GÜNCELHaber Girişi : 13 Eylül 2009 13:26

700 yıllık Eşrefoğlu Camii mimarları kendine hayran bırakıyor

700 yıllık Eşrefoğlu Camii mimarları kendine hayran bırakıyor

Yedi asır önce inşa edilen cami, ahşap kapısı, müezzin mahfeli, minberi ve kürsüsüyle diğer camilerden ayrılıyor. Ahşap malzemeleri nemli tutmak için caminin ortasında bir de kuyu bulunuyor. Kuyu, cemaatin yazın serin bir mekânda ibadet etmesini sağlıyor.

 

Cami, mimarisiyle Konya ve çevresinde bir hayli ün salmış. Beyşehir Gölü kenarına inşa edilen cami, 700 yıla inat dimdik ayakta duruyor. Camiye adım atar atmaz bizi bir sürpriz karşılıyor. Sonradan yapıldığı anlaşılan dış kapının hemen arkasında bulunan orijinal cami kapısı, ahşap oymacılık sanatının güzel bir örneğini yansıtıyor. Hiçbir yerinde çivi kullanılmayan kapının parçaları birbirine geçirilmiş!
 

Eşrefoğlu Süleyman Bey Camii, 1243 yılında Selçuklu İmparatorluğu uçbeyi Eşrefoğlu Süleyman Bey tarafından yaptırılmış. Bugün Türkiye'de çok az kişinin gezme fırsatı yakalayabildiği tarihî cami, ahşap oymacılığının en güzel örneklerini içinde barındırıyor. Tavanı, tavanını ayakta tutan sütunları, müezzin mahfeli, minberi, kürsüsü, giriş kapısı ve çini işçiliğiyle diğer camilerden ayrılıyor.

Caminin tavanı, kirişleri ve sütunları tamamen ahşaptan yapılmış. Binayı çevreleyen dört duvar ile mihrap ve mihrabın üzerindeki kubbenin dışında camide hiç taş malzeme kullanılmamış. Vaaz kürsüsü, minber, müezzin ve sultan mahfeli oymacılık sanatının farklı inceliklerinden nasibini almış ve bugüne kadar sağlam kalmış.
 
İmam İsmail Efe, minberin abanoz ağacından yapıldığını söylüyor. Kapının üstüne, dört halifenin ismi kare şeklinde işlenerek yazılmış ve çiçek motifleriyle süslenmiş. Minberin iki yanındaki işlemelerin güneşi ve gezegenleri sembolize ettiğini anlatan İsmail Efe, ziyaretçilere çiçek motiflerinin içine gizlenmiş ahşap ustasının imzasını da gösteriyor.

Minberden sonra mihraba yöneliyoruz. Lacivert ile turkuaz rengin ahengi, mihraba işlenen motifler ve Arapça ayetler... Efe, ustaların burayı parça çiniler kullanarak inşa ettiğini söylüyor. Küçük parça çinileri taş üstüne yapıştırılmış. Mihraptaki ve kubbedeki çini işçiliği gerçekten görülmeye değer. Caminin ortasında bir de su kuyusu var. Burası caminin ahşap malzemesinin, sıcak havalarda ihtiyaç duyduğu nemi sağlamak için yapılmış. Kışın caminin üstünde biriken kar, kürünerek caminin ortasındaki kuyunun içine dolduruluyormuş. Bu, yazın serin bir mekânda ibadet etme imkânı sağlıyor