"En uzak mesafe ne Afrika'dır,
Ne Çin,ne Hindistan,
Ne seyyareler,
Ne de yıldızlar, geceleri ışıldayan...
En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir,
Birbirini anlamayan."
Rahmetli Can Yücel öylesine müthiş anlatmış ki mevzuyu , aslında yazacak fazla birşey kalmıyor geriye bu teşhisten sonra.
Avrupa Birliği ve Türkiye ilişkileri tamda birbirini anlamayan iki kafa ilişkisi.
Geçen 53 yıl, matematik hesabıyla 53 x 0 = 0 çıktı. Yani hiçbir şey yok, Sıfır.
Kültür farkı,varlık farkı,kavrayış farkı had safa da olmasına rağmen Avrupa Birliğine girme fikri ne alaka?
Bakın, 28 üyesi bulunan ve yaklaşık 600 milyon nüfuslu bu birlik,daha 70 - 80 yıl öncesine kadar, bu gün İslam ülkeleri gibi, birbirleriyle durmadan savaşan ülkelerden oluşmakta idi. Savaşın çözüm olmadığını anlamak uzun yıllarına mal olmasına rağmen, bu hiçlik sorununu çözebilmiş kafada ki insanlar topluluğudur Avrupa topluluğu.
1951 de kurulan Topluluğun sloganı ; Latince, İn varietate concordia," Çeşitlilikte Birlik", Marşı ise ; Ludwig Van Beethoven'in , 9. Senfonisinin bitiş bölümü olan, "Neşeye Övgü"dür.
Türkiye'nin üyeliği niçin kabul olmuyor ? Cevaba gerek bile yok. 80 milyon nüfusuyla kendi içinde dahi bir birliği olmayan bizim ülkemizin sosyal etkileşim bilançosu; Sadece Avrupa birliğinin kurulduğundan bu yana, üç darbe, sayısız terör örgütü, onbinlerce birbirine kardeş diyenlerin birbirini öldürdüğü genç katliamı,şiddet,tecavüz,hırsızlık,çocuk evlilikleri,trafik canavarı vb.vb.
Yani 80 milyon nüfusuyla, 600 milyon nüfusun 60 yılda üretemediği suçu neredeyse bir günde üretmişiz. Yetmemiş gibi, onların bir günde ürettiği ürün ve mutluluğu, 60 yılda üretemediğimiz gibi,kendimizi haksızlığa uğrayan konumuna koyar olmuşuz.
Tıpta bir kural vardır ;Teşhis edilemeyen her hastalığa uygulanan her tedavi tehlikelidir. Bırakın siyasilerin ağzını. Onlar çok gönüllü gibi görünseler de aslında katiyen istemezler O birliğe girmemizi. Çünkü Biz O birliğe girdiğimizde kendileri olmayacaklar, Avrupa da olduğu gibi sıradan vatandaş olacaklar. Nerede Avrupa'da, halk 1300 TL alırken saraylarda,zırhlı konvoyların arasında kendi halkından Everest kadar yukarı da yaşamak. Halkına 2-3 araç israftır deyip de, kendileri, zırhlı konvoylarla Cuma namazına gidenlerin bu tenbihi yaptığı kafa elbette Avrupa kafasıyla en uzak mesafededir. Kaldı ki o konvoyda ki her araç halkın bindiği araçların on tanesi kadar yakıt yakar V6-V8 motor var o araçlarda ve hepside Avrupa Birliği'nin ürettiği araçlar. Onlar zaten birliğe girmişler, Vize yok,araç, gereç ve teknolojiyi bizim hammadde ve emeğimizle alıyorlar,har vurup harman savunuyorlar. Gayeleri biz Halkı sokmamak,kendi saltanatlarının uğruna bizi feda etmek. Teşhisi koyamazsanız,dediğim gibi yanlış tedavi size zarar verir.
Artık devir epeydir akıl devri. Savaşın, kavganın,kaba kuvvetin insan işi olmadığı anlaşılalı neredeyse bir asır oldu. En küçük mevzularını dahi kavgayla,gürültüyle çözen anlayışın bizi ne kadar yorduğunu hepimizin görmesi gerekli. Hassas sayılabilecek hiçbir konu yok insan için. Bizlere habire tenbihte bulunanların iki şeyine bakmalıyız ; Bir, ettikleri tenbihlerine, iki , ettikleri tenbihleri,kendilerinin yapıp yapmadıklarına. Sonra kendimize sormalıyız, Biz akılsızmıyız !?
Türkiye güçlü ülke, Avrupa ülkeleri ise akıllı, bu yüzden uyum sağlayamıyor Türkiye Avrupa'ya. Bütün işlerini gücüyle çözmeye çalışıyor. Bu gücü de hep halk kullanıyor. Onlara emredenlerin alnında bir tane ter damlası gören yok. Halka kahramanlık ve savaş yaptıranların bir tanesinin, bırakın silahı alıp dağa çıkmayı,birine bir tane taş attığını gören yok. koruma ordusuyla dolaşan kahramanlar,sizi herkesin aynı oranda korunduğu Avrupa'ya sokmazlarrrr.
Bugün Birliğe girmiş olsak ; Avrupa televizyonlarında haberler, bizim haber kuşağımıza döner. Oysa Afrika doğal yaşam programları, bizim haber programlarının yanında aşk filmi gibi kalırlar. Düşünebiliyormusunuz ; Bir motosikletle beş nüfuslu bir ailenin yaz tatilinde Sicilya'ya giderken yolda , İtalya Polisi tarafından çevrildiğinde çıkan çıngarı . İşte sizin demokrasiniz, işte efendim biz Türk'üz diye bu çifte standart. Tabii bizim Devlet büyükleri de ; İşte bu Avrupa'nın öteki yüzü. Benim halkımın tatile Avrupa'ya gitmesi onları rahatsız ediyor :) Vallahi olacaklar bu ve benzeri şeyler olur. Selfie ve evlendirme programları ve dizilere girmiyorum. Bir de ; Zerzavatcı Prof.larla, SSK lılara hayal kurduran Falcılara. Onları da başka zamanlara bırakalım. Macerası çoktur benim Adventurer halkımın.
Velhasıl ;
Bu kafayla Avrupa birliği bizi, birliğine almaz.
Zaten alırsa ortada birlik diye bir şey kalmaz.