AK Parti ilçe adaylarını bir türlü açıklayamayınca seçim geyiklerine bir yenisi daha eklendi:
"AK Parti ilçelerden aday göstermeyecek!"
Bu şakayı ciddiye alanlar da olmuş ki, telefon açıp soranlar oldu:
"Ama niye?"
Meselenin bu raddeye gelmesi tamamen AK Parti üst yönetiminden kaynaklanıyor.
Hoş bize münhasır bir sorun değil ama Erzurum siyasete pek bi hevesli şehir olduğundan, haliyle kimlerin aday gösterileceği merak ediliyor.
En son 15 Ocak diye bir tarih açıklandı.
Eğer son anda bir karar değişikliği olmaz ise, dananın kuyruğu şu bir iki gün içinde kopmuş olacak.
Hep birlikte kimlerin gideceğini, kimlerin de geleceğini göreceğiz.
Parti yöneticileri "yok" diyor ama besbelli ki özellikle merkez ilçe adaylarının tespitinde ciddi bir "sorun" var.
Siyaset kulislerinde rivayetlerin bini bir para...
Misal; Muhyettin Aksak ile il başkanı Murat Kılıç, Orhan Bulutlar ve Fatih Cengiz isimlerinde ısrar ederken, Adnan Yılmaz, Recep Akdağ ve Fazilet Dağcı Çığlık da Yakutiyede Ali Korkut için bastırıyor. Bu tabloya bakınca anlaşılan şu ki, Cengiz Yavilioğlu "tarafsız" kalmayı tercih etmiş.
Merkezin dışındaki bazı ilçelerde de tam mutabakat sağlanamamış.
Teşkilat başka telden milletvekilleri başka telden çalıyor.
Güney ilçeler bu seçimde AK Parti için "çantada keklik" olmadığından, parti merkezi işi riske sokmak istemiyor.
Öyle isimlerle çıkalım ki, BDPye meydanı bırakmayalım.
Parti kurmaylarının endişesi bu...
Fakat teşkilatlar tipik taşra politikası güdüyor:
"Filanca olmasın, falanca olsun!"
Günün sonunda kimin dediği olur bilinmez ama teamüllerden hareketle, son sözü Ankaranın söyleyeceği kuvvetle muhtemeldir.
AK Parti Erzurumu "kale" olarak gördüğünden, geçen seçimlerde aday tespitinde kılı kırk yarma ihtiyacında olmadı.
Kimin torpili ağır bastıysa aday o oldu.
Bu sefer durum farklı...
Evet; Erzurum AK Parti için belki hâlâ "kale" özelliğini sürdürüyor lakin birkaç ilçede durumu çok da parlak değil.
Diyelim ki, il ve ilçe teşkilatlarının ısrar ettiği isimler aday gösterildi ve o bölgede AK Parti seçimi kazanamadı; bu durumda olacak şudur:
Anında il ve o ilçe teşkilatı feshedilir.
Ne Murat Kılıç, ne de yönetimdeki arkadaşları bu riski göze alamazlar.
Aynı şey milletvekilleri için de geçerli. Tamam; onlar feshedilmez ama iki yıl sonraki seçimde liste dışında kalırlar.
Benim görebildiğim kadarıyla, açıklamanın gecikmesindeki temel sorun; merkez ve Güney ilçeler...
Öyle isimler göstereceksiniz ki seçim kazanmasının yanısıra, beş yıl önceki oy oranının da altına düşmesinler...
Peki bu mümkün mü?
En azından imkansız değil.
AK Partinin de, muhalefetin de aldığı oy oranları ortada...
Seçime kadar bu ülkede akla ziyan öyle şeyler olmalı ki, tıpkı 17 Aralıkta yapılmak istendiği gibi AK Parti tepetaklak gitsin.
Elbette ki belli çevreler bu hayalin gerçekleşmesi için var güçleriyle çırpınıp duruyor. Ancak bunun çok da kolay olmadığı aşikar...
Belki bu olup bitenlerden ötürü en fazla şu olabilir: Bazı seçim bölgelerinde AK Parti bir önceki seçimde aldığı oyunu alamayabilir.
"Mesela nerede?" sorusuna cevap olarak, Hınıs, Karayazı, Karaçoban, Tekman ve kısmen de Horasanda...
Kuzey ilçelerde ise durum tam tersi...
AK Parti, daha doğrusu Recep Tayyip Erdoğan adı tartışmasız en önde?
17 Aralık Operasyonu, AK Partili seçmen nezdinde, "hükümete yönelik yapılmak istenen bir darbe" biçiminde algılandığından, sandık başına büyük bir hınçla gidilecek ve "inadına AK Parti" denilecektir.
Bunu görmek için kahin olmaya gerek yok.
Sokağın nabzı ortada...
O sese kulak veren bu dediğimizi duyacaktır.
Pekii Yakutiye, Palandöken ve Aziziye de ne olur?
Bazıları, "AK Parti odunu koysa kazanır" diyor.
Ben hiç de öyle olacağını düşünmüyorum.
Çünkü şehir homojen bir yapıya sahip...
Evet; AK Parti gerçeği, adayın isminden çok önde ama "odun da olsa kazanır" derecesinde değil.
Kimse pek hesaba katmıyor da, aslında büyükşehir adayı Mehmet Sekmen faktörü de var.
Bugünkü siyasi havaya göre, Mehmet Sekmen 1 Nisandan itibaren Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı...
Üstelik de genişletilmiş yetkilere sahip bir başkan...
Haklı olarak merkez ilçe adaylarının belirlenmesinde O da etkili bir rol üstlenmek istiyordur.
Öyle isimler olmalı ki, kazanmaları halinde uyum içinde çalışabilsinler.
Malumunuz oldum olası ilçe belediyeleri ile büyükşehir belediyesi daha doğrusu başkanları arasında kıyasıya bir kavga vardı.
Refah Partisi döneminde de böyleydi, MHP döneminde de...
İki dönemdir de AK Partide o kavga yaşanıyor.
Bu kavganın kazananı kimse olmuyor ama kaybedeni bütün bir Erzurum...
Yeni dönemde artık o manzaranın tekrarlanmaması gerekir; ama çok zor...
AK Parti üst yönetiminin sokağın sesine çok da kulak asmadığını biliyoruz.
Temayül yoklaması, anket ve benzeri ölçme araçlarının sonuçları ciddiye dahi alınmıyor.
Şayet seçmenin kanaati belirleyici olsaydı bugün birçok adam belediye başkanlığını ya da milletvekilliğini rüyasında bile göremeyecekti.
Biz ne söylersek söyleyelim, nasılsa parti patronları bildiklerini okuyacaklar.
Allah vere de nefisleri akıllarının önüne geçmesin.
Yoksa gelecek bir beş yıl daha çöpe gider.