli koridorun işleyişine dair ayrıntılı esas ve usuller, Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu Savunma Bakanlıkları arasında 7 gün içinde kararlaştırılacaktır.

3-Türk-Rus ortak devriyeleri, 15 Mart 2020 tarihinde M4 karayolunun Trumba'dan (Serakib'in 2 km batısı) Ain-Al-Havr'a kadar olan kesimi boyunca başlatılacaktır.”(iha)


05.03.2020 23:03:00