13. Kar Film Festivali'ne 'Darbe ve demokrasi' Teması damgasını vuracak

Kar Film Festivali bu yıl 13. defa gerçekleşecek. Bu seneki organizasyon diğerlerinden farklı olarak belli bir tema üzerine oturtulmuş; bu tema 'darbe ve demokrasi'. Festival ile ilgili merak edilen soruları yanıtlayan Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi İrfan Hıdıroğlu, belirlenen temaile 15 Temmuz darbe girişimi sonrası oluşan yaraların tamir edilmesi bağlamında, iletişim, medya, akademik ve sanatsal kulvarlarda bu vakanın ifade edilmesini sağlayarak yaşananlara bir kez daha dikkat çekmek istediklerini söyledi.

 Kar film Festivali'nin her sene üzerine bir şeyler katarak süreklilik halinde düzenlendiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. İrfan Hıdıroğlu, "Biz festivalin üzerine her sene bir şeyler daha koyarak ilerlemeye çalışıyoruz. Yani hemfestivalimizin devamlılığı var hem de üzerine bir şeyler koyuyoruz. Bu sene temel farklılığımız şöyle; malumunuz ülkemizin geçirmiş olduğu son derece üzüntü verici,  elim verici hadiseler birkaç senedir yakamızı bırakmıyor. Bunlardan en sonuncusu 15 Temmuz süreciydi. Bu tür badireleri atlattık. Tam da milletimizin birleşmesine, bütünleşmesine, birlikteliğinin yine yeniden hafızalarda yazılması gerektiğine inandığımız bir dönem.15 Temmuz süreci gibi milletimizi yıpratan şeylerin ardından bunun tamiri gerek. Biz de bu sene bir yenilik olarak hiçbir zaman yapmadığımız bir şeyi yaparak festivalimizi belli bir tema etrafında topladık.Yarışmalarımızı da bunun üzerine konumlandırdık. Çağırdığımız isimlerde; Türk sinemasında darbe konusu, 15 Temmuz sürecinde muhabir olmak, darbeyi konu edinen filmlerin gösterimi ve konukların konuşması gibi etkinliklerle konuları bu tema üzerinden kodladık. İstedik ki dikkat çekelim. Bizim de iletişimsel olarak bir katkımız olsun," diye konuştu. 

İşin aktörleriyle birlikte darbenin medyada ne 

kadar ve nasıl ele alındığını konuşacağız

Festivaldeki yarışmalara bu seneki katılımın öncekilere nazaran daha sınırlı olduğunu söyleyen İrfan Hıdıroğlu bu durumun nedenini şöyle açıklıyor:

"Tabii, bu sene programı tematik yaptığımız için festivaldeki yarışmalara katılım biraz daha sınırlandı. Çünkü geçtiğimiz yıllarda daha geniş tutabiliyorduk konu ağını;ama pek tabii bu sene de dolu dolu bir programımız var. Geçen sene bir yenilik olarak 'Mart Ayı İletişim Günleri' kapsamında festivali düzenliyorduk. Bu geleneğimiz devam ediyor. Bu sene ki faaliyetlerimize baktığımızda 7 gün sürecek bir programımız var. Öncelikle Nazlı Çelik katılacak. Ondan sonra günün bitiminde filmin yöneteni İsmail Güneş'le darbe ve demokrasiyle alakalı söyleşilerimiz var. 15 Temmuzu yaşayan muhabirlerimizin sıcağı sıcağına anılarını alacağız. Yine o döneme ilişkin İHA'nın, AA'nın ve DHA'nın temsilcileriyle yerel bazda da yaşanan hadise ile ilgili konuşacağız. TV'de yayınlanan Sevda Kuşun Kanadında dizisi 80'li dönemleri o zamanki darbeyi konu alan bir dizi olarak davet ettik. Bizbu işin aktörleriyle birlikte bu darbeleri nasıl ve ne kadar; sinemada, basında, dizilerde, haberlerde ele alabiliyoruz aslında bunu konuşacağız. Yani darbe ve demokrasinin konuşulduğu bir platform gibi bir şey olacak."

Kar Film Festivali'nin Erzurum geneli için yarar sağlayacağına değinen İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Hıdıroğlu, "Festivalin getirilerini biz; şehir, üniversite ve fakülte olarak kodluyoruz. Şehir olarak katkısı şöyle ki; biz programları zaten buna göre yapıyoruz. Şehrimiz, ünlü isimlerin, ünlü yapımların gelmesiyle birlikte bir dinamizm kazanıyor. Belediyemizin, Valiliğimizin ve kurumsal süreçlerin de dâhil olduğu bir organizasyon olarak, imaj anlamında, ulusal basına çıkma, yerel basında temsil edilme gibi birçok şeyleri kullanarak Kar Film Festivali'nin şehrimize katkı sağladığını söyleyebiliriz. Üniversitemize katkısı ise; üniversitemiz genel merkezinde medya işinin yapıldığı üniversitelere ve şehirlere uzak olduğu için buradaki katkı öğrencimizin içine girdiği bir sinerjinin oluştuğu, paylaşımın gerçekleştiği bir faaliyet ve bunları yaşama, kültürel aktiviteleri deneyimleme. En özelde ise İletişim Fakültesi olarak düşünüyoruz. Burada da piyasa temelli aktörlerle öğrencilerimizi buluşturuyoruz. Programımızı da buna göre yapıyoruz derken neyi kastediyoruz? Yine aynı izlekten gidersek, şehrimizi popüler yapımlarla bir araya getiriyoruz. Geçen sene Diriliş ekibi, ondan önce Seksenler ekibi,  bu sene Nazlı Çelik örneğinde olduğu gibi programımız da bir popüler ayak oluyor. Bu popüler ayağı da halkımızla buluşturmaya çalışıyoruz. Şehrimizin bu tür organizasyonlara ihtiyacı var. Bu organizasyonlar daha genişletilmeli, daha da şehir katılımcı hale getirilmeli diye düşünüyoruz. Dediğimiz gibi her sene bu anlamda adımlar atıyoruz. Üniversitemiz açısından düşündüğümüzde gelen konuklarla, bu kişilerin vasıfları, olduğu söyleşiler hem akademik anlamda, hem de yine belirttiğim gibi kurumsal süreçlerin katılımıyla, basında da temsiliyle birlikte maksimum bir fayda oluştuğunu söyleyebiliriz. Öğrencilerimiz üzerinden de düşünürsek; öğrencimiz piyasa da bu işi yapan aktörlerle birlikte, mutfağında çalışanlarla birlikte, Gazetecilik olsun, Halkla İlişkiler olsun, Radyo Sinema ve Televizyon öğrencisi olsun bunların staj imkânları, bunların görüş alış verişi, bunlar gibi isimlerle söyleşiler yapmak gibi birçok imkânı onlara sunuyoruz. Program da bir popüler kanat, bir akademik kanat bir de öğrencimizi piyasa da isim yapmış kişilerle buluşturmak bir sinerji oluşturmak gibi kanatlar var,"dedi.