POLİTİKA Haber Girişi : 30 Eylül 2010 00:30

Mücahit Bayrak Kardeşimizin Anısına

Mücahit Bayrak Kardeşimizin Anısına

Gönlünü iman ve Kur'ân hizmetine adamış, sevgi timsali Mücahit BAYRAKTAR kardeşim 15 Eylül 2010 Çarşambagünü fâni dünyadan asıl dostlukların yurdu ukbâ âlemine  yürüdü. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun. Diyanet Müftü Yusuf Karali Eğitim Merkezi ve Diyanet teşkilatımız bir hizmet ehlini Kur-an ehlini, bir Gülün-ü ilim yolunda kaybetti. Merhum Mücahit BAYRAKTAR ve eşi Fatma BAYRAKTAR kardeşime Cenâb-ı Hak'tan rahmet, kederli ailesi başta olmak üzere bütün akraba, dost ve yol arkadaşlarına sabr-ı cemil niyaz ediyorum.

Evet, ölümden kurtuluş, ecelden kaçış yoktur, ecelin yaşı da yoktur. Taşlıcalı Yahya Bey bir beyitinde şöyle der:
“Halas ölümden bendevü şah
Ecelden kaçış yok el hükmü lillah”

Evet, ölümden kurtuluş, ecelden kaçış yoktur. Takdir edilen zamanı gelince herkes ölecektir. Bu hususu merhum Süleyman Çelebi Hazretleri meşhur mevlid-i şerifinde son derece veciz bir şekilde şöyle belirtir.

“Her nedenlü çok yaşarsa bir kişi
Akıbet ölmek dürür anın işi”

Kur'an-ı Kerim'in ifadesiyle genç, yaşlı "Her nefis mutlaka ölümü tadacaktır." (Al-i İmran Suresi, Ayet 185.) Ölümsüzlük Allah'a mahsustur. İnsan ne zaman öleceğini bilemez. Asıl olan insanın, kendisine bahşedilen ömür nimetini, en güzel değerlendirip Cenab-ı Hakk'ın rızasına uygun bir hayat sürerek bu fani âlemden bakâ yurduna göçmesidir. Şâirin dediği gibi:

“Yadında mı doğduğun zamanlar
Sen ağlar idin, gülerdi âlem?
Bir öyle ömür geçir ki: Olsun
Mevtin sana hande, halka matem.”

Mücahit  Bayrak hocamızla tanışmamız  Rize Eğitim Merkezinde  Aşere Takrip dersiyle başladı. Güzel  sesiyle  Kelamullahı güzel okuyan, çalışkan, gayretli, bu yolda hizmet etme aşkı heyecanıyla dopdolu , medeni cesareti olan, mücadele ruhlu, hitabeti güzel, beyefendi kibar bir  kardeşimizdi Mücahit hocamız. İsmiyle  müsemma  Mücahit kardeşim, bu yolda eşiyle birlikte ilim yolunda  hakka yürüdü.  Eşi Fatma  Bayrak kardeşimizde  Kur-an-ı Kerim hocasıydı. Ben iki ay süreyle derslerde ve diğer zamanlarda edindiğim intibaı burada zikretmek istedim, duygularımı çok değerli kardeşlerimle  paylaşmak istedim.  Merhum Reisül Kurra Abdurrahman gürses hocamız; Talebesi Mehmet çevik hoca (eski Süleymaniye Camii imamı)nın cenazesinde şöyle bir konuşma yapar; ‘Her insan annesinden günahsız doğar ama bu dünyadan günahsız gidemez. Mehmet çevik  farklıdır.  O annesinden doğduğu günkü gibi bu dünyadan Alemlerin Rabbine  günahsız olarak kavuştuğuna ben şehadet ediyorum, sizlerde şahit olun der.’ O güzide cemaatin şahitliğini alır cemaati adeta coşturur, İnsanların göz yaşları adeta sel olur, hıçkırıklara boğulurlar.

Mücahit hocamızın ve eşi  Fatma kardeşimizin Cenaze namazında Samsun müstesna günlerinden birini yaşadığını düşündüm. Beş bin kişiye yakın cemaatin katıldığı Cenaze namazından sonra yaptığı o güzel konuşmada  Ayhan Mansız hocamız da kendini tutamamış talebesi için hem ağlamış,  hemde ağlatmış, talebesini aynen Merhum Reisül Kurra Abdurrahman GÜRSES  hoca efendinin  Mehmet ÇEVİK hocamızı uğurladığı gibi  Mücahit kardeşimizide ilim yolunda, Kur-an yolunda günahsız gittiğini dile getirmiştir. Elbette ilim yolunda ölen şehittir.

Bu konudaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:

(İlim öğrenirken ölen şehiddir Şehid, ölüm acısı duymaz, kabirde üzülmez, kıyametin dehşeti, hesap, mizan, sırat onu rahatsız etmez, doğruca Cennete gider ) [Hatib, Beyhaki]

(İlim yolunu tutana, Allahü teâlâ Cennet yolunu açar
) [Tirmizi]

(Mümine, öğrendiği, yaydığı ilmin sevabı, ölümünden sonra da devam eder
) [İbni Mace]

Rabbim Mücahit kardeşimizi ve eşini tüm Kur-an dostlarını Efendimize komşu eylesin. Mücahit hocamızın telelefon kayıtlarında eşine yazdığı mesajda şöyle demektedir; ‘İlim yolunda bana kolaylık gösterdiğin için (benimle Rizeye geldiğin) için Allahta sana cennetin yolunu kolay kılsın.’ Beraber bu yola girdiler , birlikte bu yolda hakka yürüdüler, her ikiside aynı yaşta 31 yaşında bu hayata veda ettiler. Ve her Canlıya ölüm vardır. İnsan Ölür ama Ölmeyen İnsanlıktır.

Son dönem İslam alimlerinden bir tanesi de ne güzel söylemiş. “Bu dünya dârü'l-hikmettir, dârü'l-hizmettir; dârü'l-ücret ve mükâfat değil. Buradaki a'mâl ve hizmetlerin ücretleri berzahta ve âhirettedir. Buradaki a'mâl berzahta ve âhirette meyve verir.” Cenâb-ı Hakk rahmetinin enginliğiyle ücretleri bire yüz, bire bin şeklinde verecektir.

Evet, insan eseriyle yaşar. Mücahit kardeşimiz ve Fatma ablamız artık okuttukları talebeleriyle, eserleriyle aramızda yaşayacak. Bizim hayır dualarımız onlarla olacak. Geride bıraktıkları iki evladını Cenab-ı Hak İslama hadim eyleye. Bu yazıyı okuyan tüm dostlarımdan bu kardeşlerime ve Ahirete göçen bütün ehli islamın ruhlarına Fatiha okumalarını istirham ediyorum.

Yüce Kitabımız :

"Sabredenleri müjdele. Onlar ki, başlarına bir musibet geldiğinde "biz Allah'a aidiz ve O'na döneceğiz' derler."
(Bakara, 156)


Evet hepimiz O'ndan geldik. Varlığımız, malımız-mülkümüz, evladu ıyalimiz, herşeyimiz O'nundur ve sonunda yine O'na döneceğiz. Önden gidenlere bu hizmete kendini adayanlara bu yolda olanlara selam olsun. Alllah-a emanet olun.

Halim GARİP

Rize Eğtm Merkezi Kuranı Kerim Öğretmeni.

      TEŞEKKÜR

      Cenaze günü ve gecesinde hertürlü desteği veren Eğitim Merkezi Müdürümüz Mehmet Bilgin’e, Rize Müftüsü İlyas Serenli bey’e, Rize Eğtm. Merk Kıraat hocası Ayhan  Mansız hocam’a, ismini  sayamadığım tüm dostlara  ve sınıf arkadaşlarına  çok teşekkür ediyorum.