17 Aralık Salı günü hükümeti yıpratmaya mümkünse uzun vadede devirmeye dönük birbiri ile aslında alakası olmayan, fakat zamanlama ve yansıtma cihetiyle aynıymış gibi gösterilen 3 ayrı operasyon bir anda yapıldı. Değerli dostlar bu yaşananlar bana Ulu Hakan Abdülhamit Han’ın tahttan hal (indirilme) sinin sebeplerini sayan o günün alim ve münevverlerinin kullanıldığı komployu hatırlatmakta. Ne hazindir ki o günkü âlimler yolsuzluk yaptı, şeriatı ihlal etti, söz geçiremediklerini fişledi veya uzaklaştırdı mazeretleri ile ulu hakanı tahttan hal ettikten kısa bir zaman sonra yaptıkları hatayı anladılar. Ama ne çare iş işten geçmiş, koca bir imparatorluğun elden gitmesine, ümmetin koruyucu kurumu olan hilafetin lağvedilmesine ve İslam ümmetinin bugün ki perişan hale gelmesine sebep olacak olaylar zincirine zemin hazırlanmıştı. Her ne kadar cemaat yanlıları bugün ki yaşananlarda “bizim bununla bir alakamız yoktur” deselerde, öncesinde yaşanan hadiseler, dersanelerin etrafında estirilen fırtınaya ve hoca efendinin kendisini de katarak yaptığı (aslında yapılmaması gereken) bedduaya ve peşine devam eden siyasi olaylara müdahale denilebilecek çıkışlara rağmen buna inanılmasını beklemek bu milletin zekâsıyla alay etmek anlamına gelir. Parantez içinde hizmet hareketinin olanca tecrübesine rağmen, kendi ayağına sıkma anlamına gelebilecek böylesine bir girdaba girmesinden de üzüntü duyduğumu ifade etmemde de fayda var. Kanımca burada yanlış bilgilendirmeler, akli değil de duygusal refleksler biraz fazlaca öne çıktı. Evet uluslar arası bir fikriyatla yola çıkan bir hareketin elbette ki uluslar arası bir takım mihraklarla yollarının çakışması olağan bir haldir. Ama anlayabilmiş değilim nasıl olurda hizmet hareketi doğduğu topraklar olan bu coğrafyadaki devleti ve hükümeti ile ilişkilerin bu denli yanlış bir mecraya akmasına müsaade eder? Kendi devleti ile ilişkileri sıkıntılı olan bir hizmet hareketini böylesine bir halin dünyanın bir çok ülkesine yayılmış hizmetlere etkisini nasıl düşünemezler? Hizmetlerdeki hasbi duygularla yola çıkan kardeşlerime diyorum, şöyle bir empati yaparak, dünyanın bir çok ülkesinin halkları ve siyasilerinin yerine kendinizi koyun. Sizin ülkenize dışarıdan gelmiş adı her ne olursa olsun, (görüntü itibari ile ) derin ilişkilere hizmet eden görünümünde bir hareketi ülkenizde barındırır mısınız ? Siz barındırsanız bile halkınız ve halkınızın önde gelenleri bunu sindirirler mi ? Bu arada hüsnü zannımca bunca işleri çeviren, hizmetten öteye, hizmet adına bir takımları olduğu kanaatindeyim. Yani öfke ile kalkan zararla oturur derler atalarımız. Aklıselimin yolu istişare iken ve beslendiğimiz değerlerde bunu öncelerken, istişare ve birbirimize dönük hoşgörü yerine ülkeye zarar vermek isteyen birtakım dış mihrakların gazı ve yardımları ile mücadeleyi belden aşağı bir seviyeye çekmek bu aslında hizmet hareketinin kendi ayağına sıkmasından başkası değildir. Elbette ki biz değiliz bunu yapan bizim bir alakamız yok denilebilir. Amenna bizim açımızdan bir müminin beyanı asıl ve esas olandır . Ama bunca yaşananlardan sonra buna müslümanların inanmasını beklemek müslümanların akıl ve ferasetleriyle alay etmek olur. Ha olayların ilk etabından sonra İslam ve müslümanlara düşmanlıklarında şüphe olmayan birtakımları gibi ölçüsüzce zalimane saldırganlıklar yapılamamış ve biz her şeye rağmen ümmetin birlik ve beraberliğini istiyoruz deyip bunu lazımına göre medyada hareket etselerdi belki olayların seyri değişecekti ama üstün körü bir tutumla, hınçla yaşanan gizli tezgâha malzeme taşımak, onların elinde şamaroğlanı gibi adeta tetikçilik yapmakla beraber bu fırsatlar maalesef kaçmakta ve koca bir hareket ümmetin kalbindeki hüsnü zanları tarumar etmekte. Unutulmamalı ki zihinleri bulanan, sadece Türkiye’de hizmete safi bir bakışla yaklaşanlar değil. Bilakis tüm dünyada hizmet okullarının olduğu ülkelerin siyasileri, iktidarları ve halklarının ak ve duru bakışı da bulanmış olur. Uzun vadede bunun çok derin etkileri olmaz mı? Kardeşane bu tesbitlerden sonra Bu yapılanlara genel anlamda baktığımızda kötü görünen ve gerçekten üzüldüğümüz bir yönü olsa da, kanımca hayra yormamıza sebep olacak olan başka bir yönüde var. Mesela bir varsayımdan yola çıkarak, Başbakan Erdoğan’ a aslında dua eden dua ordularının ve bir çok kişinin ulaşamadığından sürekli dualarına aldıkları genel ve yerel alanlardaki olan veya olması muhtemel haksızlık, hukuksuzluk, yolsuzluklara bir neştere dönüştürürse, bu sebeplede aralarındaki kurtçukları temizlese, diğer bir yardanda devletin içinde gizli, gizli iktidar ve güç hırsının gözlerini bürüdüğü derin yapılanmaları bitirmeye dönük, hakkettikleri atılımı yapsa, bunun sonucu olarak da hizmet hareketine sinen ve hizmetinde kontrol dışı yönü denilebilecek leride bir vesile ile tasfiye etseler. Tabi bu durumda zahiren cemaate sıkıntı olmuş gibi görünse de aslında cemaatede hayır olacak ve içlerindeki vatana millete hizmete faydadan çok, uzun vadede derin güçlerin menfaatleri için var olan kurtlar temizlenmiş olacak. Artık bürokraside ürkütücü olan, kendilerinden başkasına hor ve küçültücü bakan ve uzun vadede aslında insani ve İslami hareketlerin en tehlikeli engeli olan müslümanım diyen, ama kendilerinden başkasına hayat hakkı tanımayacak kadar taassupçu olan, vatan millet ve din için kendilerine verilen destek ve imkânı birilerinin tekelinde kullanan, ayrıca uluslar arası yönü itibari ilede bu milletin bir asrı geçkin bir zamandan beri sırtını doğrultamaması için akla ziyan baskılar entrikalar çeviren dış mihraklarında cirit attığı, kullandığı, kullanmaya müsait yönleri ve zaafları baskın olan bir yapıya dönüşenleri bu vesile ile tasfiye etse.. Bu durum bana oldum olalı bir şeyi hatırlatır, eskiden türk filimlerinde hani bir kenar mahalle kızı vardır , gün gelir o mahalleden çıkar gider bir vesile ile sarayda oturmaya başlar, artık özel şöförü vardır, temzilikçisi, aşçısı vardır. Böyle oluncada içinden çıktığı mahalleyi, mahalleliyi beğenmez ve onlara üstten bakar. Bu güruh bana hep bunu hatırlatır. Bunların tümünü temizleseler. Diğer bir açıdan da başbakan iç ve dış siyaset itibarı ile yapmak istediği insani ve islami siyasetin önünde hep engel olarak çıkan içlerine sinmiş kronik mikropları bir bir tasfiye etse. Bir nedenle arasına mesafe koyduğunu söylediği milli ve manevi değerler ile daha sıkı ve içten bir yönelişle yönelse Ve sonundada asırlarca müslümanların kaburga kemiğini oluşturan ehli sünnet anlayışına sahip ecdad gibi özelde dünya müslümanlarının geneldede insanlığın kokuşmuş dünyadaki umudu olma yolunda hedefine koşar adım ilerlese. Ne dersiniz bu oyunu böylece bozar mı acaba başbakan ve AKP kadroları ?. Değerli dostlar aslında AKP kadroları ile varlığını geçmişte hep güçten yana kullanan hizmet hareketinin kadrolarının böyle ittifak halinde olmalarını anlayamadım desem yerinde olur. Bu güne dek nasıl olabilir bu diye hep kendime sordum durdum. Milli görüş gömleğini çıkardım diyen AKP kadrolarının, tümden İslami mefkûreden uzaklaşmalarını zannettiler galiba bu nedenlede ifade ettikleri gibi real politika yapacaklarını umuyorlardı zannedersem. Ama ne zaman Mavi Marmara, Davos ve benzeri çıkışlar güç sahibi denilen ABD ve İsrail azmanlarını rahatsız etti ve İran’a yapılan baskı ve ambargo altın ticareti ile bozulunca, daha bir çok faaliyet bunları rahatsız edince, derindeki sızı dışa vurmaya başladı. Evet önceden birilerinin bu yakınlaşmanın pek sahici olmadığını AKP kadrolarına söylediklerini biliyorum. Ama bu uyarılara maalesef pek kulak veren olmadı. İslam kardeşliği gibi birleştirici yönümüz vardı bu öncelendi ve bu hüsnü zan beslendi doğruyduda. Ama bir musibet bin nasihattan evladır sözü bunu anlamanın yoluymuş meğer. Evet AKP kadroları bu olayları bir vesile bilip ihmal ettiği veya ötelediği bu hamleleri yaparsa acizane bakışım, hani (Efendimiz a.s) zalim ve mazlum olan kardeşine yardım et dediğinde mazlum olana yardımı anladıkda zalime yardım nasıl diye soranlara, efendimiz zalimide yaptığı zulumden alıkoymakla ona yardım etmiş olursunuz. buyurduğu üzere, bunların yapılması ile bir nevi fitne seline kapılan ve böyle devam ederse uzun vadede zulmün alasına imza atacak olan kardeşlerinede yardım edeceği kanaatindeyim. Ayrıca şu noktayıda gözardı etmemelerinde fayda var uzun zamandan beridir hizmet hareketi ile diğer müslüman cemaat ve cemiyetlerin arasında dinler arası diyalog, hoşgörü, ve benzeri meselellerden kaynaklanan bir uzaklaşma soğukluk ve mesafe zaten varidi bu bir vesile edinilerek ana çizgiye dönülür ve yapılan yanlışlar ve yanlış anlaşılmalarında önüne geçilebilirse buda paha biçilmez bir kazanım olur tüm ümmet açısından. Evet bunların bir kısmı öngörülerim diğer bir kısmıda temenni ve hüsnüzanlarım ama söz yine Mevla’da. Ne diyelim hak şerleri hayreyler, zannetmeki gayreyler, arif anı seyreyler, görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.
Selam ve dua ile
03.01.2014 07:34:00