Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün Erzurum'a gelişinin 105. yıl dönümü törenlerle kutlandı.
Atatürk'ün Erzurum'a gelişinin 105. yıl dönümü kutlama törenleri ilk olarak Aziziye ilçesindeki programla başladı.
Aziziye Şehitlik Parkı'ndaki törende Atatürk'ü temsilen sporcu ve öğrencilerin taşıdığı Türk bayrağı ve Atatürk posteri, muharip ve malul gaziler eşliğinde Şehitlik Parkı'ndaki tören yerine getirildi ve protokol selamlandı.
BUGÜN DE AYNI DURUŞ VE KARARLILIKTAYIZ
Şehitlik Parkı'ndaki törende konuşan Aziziye Belediye Başkanı Emrullah Akpunar, “Milli Mücadele ateşini yakan bu beldede dün hangi duruşu göstermişsek, bugün de aynı duruş ve kararlılıktayız. Bu cennet vatan, ezelden beridir Türk yurdudur ve hep öyle kalacak. Bu toprakları yurt edinmiş aziz milletimiz ise, hep hür yaşadı, yine hür yaşayacak. Gazi Mustafa Kemal Paşa, silah arkadaşları ve tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz” dedi.
İSTANBULKAPI'DA 105 YIL ÖNCEKİ HEYECAN
Aziziye ilçesindeki törenin ardından kutlama törenleri İstanbulkapı'da devam etti. Burada da Atatürk'ü temsilen öğrenci ve sporcuların taşıdığı Türk bayrağı ve Atatürk posteri muharip ve malul gaziler ve davul-zurna eşliğinde Askerlik Şubesi önünden başlayarak yürüyüşle tören yerine gelerek, 9'uncu Kolordu Komutanlığı Bölge Bandosunun çaldığı marşla tören bölüğü ve protokolün selamlanması ile karşılandı. Bayrağın İstanbulkapı'yı geçişinden sonra Türk bayrağı ve Atatürk posteri eşliğinde törene katılan protokolle birlikte atlı birlikler davul-zurna eşliğinde yürüyüşle Gez Mahallesi, Hastaneler Caddesi'ni izleyerek Havuzbaşı'na geçildi.
3 TEMMUZ; VATAN DAVASININ YENİLENDİĞİ GÜNDÜR
Atatürk Anıtı’na çelenk sunumu, saygı duruşu ve akabinde okunan İstiklal Marşı ile devam eden törende Başkan Sekmen, günün anlam ve önemini ifade etti. Sekmen, konuşmasında şu görüşlere yer verdi: “Erzurum, tarihin hemen her döneminde çok önemli bir rol üstlenmiş, gerek politik ve gerekse stratejik konumu itibariyle de, sürekli işgal ve savaşlarla karşı karşıya kalmıştır. Kadim şehrimizin birbirinden farklı medeniyetlere beşiklik etmiş olması, işte tam da bu yüzdendir. Erzurum insanının cesur, gözü kara, fedakâr, koruyan ve savunan bir nitelikte oluşu da, esasen bundan dolayıdır. Düşünün ki; İzmir, 15 Mayıs 1919’da Yunanlılar tarafından işgal edilirken, Anadolu’dan ilk ve en büyük kitlesel tepkiyi, 18 Mayıs 1919’da Erzurum göstermiştir. Bu vesileyle Dadaşlar, bundan tam 105 yıl önce hınca hınç doldurdukları eski hükümet meydanında emperyalistlere karşı adeta meydan okumuşlardır. Dönemin Belediye Başkanı Zakir Gürbüz Bey’in; İtilaf Devletleri’nin İstanbul temsilcileri ile ABD Başkanı Wilson’a gönderdiği ders niteliğindeki telgraf ise, Erzurum’un ve Dadaşların hürriyete ve bağımsızlığa ne kadar düşkün olduğunun en somut kanıtlarından birisidir. Zakir Bey; gönderdiği telgrafta şu ifadelere yer vermiştir: ‘İşgal güçlerine göre; Müslüman olmaktan başka bir suçu olmayan Türk, yok edilmek istenmektedir Biz, sonucu ne olursa olsun İzmir’in yanındayız ve toprağımızın başındayız Ölümü şimdiden seçtik, haberiniz olsun!..’ İşte milletin birlik ve beraberliğini tam anlamıyla ifade ediyor olması açısından Erzurum’da sergilenen bu duruş, Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı daha da cesaretlendirmiş ve Paşa Erzurum’daki bu mitingin ardından yönünü hemen ertesi gün Samsun’a çevirmiştir.”
ERZURUM, MİLLİ RUH VE İRADENİN SEMBOLÜDÜR
Başkan Sekmen, Erzurum’un milli ruh ve iradenin sembol şehirlerinden biri olduğunu kaydetti. Sekmen, şöyle devam etti: “Mustafa Kemal Paşa’nın Erzurum’a geldiği 3 Temmuz 1919’da Ilıca’da karşılaştığı Mezar arkalı Mevlüt Ağa’nın, tarihe altın harflerle geçecek o sözlerinden Büyük Nutkunda da övgüyle bahsetmesi Erzurum’un Anadolu için ne kadar önemli olduğunu en büyük kanıtıdır. Mezar arkalı Mevlüt Ağa’nın; ‘Duydum ki, Erzurum’u Ermenilere vereceklermiş Hele geldim bakayım ki, kimin malını kime veriyor bunlar!’ şeklindeki sözleri, Mustafa Kemal Atatürk’e bundan 105 yıl önce, yani tam da bugün ‘Bu milletle neler yapılmaz ki!’ dedirtmiştir Nitekim öyle de olmuştur Bağımsızlık davasına inanmış yüce Türk milletinin başlattığı milli mücadele davası, önce kongre salonlarına, ardından meclis kürsüleri ve cephelere taşınarak, millet egemenliğine dayalı, bağımsız yeni bir Türk devletinin temelleri atılmıştır. İşte bu yüzden Erzurum demek; Türkiye Cumhuriyeti demek, Türkiye Cumhuriyeti demek, Erzurum demektir Erzurum, milli ruh ve iradenin sembolü, bağımsızlık ve hürriyet aşkının en güzide tarifidir. Erzurum insanı, Mustafa Kemal Paşa’ya 27 Ağustos 1919’da ‘Fahri Hemşehrilik’ payesi vermiş ve Kasım 1919 tarihinde yapılan seçimlerde ise, Son Osmanlı Mebuslar Meclisi’ne de Erzurum Milletvekili olarak yine Gazi Paşa’yı seçmiştir. İşte bu nedenle ‘Erzurum’ demek ‘Cumhuriyeti kuran şehir’ demektir, ‘Erzurum’ demek ‘Türkiye Cumhuriyeti’ demektir.”
Havuzbaşı'nda düzenlenen törene Vali Mustafa Çiftçi, 9 Kolordu ve Garnizon Komutan Vekili Tuğgeneral Mehmet Cihanoğlu, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, yargı üyeleri, askeri erkân ve kurum amirleri siyasi parti temsilcileri, STK mensupları ve vatandaşlar katıldı. Şiirlerin okunması, halk oyunu ekiplerinin ve mehteran takımının gösterisinden sonra Atatürkevi ziyaret edildi.