Ortada bir cenaze varsa ve o cenaze de artık kokmaya başlamışsa, kimse "bu benim sorunum değil" diyemez. Çünkü o koku, sonunda öyle çekilmez bir hal alır ki, burnunu tıkasan da kurtulamazsın.
Şu kadarını söyleyeyim size:
Erzurumun, işte o cenazeyi kucağında bulmasına ramak kalmıştı...
Neyse ki aklıselim galip geldi...
Geçen Cuma Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ve ekibinin attığı bir adım sayesinde, neredeyse uçurumun ağzına gelip dayanan New Cıty Projesi yeniden hayata döndü.
Bu sayede...
Karadayı, inşaatlarına üç beş gün içinde kaldığı yerden devam edecek ve böylelikle yüzlerce vatandaş, mağdur ve zelil olmadan haklarına kavuşacak.
Atılmış olan bu adım, yalnızca Karadayı ya da yalnızca oradaki hak sahibi insanlar için değil; bu adım, bütün bir Erzurum için hayırlı olmuştur.
Şayet o inşaatlar öylece kalsaydı, müteahhit firma "artık ben yokum" deyip çekip gitseydi, belediye de, "bu, bizden önceki yönetimin yaptığı bir yanlıştır, bizim yapabileceğimiz bir şey yoktur" deyip kestirip atsaydı...
Tahayyül edebiliyor musunuz bugün Erzurum nasıl bir güne uyanmış olurdu?
Sizi bilmem ama düşüncesi bile beni korkutmaya yetiyor.
Bereket versin ki akıl ve vicdan galip geldi...
Dün Erzurum, mübarek ramazanın ilk gününü huzur içinde geçirdiyse, inanız ki bunda Mehmet Sekmenin ve Dursun Ali Karadayının çok ama çok ciddi payları var.
Peki sadece onlar mı?
Değil elbette...
Vali Beyden başlayın, vekillerimize, bakanlarımıza ve sivil toplum temsilcilerine kadar onlarca yüzlerce kişi samimi çaba harcadı.
Yeter ki New City cenazeye dönüşmesin ve o cenaze sonunda kokup Erzurumu yaşanmaz hale getirmesin diye...
Artık kim haklıydı, kim haksızdı meselesini geride bırakalım.
Değil mi ki olmuşa ve ölmüşe çare yok; o halde yarınları doğru kurgulamak ve yeniden önceki hatalara düşmemek gerekir.
Mehmet Sekmenin yaptığı da tam olarak bu...
Yani bu şehirde işler öyle düzgün ve yasal çerçevede yapılsın ki yarın ne işadamının veya vatandaşın burnu kanasın, ne de kamu yöneticileri yalan yanlış işler yapmaktan kendilerini yargıç karşısında bulmasın.
Doğrusu da bu değil mi zaten...
Neyse... Demek ki Erzurumun ders çıkarması gereken daha çok meselesi var.
Geçip gitti olarak kabul ettiğimiz o musibetten, herkes payına düşen dersi çıkarmalı...
İşadamı da, siyasetçi de, bürokrat da, vatandaş da...
Aslında...
Ahmet Metin Karadayı, başarısız veya kötü bir işadamı değil. Bilakis genç yaşına rağmen çok büyük işlere imza atmış, cesur, dürüst, hayırsever ve çalışkan bir kişi...
Fakat demek ki tecrübe bambaşka bir şey...
Ahmet Metin Karadayı, bu vesileyle kendisinde eksik olan o tecrübeyi, babası Dursun Ali Beyle tamamlamış oldu.
Şimdi ayakları yere daha sağlam basıyor...
Bir yanında kendisine inanıp güvenen yüzlerce insanın duası, teşekkürü...
Bir yanında belediyecilikte çok büyük deneyimlere sahip ama bi o kadar da yürekli, insancıl ve aklıselim hareket eden gerçek bir belediye başkanı...
Bir yanında da her babanın yapacağından daha fazlasını yapan öğretici bir baba ve tabii ki o babayla birlikte bir an bile olsa ağabeyisinin yanından ayrılmayan ve ona destek olmak için kendini feda eden güzel bir kardeş, Murat Karadayı...
Ve Ona omuz vermek için sıraya giren dostları, mesai arkadaşları ve dua edip duran isimsiz kahramanlar...
İşte bütün bunların sonucunda geçen Cuma günü New Cıty sorunu masaya yatırıldı ve Başkan Sekmenin usta kaptanlığı sayesinde çözüm yoluna koyuldu.
Herkes rahat bir nefes aldı.
Ramazanın bereketi sözü, elbette boşa edilmiş bir söz yahut da beylik bir laf değil...
Öyle olmadığı bir kere daha Erzurumda kendini gösterdi.
Ramazana bir gün kala öyle güzel bir gelişme yaşandı ki, mübarek; kendinden önce bereketini, hikmetini göndermiş oldu.
Gelin hep birlikte dua edelim:
Allahım; sen rahmetini, bereketini ve hikmetini üzerimizden eksik etme. Bizleri sana layık olan kullardan eyle...
Cümleten hayırlı ramazanlar, hayırlı kazançlar, sağlıklı ve mutlu günler...