Çilesini çekmediğimiz şey bizim değildir!..

Kâinattaki her şey Allah'a itaat eder. Toprak zerre zerre Allah'ın emrinde. Yıldızlar ve gezegenler Allah'ın emrinde ki, o çok büyük şeyler, hızla hareket ettikleri hâlde çarpışmıyor! Gökte yıldızlara, toprakta köklere, suda balıklara, vücudumuzda hücrelere hükmeden Allah'tır. Her şey Allah'ın emrindedir!

Elhamdülillah, Allah bizi insan yaratmış, İslamiyet'le şereflendirmiş. Ramazan yaz aylarına geldi. Hava çok sıcak, susuz kalmak, aç kalmak çok zor. Fakat insanın hayatının her safhasında, atacağı her adımda karşısına birçok zorluklar çıkabilir. İrade sahibi insan, "Ben Allah'ın izniyle bu işi başaracağım" diye azmederse o zorluğu aşar. Hayat, iniş ve yokuşlardan ibarettir. Her insanın yolunda yokuşlar olabilir. İnsan dikkat ederse, o yolda ayak izleri vardır. "Demek ki benden evvelkiler bu yokuşu aşmış, öyleyse ben de aşarım" demeli ve yoluna devam etmelidir.

Ramazan'da açlığı, susuzluğu, yorgunluğu yaşıyoruz. Çilesini çekmediğimiz şey bizim değildir. Oruç tutmanın çilesi varsa, Allah için çile çekmek en büyük saadet. Özgürlüğün en güzeli İslamiyet'e esir olmaktır.

Bediüzzaman buyurmuş ki: "Ramazan-ı Şerif, adeta bir ahiret ticareti için gayet kârlı bir meşher, bir pazardır. Ve uhrevî hasılat için gâyet münbit bir zemindir." (Mektûbat)

Her işadamı piyasayı yoklar. "Ne alıp, ne satayım? Nerede, nasıl satayım da daha çok para kazanayım?" diye dolaşıp gezer. Ramazan ayı sevabın bol olduğu bir aydır. Her Müslüman, çantasını bavulunu Ramazan'da sevapla doldurur. Ahirete giderken, bavul bavul sevap götürür.

Ramazan'da suç oranı düşer, insanlar daha yumuşak huylu olur, yardımlaşma artar. Zekat, sadaka, fitre bu ayda dağıtılırsa daha sevaplı olur. Meyhaneler, kumarhaneler, içkili lokantaların çoğu bu ayda kapatılır. Eğer Müslümanlar fiilen İslamiyet'i yaşasa nasıl bir sosyal hayat ortaya çıkacak, onun örneği bu ayda görülür.