Açlık sınırı bin 179 TL

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Biriminin "Açlık ve Yoksulluk Raporu"na göre, Şubat ayında dört kişilik bir ailenin açlık sınırı bin 179 TL, yoksulluk sınırı ise 3 bin 727 TL oldu

KESK-AR dört kişilik bir aile için 2014 yılı Şubat ayına ait açlık ve yoksulluk sınırını açıkladı. Buna göre, Şubat ayında dört kişilik ailenin sağlıklı beslenmek için yapması gereken aylık gıda harcaması olan açlık sınırı bin 179 TL artış gösterdi, açlık sınırının tüketim harcamasına dağıtılması ile elde edilen yoksulluk sınırı ise 3 bin 727 TL oldu. 

Şubat ayı enflasyon rakamlarının açıklanması ile 2013 yılının aynı dönemine ait açlık ve yoksulluk oranının yüzde 10 yükseldiği belirtilen açıklamada, "Kamu emekçileri, talepleri ve gereksinimlerinin görmezden gelindiği 2014-2015 yılları Toplu Sözleşme (TİS) sürecinde ücretlerine ortalama yüzde 5.2’lik bir zam almıştı. Böylece kamu emekçilerinin ücretleri, Şubat ayında açıklanan 7.89 enflasyon oranı ile karşılaştırıldığında, yoksulluk sınırındaki artışın yüzde 50 altında kaldı" denildi. 

Açıklamada, bugünkü şartlarda en düşük memur maaşı ile geçinen dört kişilik bir ailenin, yoksulluk sınırının yarı yarıya altında yaşamını sürdürdüğü belirtildi. Eğitimden sağlığa, adalet sisteminden sosyal haklara değin tüm alanların 11 yıldır yaşanan "reform" adı altındaki yapısal dönüşümlerin bu "hırsızlık çarkının" işlemesini uygun hale getirirken, emekçilerin ise gün geçtikçe daha da yoksullaştırdığına vurgu yapan KESK-AR şunları kaydetti:

"Hayatın her alanı ticarileştirilirken ve çarpık ekonomi politikaları daha dışa bağımlı hale gelirken, bu yoksullaşmaya neden olan AKP iktidarının kendisi, ekonomi politikalarındaki tercihleridir. Bu tercihler ışığında TİS sürecinde kamu emekçilerine layık görülen sefalet artışları da bu politikaların bir sonucudur. 17 Aralık’tan itibaren iktidar bloğu arasında derinleşen çatışmada, bugüne kadar iktidarın egemen sınıflarla birlikte el ele kurduğu düzenin tüm pisliği ortaya dökülürken, 11 yıldır yoksulluğa itilen emekçilerin tüm birikimlerinin bu düzende nasıl çalındığı ve kimlerin cebinden çıktığı da görülüyor. Yıllardır toplu sözleşme döneminde emeklerinin karşılığını talep eden, insanca bir yaşam için mücadele veren kamu emekçilerine hükümetin "kaynak yok’ gerekçesini öne sürerek kulağını tıkamasının da nedeni belli oluyor. Bir anda "yok olan’ kaynaklar bugün banka müdürlerinin ayakkabı kutularından, Bakan hatta Başbakan çocuklarının evlerinden çıkıyor." 


08.03.2014 10:44:00