Türkiye'deki 80 bin caminin tamamının Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Çünkü dini konularda devletin en yetkili kurumu, 300 camiye din adamı atayamadığı gibi sözünü de geçiremiyor.
28 Şubat 1997 yılına kadar Diyanet'in hükmü pek çok camide bir anlam ifade etmiyordu. Özellikle köy camilerinin pek çoğunda fahri imamlar görev yapıyordu. Ancak daha sonra DİB teşkilat ve görevlerini düzenleyen 633 sayılı kanuna eklenen maddeyle tüm camilerin kuruma bağlanması kararlaştırıldı.
Yürütülen çabalar, sonucunda fahri imamların görev yaptığı köy ve mezralardaki ibadethaneler dahil, camilerin kuruma bağlanması büyük ölçüde sağlandı. Fakat tüm girişimlere rağmen Caferilere ait 300 caminin kuruma bağlanması hususunda bir ilerleme kaydedilemedi. Diyanet, Hükümetin Alevi açılımının konuşulduğu şu günlerde Caferi camilerini de kuruma bağlama sorununu da halletmek istiyor. Bu konuda henüz somut bir adım atılmadığı halde söylentisi bile Caferileri tedirgin etmeye yetti.
Caferiler, camilerinde Diyanet'in atayacağı imamların görev yapmasını istemiyor. Grubun düşüncelerini yansıtan Caferiyol Dergisi'nin Yazı İşleri Müdürü Kasım Alcan'a göre Caferilik İslam'ın bir mezhebi. İran'daki Şii mezhebinin en yaygın kolu.
Bu düşüncenin kurucusu ise İmam-i Cafer. İran, Azerbaycan ve Pakistan'ın dışında Türkiye'de de hatırı sayılır bir Caferi nüfusu bulunuyor. Alcan, Caferilerin Türkiye'deki nüfusunun 2 milyon civarında olduğu belirtilirken söz konusu camilerin; İstanbul, Ankara, Bursa, Kars, Iğdır, Ağrı, Manisa, Yalova ve Aydın'da bulunduğunu söylüyor. Adı geçen illerdeki camilere, DİB sözleşmeli ve maaşlı imam atamayı planladığını belirten Alcan, "Hiçbir camimiz kuruma bağlı değil. Camia, dışarıdan yapılacak atamaya karşıdır" diyor.
DİB Teftiş Kurulu Başmüfettişi Dr. Abdülkadir Sezgin ise tüm camilerin kuruma bağlanması gerektiği görüşünde. Sosyolog ve din adamı kimliğiyle Newsweek Türkiye'ye açıklama yaptığını belirten Dr. Sezgin, "300 cami hukuken bağlı ancak fiili olarak bağlı değil" diyerek DİB'in ciddi bir adım atması gerektiğini savundu.
Caferi camilerinde görev yapan tüm imamların İran'ın Kum kentinde eğitim gördüğünü hatırlattı. Camilerin Diyanet'e bağlanmasının, İran'da eğitim gören imamların da hizmet içi eğitimden geçmesi gerektiğini savunan Sezgin, "Caferiler, Diyanet kendilerini Sünnileştireceğini sanıyorlar. Ancak böyle bir şey yok. Ortada bir güven sorunu var. Bunun aşılması ve Din'de birliğin sağlanması gerekiyor" diyor.
Kaynak: Adem Demir / newsweekturkiye
15.12.2008 20:12:00