Bayram değil seyran değil nereden çıktı şimdi bu başlık diye düşünenlere “Şehrimizin kurtuluş yıldönümü yaklaşıyor, bayram gelmeden hazırlık adettendir.” Diyelim ve hep beraber konu üzerinde fikir yürütüp, hayaller kuralım.
12 Mart 2018’de malumunuz dadaşlar diyarının 100. Kurtuluş yıldönümünü kutlayacağız. Ellinci, yüzüncü yıldönümlerine özel bir önem atfetmek, daha kapsamlı kutlamalar yapmak güzel bir teamüldür.
Hele de söz konusu Erzurum’un yüzüncü kurtuluş yıldönümüyse mesele daha da büyük önem kazanıyor.
Fırsatını buldukça konuşup yazarak, açıklamalar yaparak şu bilinci oluşturmaya çok çabaladım: 12 Mart; yerel değil, genel bir bayramdır, Erzurum'un kurtuluşu, vatanın kurtarılışına atılan ilk adımdır çünkü. Bu nedenle hem Kurtuluş bayramımızın ve hem de Kongre yıldönümünün Türkiye çapında düzenlenecek şenliklerle kutlanması lazımdır.
Hatırlıyorum, 95. Yıldönümünde bu minval üzere hem bir yazı kaleme almış, hem de ENER adına yazılı basın açıklaması yapmıştım. Demiştim ki gelin 12 Mart’ı ulusal çapta bir bayram haline getirelim, öyle etkinlikler, kutlamalar yapalım ki millet ayakta alkışlasın, takdirle alkış vursun.
“E ne yapalım” diye soranlara “Buna şehrin ortak aklı, müşterek gönlü karar verir, hele dadaşlar akletsinler, düşünsünler bakın ne güzel fikirler çıkar ortaya” demiş; naçiz önerilerimi şöyle sıralamıştım:
Cumhuriyet dönemi boyunca, Milli Eğitim veya Kültür Bakanlıklarımız veya Üniversitelerimiz, "Erzurum'un Kurtuluşu"nu konu alan, konusu "23 Temmuz" olan kompozisyon, şiir yarışmaları düzenlenmemiş olması ciddi bir eksikliktir.
Hiç değilse bundan böyle TRT, Devlet Tiyatroları veya Konservatuarlar, 12 Mart ve 23 Temmuz konularını işleyen müzikal, tiyatro eserleri için ulusal çapta yarışmalar düzenleyelim.
Fikir ve sanat âleminin bu ciddi konulara ilgisini sağlayalım.
Daha da önemlisi, kurtuluş ve anma etkinliklerinde sivil örgütler, hemşehri vakıf ve dernekleri inisiyatif almalı.
Bu işler resmi formattan çıkarılmalı, halka mal edilmeli.
Öte yandan, bu vesileyle Ermeni mezalimi müzesi önerimizi tekrarlıyoruz.
Vatandaşımız olan Ermenileri dışlamadan, onlara husumet beslemeden, diasporanın 'Soykırım' iftirasına karşı milli duruşun merkezlerinden birisi de Erzurum olmalıdır.
Her nerede yaşıyorlarsa yaşasınlar, bütün hemşerilerimiz kendi şehirlerindeki faaliyetlere lütfen ilgi göstersinler.
Hatta çoluk çocuklarını da alıp şenliklere götürsünler.
Evlatlarına kurtuluşun ehemmiyetini üşenmeden anlatsınlar. Genç nesillerin beyinlerine milli tarihimizi nakşetmezsek, kahramanlarımızı "model şahsiyetler" olarak sunmazsak, "milli bilinci" ayakta tutmamız mümkün müdür?
İşte böyle, yazıyoruz çiziyoruz, bir arpa boyu yol alamıyoruz. Evet, güzel kutlamalar yapıyoruz, ama yerelde kalıyoruz, ulusal sularda kulaç atma iradesini göstermiyoruz.
Yüzüncü yıl gelip çatmadan, işte şimdiden hatırlatıyorum.
Gelin 2018’i Erzurum yılı olarak kabul edelim, bunu etkili şekilde dillendirelim.
12 Mart’ta başlayıp, tüm yıla yayılacak çok özgün, etkili, ses getirici envaiçeşit faaliyetler planlayalım.
Yahu en zor şartlarda şu aziz vatan parçasını düşmanın pençesinden çekip aldık da bunun şöyle anlı şanlı kutlamasını beceremeyecek miyiz?
Beceririz, yeter ki isteyelim, gönülden murat edelim.
Haydi bismillah!