Bundan tam 24 yıl önce, yine böyle bir Mayıs ayının 16. gününde okurlarına "merhaba" dedi.
Palandöken Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ramazan KARATAŞ
Bundan tam 24 yıl önce, yine böyle bir Mayıs ayının 16. gününde okurlarına "merhaba" diyerek, ilk sayısını çıkaran gazeteniz Palandöken, o günden bugüne kesintisiz olarak yayın hayatını sürdürdü ve önüne çıkan nice güçlüğe, nice engele rağmen asla istikametinden sapmayarak, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını, demokrasiyi, milli ve dini değerleri ortak payda kabul etti.
Palandöken, geçen bu 24 yılda ilkeli, dürüst ve inandırıcı bir gazete olabilmek için özverili bir çalışma içinde oldu. Gazetenin kurucularından Bekir Okur, Mehmet Tanoğlu, Mehmet Azak, Muammer Cindilli ve Mehmet Şener başta olmak üzere, bugüne kadar kalemleriyle hizmet veren yazar kadromuz ve büyük bir fedakarlıkla çalışan gelmiş geçmiş tüm mesai arkadaşlarımız herkes, Palandöken için bir ses, bir destek ve unutulmaz emek verdi.
Türkiye, geride kalan bu 24 yılda öyle badirelerden atladı, öyle çetin süreçlerden geçip geldi ki, tarihçiler çeyrek asra yakın bu süreyi kaleme aldıklarında, ekonomik buhranları, siyasi krizleri, post modern darbeleri, yargı darbelerini ve nihayet 15 Temmuz kanlı askeri kalkışmayı en büyük puntolarla sayfalara geçirecek. Zira Palandöken'in hangi sayısına bakarsanız bakın oralarda yaşadığımız sürecin bir özetini bulacaksınız.
Eğilip bükülmeden, güç ya da tehdit karşısında boyun eğmeden gazete çıkarmak hiç de kolay bir iş değildir. Palandöken, Erzurum özelinde bunu başarmış bir gazetedir. Eğer adliyenin dili olsa da anlatsaydı, bu 24 yılda Palandöken nelerle karşılaştı, nelerle...
İnandığımız ilkelerden taviz vermedik, gün geldi çok büyük mali sıkıntılar yaşadık, gün geldi haklılığımızı teslim eden geniş kitlelerin takdirini topladık.
24 yıl önce çıktığımız bu çetin yolda, bugün kendinden emin ve ülkesinin yarınlarının aydınlık olacağına inanan bir gazete olarak ilerliyoruz.
Elbetteki önüne gelene mavi boncuk dağıtan bir gazete olmadığı için Palandöken'e kızıp sövenler de var. Misal, FETÖ'cüler, bir kaşık suda boğsa doymayacak kadar öfke ve kin besliyor bize!
Ne güzel işte...
Buradan da anlıyoruz ki Palandöken tarihin kendisine biçtiği misyonu layıkıyla yerine getirmektedir.
Nedir o misyon?
Ülkenin ve milletin birliğine kasdeden her kim ve kimler olursa olsun onların karşısına çıkmak ve kalemimizle onlarla mücadele etmektir.
Palandöken, alnının akı ile gururla diyor ki, "Ben bu görevi yaptım, yapmaya da devam edeceğim"
Palandöken bu anlamlı mücadeleyi verirken peki Erzurum halkı neredeydi?
Hiç düşünmeden cevaplayalım: Erzurum halkı (vatan haini bir grup hariç) bu mücadelede hep Palandöken'in yanında oldu, Palandöken'e abone olmak ve Palandöken'e ilan vermek suretiyle desteğini bir an bile kesmedi.
Daha ne olacaktı ki?
Üç beş yıl veya on yıl değil; tamı tamına koskoca 24 yıl...
Düşünün ki, o gün dünyaya gelen bir delikanlı, tahsilini tamamlayıp, vatani görevini bile yapıp geri gelmiş oluyor.
Palandöken işte o delikanlının coşkusu ve umuduyla dolu.
Ülkem daha güzel günleri kucaklayacak, milletim daha refah bir hayat sürecek.
Palandöken, çıktığı bu yolda nice karanlık yıllara tanıklık ettiği gibi nice de güzellikleri yaşadı ve sayfalarına taşıdığı haber ve yorumlarıyla bu güzelliği okurlarıyla paylaştı.
Bu şehrin yaklaşık çeyrek asrını merak eden varsa, buyursun Palandöken arşivine girsin baksın. Görecek ki bu şehir hiç de ağaç kovuğundan çıkmış bir yer değil. Bu şehir öyle görünmez bir değere sahip ki, işte o güçtür Palandöken'i her türlü zorluğa rağmen dimdik ayakta tutmayı başaran...
Teşekkürler Erzurum...
Teşekkürler, Palandöken'i Palandöken yapan herkese...
