Aşık Sümmani (Hüseyin) sanatı ve edebi kişiliği ile vefatının 100. Yılında merkezi Ankara'da bulunan ESAV (Erzurum Sosyal İktisadi Araştırma ve Geliştirme vakfı) Tarafından Milli Kütüphane Çok amaçlı salonunda 2 Mayıs akşamı gerçekleştirilecek olan program ile anılacak. ESAV Genel Başkanı Veysel Karani Aksungur; ''Vefatının üzerinden 100 yıl geçmesine rağmen tazeliğini koruyan, ortaya koyduğu SÜMMANİ ağzı ile aşıklık geleneğinde çığır açan, insanlara rehber olup yol gösteren bu büyük insanı Ankara'da yaşatmaya çalışacağız.'' dedi.
ESAV Yönetim Kurulu Genel Başkanı Veysel Karani Aksungur konu ile ilgili yaptığı açıklamada; ''Gönüllerimizde devamlı yer tutan, kişilik, edep ve sanatıyla dünyada kendisini ispatlayan Hak aşığımış Sümmani Baba gerek sanatı gerek edebi, söyleşi ve deyişleriyle 2 Mayıs Cumartesi akşamı vakfımızın organize ettiği bir programla çok geniş bir katılım ile anılacaktır.'' dedi.
Programın içeriği hakkında da bilgi veren ESAV Genel Başkanı Aksungur şunları kaydetti; ''Program 2 Mayıs Cumartesi akşamı Milli Kütüphane çok amaçlı salonunda gerçekleştirilecek. Saat 18: 00 da kokteyl ile başlanacak. Araştırmacı Muhsin Koç'un sunumuyla Aşık Sümmani hakkında çeşitli yayınları bulunan Doç. Dr. Abdulkadir Erkal 'Sümmani'nin hayatı ve eserleri 'hakkında bir sunum yapacak. Aşık Sümmani'nin torunlarından Hüseyin Sümmanioğlu Sümmani'nin yetiştiği çevre ve anıları hakkında bilgiler verecek. Türk Halk Müziği sanatçısı Nurullah Akçayır Aşık Sümmani'nin Türk Halk Müziğine Yaptığı katkı ve eserlerinden bir demet seslendirecek. Şair Ahmet Coşkun Aşık Sümmani şiirlerinden örnekler sunacak. Halk ozanları Zeki Erdali, Beyzade Aslan ve Ali Oltulular ise Aşık Sümmani'nin Aşıklık geleneğine katkıları ve eserlerini icra edecekler.''
AŞIK SÜMMANİ KİMDİR
1862'de Erzurum'un Narman ilçesi Samikale köyünde doğan Âşık Sümmanî'nin gerçek adı Hüseyin'dir. 1915 yılında vefat etmiştir. Âşıklık geleneğine kendi tarzını getiren Sümmanî, ismiyle anılan koşma tarzının sahibidir. Pek çok destanı, hikâyesi, semaisi, koşması olsa da ''Sümmanî ile Gülperi' hikâyesi meşhurdur. Kendi hayatından izler taşıyan hikâyede rivayetlere göre Sümmanî, 11 yaşında Ablak Taşı mevkiinde çobanlık yaparken 18 saat süren bir uykuya dalar. Uykusunda üç derviş görür ve onların elinden bade içer. Hüseyin'e rüyasında Bedahşân ilinde Abbas Han'ın kızı Gülperi'nin suretini gösterirler ve gözünü kırpmadan bakmasını tembihlerler. Gülperi'nin güzelliğinden gözleri kamaşan Sümmanî, gözlerini kırpınca dervişler, 'Sözümüzü dinlemedin, çek cezanı. Kıyamete kadar Gülperi'nin hasretiyle gez' derler. Sümmanî, mecazî aşktan geçip hakikî aşkı bularak, şiirlerinde bunu terennüm eder.
30.04.2015 08:52:23