Haber Girişi : 13 Aralık 2017 15:44

Alem-i İslam'ın hal-i pürmelali!

Alem-i İslam'ın hal-i pürmelali!
Malum; resmi dili İslam ya da nüfusunun önemli bir bölümü Müslüman olan ülkelere, "İslam Ülkesi" deniliyor! BM verilerine göre, bugün itibariyle dünyada irili ufaklı toplam 63 İslam ülkesi var. Bu İslam ülkelerinin nüfusu ise, yaklaşık bir buçuk milyar; bu da dünya nüfusunun yüzde 23'ne tekabül etmektedir.
Sizi rakamlarla sıkmak istemem, ancak kanaatimi serdetmeden evvel bir rakam daha vereceğiz ki, böylelikle meramımız daha iyi anlaşılsın.
Bugün İstanbul'da, Türkiye'nin ev sahipliğinde düzenlenen ve yegâne gündemi "Kudüs" olan "İslam İşbirliği Teşkilatı" toplantısı başladı. Teşkilatın toplam 57 üyesi olmasına karşın, toplantıya 48 ülke katılıyor. Bu ülkelerden 16'sı devlet başkanı düzeyinde iştirak ederken, diğerleri bakan seviyesinde temsil edilecek. Suudi Arabistan ise, gördüğü lüzum üzerine(!) bakan yardımcısı düzeyinde katılım sağlıyor.
Gelelim asıl meseleye...
Kudüs'ün alem-i İslam için ne denli bir kıymete haiz olduğunu anlatmaya hacet yok.
Peki, nasıl oluyor da kıymeti tartışılmamasına rağmen Müslüman'ın elinden gitti gidiyor olan bir mesele karşısında, İslam ülkeleri bu kadar hissiz ve kayıtsız olabilir?
Misal; Suudi Arabistan, istiskal edercesine İstanbul'a bakan yardımcısı göndererek, adeta "... o toplantıyı ve o toplantıda ele alacağınız Kudüs'ü de önemsemiyorum" diyebiliyor?
Bugün İstanbul'daki toplantıyı, başta İsrail olmak üzere, bütün Batı ittifakı yakından takip ediyor.
İslam ülkelerinin Kudüs tepkisi ne olacak, devlet başkanları Batı'ya dönük hangi yaptırımların uygulanması gerektiğini teklif edecek, İslam ülkeleri acaba Batı'ya karşı topyekun bir tavır takınacak mı?
Şer cephesi, endişe içinde İstanbul'dan çıkacak sonuç bildirisini beklerken, İslam ülkeleri daha kendi aralarında, sözde hepsinin de kırmızı çizgisi olan hayati bir meselede tek yumruk, tek yürek olmayı başaramamış. Hatta Suudi Arabistan, "...ya Amerika bize kızarsa" korkusuyla, toplantıya bile neredeyse katılmaktan kaçınmış!
Allah aşkınıza, Türkiye'nin dışında hangi İslam ülkesi, tüm Batı'yı karşısına alma pahasına Kudüs için, Filistin için çırpınıp duruyor?
Tamam; Kudüs elbette bizim için çok daha başka anlamlar ifade ediyor. Demiyoruz ki, her hangi bir Arap ülkesi de bizim gibi üst perdeden tepki koysun. Öyle ya, onların yüzde sekseni zaten Batı'ya bi şekilde esir düşmüş birer müstemleke hükmünde... Lâkin hiç olmazsa sözde bile olsa esip gürlemeleri gerekmez miydi?
Hz. Ömer'in fethiyle İslam yurdu olan Kenan eli ve Kudüs, Yavuz Sultan Selim'le de Osmanlı sancağı altına girmiş ve neredeyse dört asrı aşkın bir zaman huzur içinde bir hayat sürmüş. Selahaddin Eyyubi, 1187 yılında Kudüs'ü Haçlılardan temizlediğinde, hangi inanca mensup olursa olsunlar bütün insanlar özgürce ve güven içinde ibadetlerini yaptılar.
Ya sonra?
Yani bir asır öncesinden başlayarak günümüze kadar geçen sürede ne oldu?
Gerçekler tüm çıplaklığıyla ortada işte...
Merak eden açar bakar, son bir asırdan beri Siyonizm ve Haçlı ittifakı, bu İslam yurdunu Müslümanlar için nasıl cehenneme çevirdiler.
Bugün de Müslümanların izzet-i şerefiyle oynarcasına Kudüs'ü tümden ilhak ve işgal ediyorlar.
Tarih sormaz mı bu olup bitenler karşısında, 63 İslam ülkesinin ortaya koyduğu tepki bu mu olmalıydı?
Türkiye'nin feryadı ve haklı itirazı olmasa, Kudüs'ün işgali sanki sıradan bir habermiş gibi dünya medyasında geçiştirilip gidilecekti!
Batı, niye Amerika ve İsrail'in bu zorbalığına yeterince ses çıkarmıyor diye eleştirenler, önce dönüp İslam ülkelerinin perişan haline bir bakmalıdır.
Hani merhum Akif, "Arnavut olmakla" suçlandığında demişti ya...
"Ben ki, evet, Arnavudum... Başka bir şey diyemem... İşte perişan yurdum!."
Alem- İslam'ın hal-i pürmelali ortada, başka söze ne hacet...
Baksanıza...
Ya Amerika bize kızarsa, deyip mukaddesinin ayaklar altına alınmasına boyun eğiyor!
Haşa, Allah'ın hükmü hoş değişecek değil ya:
Mealen, "Günü geldiğinde onlar (Yahudi ve Hıristiyanlar) sana karşı birleşirler"
İslam ülkeleri bugün içerisine düştükleri aczin yakıcı ateşi karşısında eriyip kül oluyor.
Sayıca 63 ülke, bir buçuk milyar nüfus olsa ne yazar!
Değil mi ki, bir kaç milyonluk İsrail karşısında çaresizler... Değil mi ki trilyon dolarlarının üstüne oturan Amerika karşısında süt dökmüş kediye benziyorlar!
Allah'ım, sen Türkiye'ye güç, sabır ve azim ver ki, din-i mübin-i İslam'ın sancaktarlığını yapmaya devam etsin.
Atamız Yavuz Sultan Selim Han, hutbede kendisine Mekke ve Medine'nin hâkimi denilmesi karşısında ayağa fırlamış ve "biz" demişti. "Ancak ve ancak o mübarek yerlerin hadim-ül harameyni (hizmetkârı) oluruz.
Çok şükür ki bugün de o anlayışta bir irade (Türkiye) tek de kalsa, beklediği desteği göremese de aynı istikamet üzere mücadelesini sürdürüyor.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.