Kemal Bey, bırak cağ kebap Artvin’in olsun

Cağ Kebabının tarihi elbetteki belli değil, yani ilk kez kim ya da hangi yörede bugünkü dönerin yatay halde pişirildiğini bilmiyoruz.

Fakat gerçek olan şu ki, bu yatay döner Doğu Anadolu Bölgesi’ne mahsus bir et pişirme şeklidir.

Hiç kimse kimseyi kandırmasın. Yatay döneri Erzurum’a ilk kez getiren Tortumlu Kemal Koç’tur. 80’li yıllarda Erzurumluyla odun ateşinde yatay kebabı tanıştıran Kemal Koç, bir gün bu kebabın Erzurum’un markası olacağını elbetteki düşünemezdi. Gün geldi yatay kebap, Erzurum’un alameti farikalarından biri oldu.

Kötü de olmadı hani… Lakin cağ kebap ülke çapında büyük bir üne kavuşunca, doğal olarak sahipleri de çoğalmaya başladı.

Öyle ki, Tortum’dan başka neredeyse her ilçe, “cağ kebab bizim ürünümüzdür” demeye başladı. Bu ilçelerin başında da Oltu ve Şenkaya geldi. Şimdi ise Artvin depara kalktı ve cağ kebap bizimdir demeye başladı.

Eyvallah, tut ki, cağ kebap Artvin’indir. Bu, Artvin’in Erzurum’a kin ve düşmanlık bilemesini mi gerektirir.

Kemal Koç, 80’li yıllarda Erzurum’da profesyonel hayata tanıtmamış olsaydı, eski adıyla “bico” yeni adıyla cağ kebabı son derece lokal kalacaktı ve belki de dünya bu güzel lezzeti tanıyamayacaktı.

Artvin Erzurum’un arka bahçesidir, evet, bir şehirdir ve önemli bir misyona sahiptir. Ama Erzurum’suz bir Artvin içi boş bir şerbet bardağına benzer…

Artvin’in Erzurum’la boy ölçüşmeye kalkışması yerine misal deniz ürünlerine dair iddiada bulunması çok daha inandırıcı ve samimi olacaktır.

Adama sorarlar, “hayırdır Artvin, her şeyin tamam da Erzurum’la kapışmak mı kaldı geriye?”

Cağ kebap dediğin aslında öyle ahım şahım bir ürün değil. Etin, odun ateşinde yatay biçimde piştiği ve adına “bico” denilen cağlara takılarak ikram edilen bir kebap türüdür.

Kimse kusura bakmasın ama evrensel filan da değildir…

Kemal Koç olmasaydı, bu yerel kebap çeşidi Tortum, Oltu, Olur, Narman, Uzundere ve Yusufeli’nde mahdut alanda saklı kalacaktı.

Bugün Türkiye genelinde neredeyse hemen her ilde cağ kebap yapılmaktadır. Ve ne yazık ki, yüzde doksanı da çok rezil bir haldedir…

Yani, Erzurum bir marka çıkarmaya çalıştı ama bunu bile yüzüne gözüne bulaştırdı.

Bu kadar kıymetten ve gözden düşmüş bir kebabın, ister Erzurum’un ister Artvin’in olmasının bizce hiçbir mahsuru yok.

Nasılsa cağ kebap namına her türlü kepazelik icra ediliyor.