GÜNDEM Haber Girişi : 02 Mayıs 2016 10:55

Güneş Vakfı'nda Göbeklitepe anlatıldı

Güneş Vakfı'nda Göbeklitepe anlatıldı
Ardahan Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Bahattin Çelik, Güneş Vakfı'nda düzenlenen 'Göbeklitepe ve Dikmetaş Geleneği' adlı konferansta konuştu.
 Ardahan Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Bahattin Çelik, Güneş Vakfı'nda düzenlenen 'Göbeklitepe ve Dikmetaş Geleneği' adlı konferansta konuştu. Çelik, Diyarbakır, Siirt, Batman, Adıyaman, Gaziantep ve Şanlıurfa ili sınırları içerisinde yer alan Neolitik dönem yerleşimleri üzerine yapılmış ve şu anda sürmekte olan çeşitli çalışmaları anlıttı. 
Doç. Dr. Çelik, konuşmasında, "İncelenen yerleşimlerin tümünün Çanak Çömlekli ve Çanak Çömleksiz Neolitik döneme (Cilalı Taş Devri) ait özellikleri var. Dönemin sivil ve dini mimarileri Anadolu uygarlığının aydınlatılması için büyük bir önem taşıyor." dedi.
Doç. Dr. Bahattin Çelik, dini yerleşimlerin bazılarında rastlanılan "T" şeklinde dikme taşların yer aldığı kült yapılarını içinde barındıran yerleşimlerin olduğunu belirtti.
Ayrıca konferansta yapılan çalışmalar sırasında bu tür yerleşimlerden ele geçmiş kireçtaşına oyulmuş hayvan kabartmaları, heykeller ve bezemeli taş kap örnekleri fotoğraflarla gösterildi.
Çelik, Şanlıurfa'ya 20 kilometrelik bir mesafede, Örencik Köyü yakınlarında 1963'te fark edilen dokuz hektarlık kazı bölgesinin öneminin yaklaşık 10 yıl kadar önce tarlasını karasabanla sürerken bulduğu oymalı taşı müzeye götüren Mahmut Kılıç sayesinde anlaşılabildiğini söyledi.
Doç. Dr. Bahattin Çelik, 1993 yılında Klaus Scmid, 1963 yılında bulunan Göbeklitepe' ye tekrar gittiğini Almanya'dan almış olduğu proje ile bölgede çalışmalarına hız veren bilim adamı 1995 yılında ilk kez Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Şanlıurfa Müze Müdürlüğü'nün işbirliğiyle kazı çalışmalarına başlandığını belirterek, Tarihi MÖ 11 binyıllarına uzanan, tapınma amaçlı törensel alanlara ait mimari kalıntılar, dikili taşlar ve üzerinde kabartmalı yabani hayvan ve bitki figürlerinin bulunduğu taşlar gün yüzüne çıkartıldığını, kazılarda elde edilen bulgularla, dünyanın bilinen en eski tapınma merkezlerinden birinin bu bölgede olduğunu ortaya çıktığını ayrıca, dikili taşların (Stel) üzerindeki resimler ve kabartmalar o dönemde yaşamış olan insanların sanatları hakkında bizlere fikir vermesi T biçimli taşların şaman veya kabile reisine ait olabileceğini belirtti.
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.