Haber Girişi : 21 Mayıs 2019 10:49

AK Parti 31 Mart'ta tökezledi ya...

AK Parti 31 Mart'ta tökezledi ya...
FETÖ ve PKK muhiplerine gün doğdu!
İllaki sizin de dikkatinizden kaçmamıştır, şu günlerde mahut çevrelerde yeni bir "dönüş" zuhur
etti!
Biri, kanlı örgütün bebek katili başı için 'sayın' diye hitap ediyor, beriki ise 15 Temmuz'u unutarak, "FETÖ operasyonları adı altında, nice masum insana kıyılıyor" şeklinde pek bi acıklı güzellemelerde bulunuyor!
Zahir, CHP'li İmamoğlu'nun 31 Mart'ta İstanbul'da aldığı oyu, "Artık AKP'nin işi bitti, Tayyip gidici" biçimde okumuş olacaklar ki, fırsatı değerlendirerek Ramazan topunda gülle olup patladılar!
Birader, sen önce hele şu dilinin altındaki baklayı bi çıkarsana; niye lafı eğip büküyorsun ki...
CHP'nin seçim kazanmasını, AK Parti'nin seçim kaybetmesini isteyebilirsin, bu senin özgür iradendir.
Lakin hemşerim, sapla samanı niye birbirine karıştırıyorsun.
Samimi ve yiğit de değilsin üstelik.
Baksana...
Bu mahallede oturuyorsun, bu mahallenin suyunu içiyor, ekmeğini yiyorsun ve bu mahallenin sunduğu her türlü konforunu tepe tepe kullanıyorsun, ama punduna düşürdün mü de öbür
mahallenin folluğunda yumurtluyorsun!
AK Parti karşıtlarını anlıyorum, onlar kendi zaviyelerinde haklıdırlar ve kendi dünyalarında samimiler.
Diyorlar ki, "Türkiye'yi AK Parti yani Tayyip Erdoğan yönetmesin.
Onun yerine CHP başta olsun, İstanbul'u da İmamoğlu kazansın!"
Bu talepte hiç bir beis yok, demokrasi de zaten tam bunu emrediyor:
Dileyen dilediği siyasi partiyi destekler ya da isteyen istediği ideolojiyi özgürce savunur.
Bendenizin itirazı, bu mahalledeki kimi hacıyatmaz omurgasız dümbelekleredir...
Suret-i haktan görünüp, gizlediği asıl niyetini fırsat bulduğunda açık eden çakallar, alenen olmasa bile, sütre arkasından terör örgütlerine sufle veriyorlar!
Rüzgar azıcık AK Parti aleyhine esmeye başladı ya, PKK ve FETÖ muhipleri anında yüzlerindeki maskeyi sıyırmaya başladı.
Elbetteki özeleştiri bir toplum, bir parti, bir topluluk, bir şirket, bir devlet ve hatta bir kişi için olmazsa olmaz hükmünde elzem bir ihtiyaçtır.
AK Parti de eleştirilir, Tayyip Erdoğan da...
Mesele, hakiki manada bir eleştiri olsa kimsenin buna bir itirazı olmaz, olursa da paşa keyfi bilir der geçeriz.
Lakin kurdun puslu havayı gözetmesi misali, pusuya yatıp, dost dediğin kişiye arkadan saldırmak, en hafif ifadesiyle kahpeliktir.
Hoş onların derdi davası özeleştiri yapmak değil.
Besbelliki niyeti bozuk. Dostça demiş olsa ki, "...ey bizim arkadaşlar, bazı şeyler hiç de yolunda gitmiyor. Misal, şu alanlarda vahim yanlışlar yapıyorsunuz, falanca konularda telafisi çok güç hatalar işliyorsunuz."
Bu kadarıyla yetinse, yani cümlelerin arasına PKK ve FETÖ kelimelerini sıkıştırmasa, baş tacıdır.
Çünkü hakiki dost; dostuna riyakarlık etmeyen, onun yanlışlarına bile bile göz yummayan kimsedir.
Tayyip Erdoğan da bir beşer ve fani olduğuna göre, demek ki hatadan münezzeh değil.
17 yıllık iktidarında onlarca yanlışı da kusuru da oldu.
Vaziyet gösteriyor ki o çakalların peşinde olduğu şey, ülkenin daha iyi idare edilmesi veyahut da Tayyip Erdoğan'ın kimi yanlışlarından dönmesi değil.
Onlar; yeniden okyanus ötesindeki esvaplı şeytanın eteklerine sarılmayı,onun kirli çamaşırını yüzüne gözüne sürmeyi, ve kanlı terör örgütü PKK'nın vatanı yeniden kan gölüne çevirmesini murad ediyorlar!
Böyle düşünüp böyle olmasını dilemelerine rağmen, sırf uzun vadeli planları için AK Parti'nin
yanındaymış gibi davranıyorlar.
Ne yazık ki, AK Parti de zaman zaman bu çakallara layık olmadıkları iltifatlarda bulunarak milletin tepesine çıkarıyor!
İşte onlardır, tam da şu günlerde Amerika'nın yola çıkardığı kervana katılarak, yeniden "Fetullah Hocaefendi" ve "Sayın Öcalan" diyenler.
Tünelin ucunda, kararmış ruhlarına ilham olan ışığı görmüş olacaklar ki, teker teker bindikleri
trenden inerek, yeni makinist namzetlerine selam çakıyorlar!
Çünkü onlar "herif olma"yı, uzuvdan ibaret sanıyorlar.
Etiketler : haşim
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.