Haber Girişi : 15 Ocak 2016 10:01

1100 ÇUKUR ADAM!

1100 ÇUKUR ADAM!
Osmanlı döneminde ve cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan isyanları, başkaldırışları ve ihanetleri unutmuş değiliz.
       Son, otuz yıldır ülkeyi cehennem yerine çeviren, okulları yakan, şantiyeleri basan, kundaktaki bebekleri katleden, karakolları bombalayan, yol kesen, haraç toplayan, mahkemeler kuran, binlerce vatan evladının canına kıyan, görevi başındaki masum öğretmenleri  acımasızca katleden, askere, polise kurşun yağdıran ülkeyi milyarlarca lira zarara sokan, haydut çetesinin yaptıklarını da hafızamızdan silemeyiz.
Niyetlerinin insan hakları, demokrasi, kültürel haklar olmadığını biliyoruz.
Amaçlarının Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bölmek ve parçalamak olduğunu bilmeyen mi kaldı?
Kan ve göz yaşından beslenen , silahlı eylemden başka bir düşüncesi olmayan bu vahşi örgütün masum istekleri olduğuna ancak gaflet ve  ihanet içerisinde olanlar inanır.
Son  birkaç aydır, Şırnak, Silopi, Cizre, Van ve Diyarbakır'da ki devlete isyanı ve ihaneti tüm dünya izliyor ve görüyor.
Terör örgütünün yapmış olduğu tuzaklar, yığdığı silah ve mühimmatlar, kazdıkları hendekler,  hain düşüncenin en somut örneği olarak gözler önündedir.
Devlet kendisine tehdit oluşturan, vatandaşın malına ve canına kast eden her türlü  tehlikeye karşı tedbir almak ve gereğini yapmak zorundadır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendisine karşı girişilen bu savaşta devlet olmanın haklı refleksini göstermektedir.
Devletin, yöre halkını kalkan yapan, pusu kuran, asker ve polise kurşun yağdıran bu şer çetesine karşı elinde çiçekle gitmesi beklenemezdi.
Kazılan hendekler, döşenen hain pusular, cephanelik haline getirilen örgüt evleri hangi haklı isteğin göstergesi olabilir?
Dün Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği kararlılığı bu gün devlet geçte olsa uygulamaktadır.
Emperyalist ülkelerin beslediği  terör çetesinin , yerli işbirlikçileri de elbette ki vardı.
Dün 1100 imza ile kendilerini deşifre eden bu işbirlikçileri tanıma fırsatı bulduk.
Bu ülkenin okullarında okuyup, belli bir statü kazanmış ve devlet kasasından maaş olan bu zevatın akademisyenlerden olması ihanetin boyutunu göstermesi açısından oldukça manidardır.
1100 çukur adamın, şehit cenazelerine katılıp katılmadıklarını, ateş düşen fukara şehit evlerine gidip, baş sağlığında bulunup bulunmadıklarını soracak değiliz.
Atılan imzalar,  Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün gençliğe hitabesindeki "dahili ve harici bedhahların olacaktır" ifadesini  teyit eder niteliktedir.
1100 çukur adamın bu tavırları , yakında kaybettiğimiz  Kâmuran İnan'ın " bu ülkenin haini çoktur" sözü ile rahmetli Atilla İlhan'ın "ülkenin hain kontenjanı hiçbir zaman %10 altında değildir" cümlesini hatırlatmaktadır.
Kazdıkları hendeklerin içinde kaybolacak olan teröristler gibi, onlara imzaları ile destek vermeye çalışan kalemli teröristlerde mürekkep bataklığında yok olacaklar, Türkiye Cumhuriyeti her türlü ihanete ve alçaklığa rağmen ilelebet payidar kalacaktır?

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.