GÜNCEL Haber Girişi : 04 Ekim 2008 15:05

İslam ülkeleri üzerine düşenı yapmalı

İslam ülkeleri üzerine düşenı yapmalı
Kısık sesli kınamalarla, reddetmelerle ne topraklar özgürlüğüne kavuşur, ne de değerler korunur. İslam ülkeleri ve halkları savunmasız Filistin halkının üzerine uygulanan ambargonun kaldırılması, düşmanlıkların durdurulması için etkin roller üstlenmeli ve ifa etmelidir.?
Çev: Mustafa Sabri Demir
Filistin Müftüsü ve Mescid-i Aksa Hatibi Muhammed Hüseyin, el-Mecelle dergisine yaptığı söyleşisinde Filistin direnişinin canlı olduğunu ve Filistin halkının bu direnişi İslami mukaddesatı özgürlüğüne kavuşturuncaya kadar da sürdüreceğini belirtti. Hüseyin Mescid-i Aksa?nın korunması ve gözetilmesinin bütün Müslümanlar üzerine dini bir vecibe olduğunun altını çizerek, bugün Mescid-i Aksa?nın yıkılması için kirli ellerin yoğun faaliyet içinde bulunduklarına dikkat çekti. Siyonist İsrail?in barış girişimlerindeki samimiyetsizliğine de değinen Hüseyin, Arap Birliği  ve İslam Konferansı Teşkilatı?nın da Filistin meselesinde daha etkin rol ifa etmesi gereği üzerinde durdu. Hüseyni ile yapılan söyleşiyi aşağıda sunuyoruz.
*  Bazı kimseler Filistin direnişinin artık bittiğini ve derin ayrılıklar ve bölünmeler yaşayarak çok zayıfladığını iddia ediyorlar. Sizin bu konudaki görüşünüz ne?
- Bu iddia veya yorum kesinlikle doğru değildir. Filistin direnişi Filistin?in her bir yerinde ve her bir Filistinlinin kalbinde bütün canlılığı ile devam etmektedir. Bütün engellere, ambargolara, vahşi düşmanlıklara rağmen Filistin halkı toprakları üzerinde hâlâ varlar ve direnişleriyle kanlarının son damlasına kadar zafere ulaşıncaya değin de var olmaya devam edecekler.
*  Filistin direnişinin simge hareketi Hamas ile Filistin yönetimi başkanı Mahmud Abbas arasında, İsrail?in tanınması ve onlarla anlaşmalara imzalar atılması hususundaki anlaşmazlıklar konusunda neler söyleyecektisiniz?
- İsrail?in tanınması veya tanınmaması konusundaki tartışmalar doyum noktasına ulaştı. Filistin?i Özgürleştirme Teşkilatı?nın hazırladığı dosyaya göre İsrail tanınmayacak. Abbas?tan da Filistin?in maslahatına kolaylaştırıcı yol takip etmesi, Filistin?de güvenliği ve istikrarı sağlaması; Filistin?in boyunduruğu altına altığı ambargodan kurtarması talep ediliyor.
Asıl meseleden uzaklaşılmamalı
* Bu şartlar altında Filistin yönetiminde Filistinliler arasında yaşanan tartışmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Filistinli bütün kesimlerin yaşadığı zalimane ambargoya rağmen Filistinliler arasında anlaşmazlıkların mevcudiyetini inkar edemeyiz. Bu durumda bizim üzerimize düşen görev uyarılarda bulunmaktır. Bunu da Mescid-i Aksa?da verdiğim hutbelerde her fırsatta dile getiriyor ve tarafları amaçta birlik sağlamaya çağırıyorum. Benzerler çağrıların diğer camilerdeki hutbelerde de verilmesi için gerekli talimatı veriyorum. Yapılanları en ince detaylarına kadar inceleyen ve çıkarlarına kullanan düşmanın amaçlarına hizmet eden tutumlardan vazgeçilmesi gereği uyarısında her fırsatta duruyoruz. Allah, Filistinlileri bataklığa itecek fitnelere düşmekten korusun. Bu duaya uygun olarak Filistin yönetiminden ve Halkından çıkarlarını korumada ferasetli, basiretli davranıp asıl sorunlarından uzaklaşmamalarını tavsiye ediyoruz. Temel ve öncelikli mesele, ağır işkence altındaki Mescid-i Aksa?nın ve Filistin topraklarının bağımsızlına kavuşturulması ve bağımsız Filistin devletinin kurulmasıdır.
*  Bu zamana kadar İsrail?in barışın sağlanmasındaki girişimlerine endişeyle yaklaşıldı. Bu girişimleri sizce ne zaman güvenilir olacak?
- İsrail yönetimi barışta samimi olmuş olsalar girişimleri de güvenilir olur, endişeyle karşılanmaz. İsrail barışta samimi davranmadığı için bu kuşkular da yersiz değil. Filistin doğal ve meşru haklarını alma şartıyla bölgede istikrar ve güvenliğin sağlanmasını istiyor. Gasp edilmiş topraklarından gaspçıların ellerini çekmelerini istiyor. 
Siyonist hurafe dış destek görüyor
*  Mescid-i Aksa yıkılsın diye İsrail tarafından sürdürülen kazı çalışmaları?..
- İsrail?in bu tür düşmanca tutumu ne ilk ne de sondur. İsrail?in bu nevi düşmanca girişimlerinin tarihi 1967 yılına kadar gider. Bugün olanları da bütün dünya basın ve yayın aracılığıyla görüyor, duyuyor. Mescid-i Aksa?nın simgesi olan Batı Kapısını ağır makinelerle, buldozerler kullanılarak yıkma girişimleri ve sonrasındaki gerginlikler hala gündemini koruyor. Çünkü aynı kapının yıkılması için girişimler hala devam ediyor. Ama bu sefer murçlarla, çekiçlerle gizliden ve yavaşça yapılmaya çalışılıyor. Mescid-i Aksa?yı yıkma düşüncesi Siyonizmin vazgeçemediği inançlarından biridir. İddia ettikleri heykeli buraya dikmek için bunu yapmaktalar. Bu nedenle Aksa mescidi kirli ellerin ve emellerin yıkmaya matuf girişimlerinden bu zamana değin bir lahza olsun boş kalmamıştır. Bu gayri insani ve kanuni girişimlerini durdurması gereken güçler bırakın durdurmayı bunları teşvik edici tutum içindeler. Hatta gerekli destek ve malzeme yardımında da bulunuyorlar. Bunların başında ABD, İngiltere gibi ülkeler geliyor. Siyonist hurafenin tahakkuku için sayılı güçler Siyonizm?e destek verir durumdalar.
*  Bu Siyonist hurafe ne?
- Siyonist iddiaya göre Süleyman mabedi ve heykeli Mescid-i Aksa?nın altındaymış. Bu iddia kesinlikle yalan. Bu yalanı da hukuku kandırmak ve hakikati gizlemek için uydurdular.
Mescid-i Aksa mahzun
*Bu durumda Mescid-i Aksa?yı korumak sadece Filistinlilerin görevi olmaktan çıkması gerekmez mi?
- Evet bu şartlar altında Filistinliler üzerlerine düşeni yapıyor. Ama dış güçlerin desteğini alan İsrail?in buldozerleri karşısında daha fazla yapabilinecek bir şey varsa bu görev İslam ülkelerine ve dünya Müslümanlarına düşüyor. Çünkü Mescid-i Aksa sadece Filistinlilerin kutsal mekanı değil, bütün İslam âleminin ve dünya Müslümanlarının kutsal mekânı ve mabedidir. İslam inancının ayrılmaz inançlarından biridir. Bu konuda girişimler başlatmak üzere uluslararası İslami bir zirve toplantısı yapılmalıdır. Bunu yapacak olan da İslam Konferansı Teşkilatı?dır.
*Arap ve İslam âleminin Filistin sorununa karşı tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Düşük tonlu kınamalarla, reddetmelerle ne topraklar özgürlüğüne kavuşur, ne de değerler korunur.  İslam ülkeleri ve halkları savunmasız Filistin halkının üzerine uygulanan ambargonun kaldırılması, düşmanlıkların durdurulması için etkin roller üstlenmeli ve ifa etmelidir.
*Yakın bir zaman içinde Filistin sorunu için İslam Konferansı Teşkilatı?nın toplanacağını bekliyor musunuz?
- Bizle Arap Birliği teşkilatına olsun, İslam Konferansı Teşkilatı?na olsun böyle bir toplantı tertiplemeleri çağrısında bulunduk. Olumlu bir izlenim de edindik yaptığımız görüşmelerde. Ancak böyle bir toplantının yapılabilmesi güçlü bir irade ile mümkündür. Bu iradeyi de göstereceklerine inanıyoruz.  Siyonist komploların başarmasından, Mescid-i Aksa duvarlarının yıkılmasından önce İslam Konferansı Teşkilatı?nın başta olmak üzere İslam âleminin ve halklarının Filistin sorununda daha etkin rol oynamak için gerekli toplantılar tertipleyeceklerine ve girişimler başlatacaklarına inanıyoruz.