19- Cumhurbaşkanlığı Beştepe Millet Kütüphanesi kuruldu: Millet Kütüphanesinin kuruluşuna Cumhurbaşkanı ERDOĞAN’ın emriyle 2015 yılında başlanmıştır. Kütüphane, 125.000 m² alanda 5.500 kişilik oturma kapasitesi ile okuyuculara hizmet vermektedir.
Koleksiyonunda 2.039.000 basılı kaynak, 13.294 adet basılı dergiye ait 1.999.633 sayı mevcuttur. Ayrıca, erişim sağlanan 67 adet veritabanı içeriğinde; 665.000 e-kitap, 7.000.000 elektronik tez ve 77.000’e yakın e-dergiye ait 209.000.000 makale, rapor, vb. bulunmaktadır. Bu bilgi kaynaklarının okuyuculara sunum hizmetleri modern kütüphanecilik anlayışı ile verilmektedir. Millet Kütüphanesi, ülkemizin en büyük kütüphanesi olup koleksiyonları ve hizmetleri açısından dünyanın sayılı kütüphaneleri arasına girmeyi amaçlamaktadır.
Hızla değişen teknoloji, her alanda yenilikler ve dönüşümler meydana getirdiği gibi kütüphanelerde verilen hizmetleri de yakından etkilemektedir. Okulların kalbi olan kütüphaneler, eğitimin temel yapı taşı niteliğindedir. Bilim çağı ile eğitim sistemi, kütüphanelerin fiziksel ve sosyal açılardan modernleşmesine öncülük ederek yeni kütüphane modellerini ortaya çıkarmaktadır. Zenginleştirilmiş kütüphaneler, bu modellerden biridir. Bilim-teknoloji sınıfları ile kütüphaneleri birleştiren zenginleştirilmiş kütüphaneler, çocukların eğlenerek öğrendikleri bilgi merkezi haline gelmiştir.
Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi son teknoloji ve kütüphanecilikte son model bir kurgu ile yapılmış mükemmel bir kütüphanedir. Öğrenciler başta olmak üzere her yaştan ve branştan insanın rahatlıkla yararlanabileceği bir kütüphanedir. Kendisi doğrudan Milli Eğitim Bakanlığına ait olmamakla beraber, her düzeydeki eğitim-öğretim hayatımıza renk ve desen katması açısından çok manidardır.
20-Ak Parti, Maarif Vakfı’nı Kurdu: 2014’e kadar FETÖ, bu ülkenin maddi ve manevi pek çok değerini istismar ederek ya da sömürerek gelişti, sonunda 15 Temmuz’da bu Ülkeye en büyük ihaneti yaptı. Sömürdüğü değerlerden birisi de eğitim konusuydu. Yurt içinde ve yurt dışında okul açıyorum diye, aslında şer yuvası açmıştı. Emperyalizme asker yetiştiriyordu. Gizlediği asıl hedefinin, okullarında emperyalizme asker yetiştirmek olduğu, 15 Temmuz’da açık ve net olarak ortaya çıkmıştı.
Bu ülkenin hem insan kaynaklarını hem de sosyal, siyasal, eğitimsel, kültürel ve ekonomik gücünü istismar ederek yurt içinde ve dışında açmış olduğu okullar, Ülke yönetimi tarafından, Millet adına bir bir geri alınmağa ve bu okulların asıl sahipler konumunda olan Millete geri verilmeğe başlandı. İşte hem bunları devralıp yerli ve Milli bir anlayışla çalıştırmak, hem de dünyanın değişik yerlerinde yeni okullar açmak ve eğitime destek olmak üzere MAARİF VAKFI kurulmuştur.
Türkiye halen MAARİF VAKFI aracılığıyla yaklaşık 50’den fazla ülkede, 450 civarında okulla eğitim faaliyetlerini sürdürmektedir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde bulunan bu okullara yerel halktan teveccüh de çok yüksektir. Yurt dışındaki okullara öğretmen, yönetici, müfredat ve materyal hazırlama konusunda ise daha sistemli ve daha gönülden bir tavra ihtiyaç vardır. Merkezi İstanbul’da olan vakfın asıl amacı yurt dışındaki örgün ve yaygın eğitim süreçlerini okul öncesinden üniversiteye dek yürütmektir. Vakıf okul ve yurtlar açar; bu kurumlara öğretmen yetiştirir, bilimsel araştırmalar yapar ve faaliyette bulunduğu ülkenin mevzuatına uygun diğer eğitim faaliyetlerini yürütür. Öğrencilere burs ve nakdi yardım da veren vakıf, benzer faaliyette bulunan kurum ve kuruluşlarla da iş birliği yapabilmektedir.
Sonuç ve Değerlendirme:
2002 ve 2022 yılları arasında, Ak Parti Hükümetlerinin eğitimdeki hizmetlerini, 20 Maddede, özet halinde sunmağa çalıştığımız bu tabloya, daha başka hizmetler de eklenebilir. Buna göre Ak Parti Hükümetlerinin, Milli Eğitim Bakanlığında ve yükseköğretimde alt yapı adına yapılması gerekenleri, fazlasıyla yaptığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Hatta hem Milli Eğitim Bakanlığı’nda, hem de Yükseköğretim düzeyinde, önceki dönemlerle mukayese edilemeyecek derecede, altyapı adına çok büyük işlerin yapıldığını rahatlıkla ifade edebiliriz.
Bundan sonra alt yapıya paralel bir şekilde, eğitim reformlarının başlatılacağı açıktır ya da öyle olması gerekir. Çünkü önceki dönemlerden kalma bu alt yapı sorunları kadar, hatta onlardan çok daha fazla, ülkemiz eğitim sisteminin ‘temel-yapısal sorunları’ ya da ‘üst yapı sorunları’ vardır. Aslında ‘eğitim’ denince, hem bu ‘alt yapı’, hem de onun üzerine kurulacak ve geliştirilecek olan ‘bölüm’ olan üst yapı akla gelmektedir. Önemli bir bölüm ise, bu alt yapı üzerine neyi koyduğunuzdur. Eğitimi oluşturan bu bölüm ya da yapısal sorunların da MEB’de ve YÖK’te başlatılacak ‘eğitim reformu süreciyle’ çözüme ulaştırılacağı açıktır. Bunun da önümüzdeki yıllarda yani TÜRKİYE YÜZYILI’NDA yapılacağına inanıyorum.
Saygılar ve sevgiler sunuyorum.