Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, gen teknolojisi alanında ileride çok daha büyük çalışmaların yapılacağının öngörüldüğünü belirterek, 'Bu çalışmaların insanlığı nereye götüreceği konusu, bütün din adamlarının, bütün dini kurumların ve elbette bu konularda hassas olan bütün insanların üzerinde düşünmesi gereken konular' dedi.
Türkiye Diyanet Vakfı'nın sağlık sektöründeki kuruluşlarından İstanbul 29 Mayıs Hastanesinin yenilenen tüp bebek merkezi, açıldı.
Vatan Caddesi'ndeki hastanede düzenlenen açılış töreninde konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, tüp bebek uygulamaları, kök hücre çalışmaları, gen teknolojisi konusunda 20-30 yıldır insanlığın kafa yorduğunu, bu konuların din bilginlerini de ilgilendiren boyutlarının bulunduğunu belirtti.
İslam dininin daha çok doğru bilginin gereğini yapmak için, dinin temel ve esaslarını dikkate alarak ve birlikte hareket ederek karar verdiğini ifade eden Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
'1980'li yıllardan itibaren din bilginlerinin bu konuya çok farklı yaklaştığını biliyoruz. Zaman içinde din adamları ve bilim adamları birlikte kafa yordular, bu işin doğru kısmıyla yanlış kısmını ayırt ettiler. Diyanet İşleri Başkanlığı'nda 16 bilim adamından oluşan Bilişim Yüksek Kurulumuz var. Kendimi de o kurulun tabii bir üyesi olarak kabul ederek, orada olgunlaşmış, özellikle Türkiye'de diğer bütün alanlarda bilim adamlarının katkılarıyla üzerinde konuşulmuş, tartışılmış fikirleri paylaşmayı düşünüyorum. Bilimsel konularda herkes kendi düşüncesini özgürce söyleme hakkına sahiptir, ancak din konusunda özellikle bu tür kurullarla birlikte çalışırsak, olgunlaşmış ve son şeklini almış fikir ve düşünceleri topluma takdim etme imkanına sahip olursak, daha faydalı olur diye düşünüyorum.'
'EN ÇOK ÖNEMSENEN ŞEY MANEVİ DEĞERLERDEN VAZGEÇMEMEK'
Diyanet İşleri Başkanlığının özellikle tüp bebek uygulamasıyla ilgili Din İşleri Yüksek Kurulu'nda oluşturulmuş 20 yıllık bir hafızası bankası olduğunu vurgulayan Görmez, şöyle konuştu:
'Bu hafızayı bir bütün olarak incelediğimizde üç şey söyleyebilirim. Bunlardan bir tanesi gerek tüp bebek uygulamasında, gerek kök hücre çalışmalarında, gerekse gen teknolojisiyle ilgili bundan sonra yapılacak çalışmalarda İslam dininin, İslam bilginlerinin en çok önemsediği şey, bütün ilahi dinlerin insanın bekası için öngördüğü ahlaki ilkelerden, hukuki prensiplerden, manevi değerlerden asla vazgeçmemek.' Bilim adamları ile İslam bilginlerinin birlikte çalışmaya devam edeceği üçüncü konunun, tüp bebek uygulaması için elde edilen embriyoların, ihtiyaç fazlası konusunda ne yapılması gerektiği olduğunu belirten Görmez, şöyle devam etti:
'Belki bilim adamları artık şu müjdeyi veriyorlar, 'ihtiyaç kadar alabiliyoruz', Burada da bir canlı söz konusu, bu canlının ne kadar korunması lazım?, İslam başta olmak üzere elbette bu bütün dinlerin gösterdiği bir hassasiyettir. Bu hassasiyet üzerinde yoğunlaşmamız gerekiyor. Özellikle gen teknolojisi üzerinde biraz düşünüldüğünde ileride çok daha büyük çalışmaların yapılacağı öngörülüyor. Bu çalışmaların insanlığı nereye götüreceği konusu, bütün din adamlarının, bütün dini kurumların ve elbette bu konularda hassas olan bütün insanların üzerinde düşünmesi gereken konular'
Merkezin açılmasına destek veren Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun eşi Operatör Dr Sare Davutoğlu da tüp bebek merkezinin yenilendikten sonra tekrar çalışmaya başlamasından dolayı büyük memnuniyet duyduğunu dile getirdi.
Davutoğlu, İstanbul'da çok sayıda tüp bebek merkezinin bulunduğunu, ancak 29 Mayıs Hastanesi bünyesinde yenilenerek tekrar açılan tüp bebek merkezinin büyük bir boşluğu dolduracağını belirtti.
Bu merkezde çalışacak hekimlerin ve uzmanların, tıbbi ve bilimsel ehliyetine olan inancının yanı sıra onların dini açıdan Diyanet İşleri Başkanlığının kurduğu bu hastanenin özel hassasiyetine de dikkat edeceklerine güvendiğini ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:
'Osmanlı'da hekim olmak için bütün medrese basamaklarını tamamlamış olmak gerekiyordu. Maalesef bizler böyle bir eğitimden geçmedik, ama bu merkezde çalışacak olan arkadaşlarımız bu çabayı kendileri dışarıdan tamamladılar. Çok baş döndürücü bir hızla gelişmekte olan tıbbi teknoloji alanının aynı zamanda dini altyapısında da yeterli donanıma sahip oldular. Bu sebeple hem hastalar gönül rahatlığıyla buraya başvurabilecek hem de bizler hekim olarak büyük bir güvenle arkadaşlarımızın son bilimsel teknolojiyi ve gelişmeleri takip ettiğinden emin olarak hastalarımızı refere edebileceğiz.'
- MERKEZDE YAPILAN YENİLİKLER-
Tüp Bebek Merkezinin Sorumlusu Doktor Nilay Karacaise merkezin 2005 yılında kurulduğunu ifade ederek, Mart ayında bu konuda yeni bir yönetmelik çıkarıldığını, bu yönetmelik uyarınca sperm odasının ve havalandırma sisteminin yenilendiğini, laboratuvarların birbiriyle bağlantılı hale getirildiğini, son teknolojik cihazların kurulduğunu söyledi.
Yeni bilgisayar yöntemiyle kişi bazında hataların en aza düşürülecek hale getirildiğini bildiren Karaca, 'Hedefimiz, Türkiye Diyanet Vakfı'nın temel kuralları çerçevesinde, normal yollardan çocuk sahibi olamayan çiftlerin sağlıklı çocuk sahibi olmalarına yardımcı olmak' dedi.
Merkezin ayda 50-60 hastaya hizmet verecek konumda olduğunu belirten Karaca, 'Talebin artması sayesinde cihazlarımızı da arttırmamız gerekecek. Ünitemizde hastaların hassasiyetine özen göstermekteyiz. Merkezimizin kapasitesi, Harvard'taki laboratuvarla karşılaştırıldığında daha güzel' diye konuştu.
Daha sonra Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Sare Davutoğlu ve İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı merkezin açılışını hep birlikte gerçekleştirdi.